Sivas ellerinde sazım çalınır
Çamlı beller bölük bölük bölünür
Yardan ayr
ılmışam bağrım delinir
Katip arzuhal
ım yaz yare böyle
G
üzelim emey, birtanem emey, güzelim emey

…Din adamları Darü’l Hadislerden yetişirdi. Devlet adamları, hakimler, elçiler ise genellikle fıkıh medreselerinde ilim tahsil ederlerdi…

Darü’l Hadis Medreseleri, Hz. Muhammet’in söz, fiil ve uygun gördüğü halleri öğrenmek ve araştırmak için kurulmuş olan eğitim ve öğretim kurumları. Örn. Sivas Çifte Minare

Darüş Şifa Medreseleri, sağlık hizmetlerinin yürütüldüğü, tıp öğrencilerinin yetiştiği, ilaçların hazırlandığı medreseler. Örn. Sivas Şifaiye Medresesi

ŞİFAİYE MEDRESESİ

Kale Camii’nin hemen yanında bulunan medrese – diğer adıyla Sivas Darülşifası - Selçuklu Sultanı 1. İzzettin Keykavus tarafından 1217-1218 yıllarında şifahane olarak yaptırılmış, hastaların tedavi edildiği ve aynı zamanda tıp tahsilinin de yapıldığı bu önemli medrese, Osmanlı döneminde medrese olarak kullanılmış. Burayı önemli kılan en önemli özellik dünya üzerinde varlığını koruyan tek hastanelerden biri. Taş ve tuğla malzemelerle inşa edilen yapı tuğla işçiliği süsleme ve kabartma figürleri , kitabeleriyle mimari açıdan Anadolu Selçuklu en güzel eserlerinden diyebiliriz.

Görkemli taç kapıdan revaklı avluya giriliyor. Taç kapıda güneş ve ay sembolleri ana eyvanda kadın ve erkek başı biçimli rölyefler mevcut. Dört eyvanlı medresesinin güney eyvanında 1. İzzettin Keykavus’un türbesi bulunuyor.

Kaynak: Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

GÖK MEDRESE

(SAHİBİYE MEDRESESİ)

Eşsiz yapısıyla dönemin eğitim hayatına da şekil veren bu eser 2021yılında restore edilerek’ Sivas Gök Medrese Vakıf Müzesi’ adını almış. Müzede el yazması Kuran-ı Kerimler, hat levhalar, o döneme ait kıyafetler, ahşap madeni parçalar, çiniler, Sivas halı ve kilimlerin değerli örnekleri var.

Mimari açıdan bakıldığında Gök Medrese için açık avlulu dört eyvan plan düzeninin uygulandığı ve iki katlı olduğu iddia edilir. Batı cephesinde yer alan mermer anıtsal taç kapısı ve insanı ezen cephesiyle mimarlık tarihinde okuduğumuz 13. YY karakterini tam anlamıyla yansıtmakta… Selçuklu kapıları arasında önemli bir yere sahip Taçkapı, medresenin en gösterişli bölümü desem yeridir. Yayvan kemerli kapı açıklığının iki yanındaki nişler taçkapının birer küçük benzeri şeklindedir.

Cephede taçkapı üzerine inşa edilen iki minare, tabana kadar inen ve taçkapı ile bütünleşen süslemeli kaideleriyle tam bir simetrik uyum içindedir. Yivli olan minarelerin yivler arası, birkaç santimetre çapındaki yarım daire şeklinde fîrûze renkli sırlı tuğlaların üst üste sıralanmasıyla meydana getirilen kaval silmelerle ayrılmış, ayrıca minareler üzerine yine fîrûze çinilerle zikzak motifli süslemeler kullanılmış. Minarelerin kaideleri üzerinde sırayla üstten aşağı, tuğladan yapılan evreni temsil etmesi muhtemel daire şeklinde bir motif, onun altında bitkisel bir bezeme, bir kitâbe ve kitâbenin altında da geometrik yıldız motifleri, daha aşağılarda hayat ağacı ile onun altında altıgen çerçeve içinde yine birer kitâbe bulunmakta. Her yüzey ayrı anlamlarla bezenmiş.

Plastik Sanatların şaheserlerinden sayılan taçkapıda mermer malzeme ışık gölge oyunlarıyla genel görünümüne enfes bir görünüm kazandırmakta. Selçuklunun önemli figürlerinden olan hayat ağacı motifleri var. Medrese taç kapının üst iki köşesinde iç içe girmiş hayvan başları doldurmakta, üzengi taşlarının üzerindeki süslemede koç, tilki, boğa, ördek, at, kuş, aslan, yılan ve fil olmak üzere dokuz adet hayvan başı yer alıyor. (Bazı araştırmacılar bu figürlerin 12 Hayvanlı Türk Takvimi ile bağlantılı olduğunu söyler) Cephede, taç kapının solunda kemeri yonca yaprağı şeklinde yapılmış üç lüleli ilginç bir kitâbeli çeşme, köşelerde de iki bölüm halinde geometrik ve bitkisel kabartma motiflerle bezeli iki dayanma kulesi bulunmakta.

Taçkapının açıldığı yıldız tonoz örtülü giriş eyvanın iki yanında yer alan kapılardan sağdakiyle mescide, soldakiyle dârülkurrâya geçilir. Her iki mekân da kubbeli ve pencereli olup mescid dârülkurrâdan daha büyük ve kubbesine Türk üçgenleriyle geçiş sağlanmış. (Minarelerin merdivenlerine de bu odalardan çıkılmakta) Bu mekânların yanlarına rastlayan cephe kısmının iki köşesinde dikdörtgen iki salon bulunur. 14,50 × 24,25 m. ölçülerindeki havuzlu avlunun iki yanında, çeşitli başlıkların kullanıldığı değişik cinsten sütunlara oturan iki revak yer almakta ve bu revaklara cephenin köşelerindeki salonlardan başka iki yan eyvanlarla onların iki yanında yer alan altışar oda açılmaktadır. (Bu odalardan sağ diptekiler diğerlerinden daha büyük) Girişin karşısındaki büyük eyvanın (yazlık dershane) yanlarında ise doğrudan avluya açılan ve medresenin en büyük kapalı mekânlarını oluşturan iki salon (sağdaki daha büyük olan kışlık dershaneler) yer almaktadır.

Duvarları yontma kalker taşından yapılan medresenin görkemli minareleri 25 metre yüksekliğinde. Ayrıca sırlı tuğla ve mavi çini işçilikli tuğla örgülü minarelerde taç kapıya daha da önem kazandırmakta.

Mihrabın büyük bir kısmı günümüze kadar gelebilse de ahşap minber sonradan yapılmış. Çini ile kaplı olup üzerine Ayet-el Kürsi yazılmış. Üçgenler ile kubbeye geçişin sağlandığı mescidin kubbesi ve etekleri de çini tezyinatı var.

Girişin solundaki kare planlı kubbeli oda Dar-ül Hadis bölümü ve iç duvarları sıvanmış. Üzeri açık dikdörtgen planlı iç avlunun ortasında mermer taşları hala duran bir havuzu olması düşünülmekte. 22 köşeli poligonil bir plana sahip bu havuz Anadolu’da bilinen en büyük Selçuklu havuzudur. Avlunun kuzey ve güneyinde altı sütun üzerine inşa edilen revakların gerisinde küçük kapılardan hücrelere giriliyor. Doğu yönündeki ana eyvanı yıkılmış yerine mevcut taş ve kitabelerle bir duvar örülmüş, kuzey ve güneydeki yan eyvanların içi çini tezyinatla süslü.

Sivas neredeyse Medreseler Şehri gibi… Umarım ölmeden diğerlerini de görme şansım olur.

QOSHE - SİVAS   BU… YAZ YAZ BİTMEZ (Devam) - Sevgül Eroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

SİVAS   BU… YAZ YAZ BİTMEZ (Devam)

14 0
04.12.2023

Sivas ellerinde sazım çalınır
Çamlı beller bölük bölük bölünür
Yardan ayr
ılmışam bağrım delinir
Katip arzuhal
ım yaz yare böyle
G
üzelim emey, birtanem emey, güzelim emey

…Din adamları Darü’l Hadislerden yetişirdi. Devlet adamları, hakimler, elçiler ise genellikle fıkıh medreselerinde ilim tahsil ederlerdi…

Darü’l Hadis Medreseleri, Hz. Muhammet’in söz, fiil ve uygun gördüğü halleri öğrenmek ve araştırmak için kurulmuş olan eğitim ve öğretim kurumları. Örn. Sivas Çifte Minare

Darüş Şifa Medreseleri, sağlık hizmetlerinin yürütüldüğü, tıp öğrencilerinin yetiştiği, ilaçların hazırlandığı medreseler. Örn. Sivas Şifaiye Medresesi

ŞİFAİYE MEDRESESİ

Kale Camii’nin hemen yanında bulunan medrese – diğer adıyla Sivas Darülşifası - Selçuklu Sultanı 1. İzzettin Keykavus tarafından 1217-1218 yıllarında şifahane olarak yaptırılmış, hastaların tedavi edildiği ve aynı zamanda tıp tahsilinin de yapıldığı bu önemli medrese, Osmanlı döneminde medrese olarak kullanılmış. Burayı önemli kılan en önemli özellik dünya üzerinde varlığını koruyan tek hastanelerden biri. Taş ve tuğla malzemelerle inşa edilen yapı tuğla işçiliği süsleme ve kabartma figürleri , kitabeleriyle mimari açıdan Anadolu Selçuklu en güzel eserlerinden diyebiliriz.

Görkemli taç kapıdan revaklı avluya giriliyor. Taç kapıda güneş ve ay sembolleri ana eyvanda kadın ve erkek başı biçimli rölyefler mevcut. Dört eyvanlı medresesinin güney eyvanında 1. İzzettin Keykavus’un türbesi bulunuyor.

Kaynak: Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

GÖK MEDRESE

(SAHİBİYE MEDRESESİ)

Eşsiz yapısıyla dönemin eğitim hayatına da şekil veren bu eser 2021yılında restore edilerek’ Sivas Gök Medrese Vakıf Müzesi’ adını almış.........

© Önce Vatan


Get it on Google Play