Farklı dönemlerde Sivas'a hakim olan devletler, şehre kendilerine özgü değişik isimler vermiş… Sebaste, Sipas, Megalopolis, Kabira, Diaspolis (Tanrı Şehri), Talaurs, Danişment İli, Eyalet-i Rum, Eyalet-i Sivas ve Sivas… Ben tümünün ruhunu içimde hissederek gezeceğim!

Canım Türkiye'min İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan yüzlerce yıllık tarihi ağırladığı medeniyetleri, geriye bırakılan eserler ve doğal güzellikleriyle Sivas… Memleketimizin yüzölçümü açısından en büyük ikinci ili. Selçuklu döneminde ticaret yolları üzerinde tüccarların ziyaret ettiği bir yerleşim olması sebebiyle en çok Selçuklu eserini Konya’dan sonra burada bulabiliriz. Hem öyle böyle değil bu kıymetli dev eserler.

Tarihin tüm dönemlerinde önemli bir yönetim merkezi olmuş dedik ya… Hititler’de bir stratejik kale, Kadı Burhâneddin, Danişment, Eretna Beyliği'nin başkenti, Selçuklu Devleti'nin Darü'l A'la'sı, Osmanlı İmparatorluğu'nun eyalet merkezi ve… Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Anadolu'nun birlik ve dirlik yurdu …

Kızıldağ'dan doğan Kızılırmak, Köse Dağı’ndan doğan Yeşilırmak, Fırat’ın önemli kollarından biri olan Karasu da Sivas ili içinde… Coğrafi açıdan kıraç, yeşili az, sert iklimli, kışları bol karlı ve sert. Toprakların büyük bölümü yukarı Kızılırmak’ da , diğer kısımları Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinde bulunmakta. Kuzeyinde Ordu, kuzeybatısında Tokat, doğusunda Erzincan, kuzeydoğusunda Giresun, güneybatısında Kayseri, güneyinde Malatya ve Kahramanmaraş ile çevrili. Yani Sivas bol komşulu şehirlerimizden.

Öyle ki bu şehr-i diyar; Kara burunlu kangal köpeklerin ünü olduğu kadar, leziz kesme aşı çorbasından, kelle tatlısından gömmeye, salatalık dolmasından mercimek badına, pezikten peskütan çorbasına, hingelden yumuşacık katmerine, sübüradan keteye, Divriği pilavından Sivas köftesine ve madımağa kadar da birçok yemeğin de çıkış noktası…Ha bir de bilirdim ki, Sivas kızları pek güzel olurmuş.

1987 yılında UNESCO tarafından "Dünya Kültür Mirası" listesine alınan, Hz. Mevlana’nın da tedavi gördüğü Anadolu’nun El Hamra’sı Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, dünyadaki en büyük Hitit tapınaklarına sahip olan, Hititlerle Mısırlıların ünlü Kadeş Antlaşması’nın metne döküldüğü, bir savaşın barışa dönüştüğü Sarissa antik kenti ile Sivas’ın görülmesi gereken önemli tarih ve kültür hazinelerimizden.

‘Osmanlı egemenliğinde eyalet merkezi haline getirilen Sivas; Amasya, Çorum, Tokat, kısmi olarak Malatya ve Kayseri illeri Sivas'a bağlı birer sancak olmuştur. Evliya Çelebi Seyahatnamesi' nde belirtildiği gibi Sivas zamanın en önemli eyaletlerinden biridir.’ (40 İlkokul, 1000 dükkan, 18 Han, 40 kadar çeşmesi olduğundan bahsedilir.) Kaynak T.C. Sivas Valiliği

Sivas Kongresi’nden dolayı Sivas’ta da birçok noktada vurgu var. Bunlardan bir tanesi de yine şehir merkezinde bulunan Sivas Arkeoloji Müzesi’nin hemen yanındaki Mustafa Kemal Atatürk Anıtı, duygu yüküyle görülmeye değer. 13. yüzyıla ait Gök Medrese, Çifte Minareli Medrese, 1100 yılında inşa edilmiş Ulu Camii ve Mavi Medreseleri çini sanatının en güzel örneklerini içinde barındırıyor.

Karşımda Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi eserlerini bir arada bulunduran şehir meydanı. Evet Sivas Tarihi Kent Meydanı’ndan başlayarak geziyorum. Yazı dizisi olacak kadar çok anlatılacak yer var. Artık yetiştirebildiğim kadar…

Yan yana bulunan üç medrese yürüyerek keşfedeceğiniz bir yakınlıkta. Medrese medreseye karşı! Şifaiye Medresesi’nin tam karşısında bulunan Çifte Minareli Medrese ve Buruciye Medresesi… Ben Buruciye Medrese’sinin avlusunda şırıl şırıl akan bir havuzun kenarında oturup kahvemi yudumladım, bu gezginliğin en güzel ritüelidir. Haritanızı bilgilerinizi pekiştirerek rota çizersiniz ufak molalarda dinlenirken kahve size eşlik eder.

Medreseler üzerine

Anadolu’da 13. Yüzyılın sonunda yaptırılan medrese sayısının fazlalığı dönemin politik ortamının bir sonucudur. Medreseler Nizammülk’ten itibaren dini ve siyasi fikirleri yaymak için kullanılmışlardır. Anadolu’ya göçün yoğunlaştığı bu dönemde göç eden halkları eğitmek önemli bir sorun haline gelmiştir. (Sanki bunu bir yerden hatırlıyorum)

Buruciye Medresesi (Hacı Mes’ud Medresesi)

1271 yılında Anadolu Selçuklu Sultanlarından 3. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Muzafferüddin Burucirdi tarafından yaptırılmış. İlmiye çalışmaları ve devrin pozitif ilimlerinin okutulduğu bu yer uzun yıllar kullanılmış. Yapı kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri açık avlu etrafındaki sütunlu revaklar ve bunların gerisinde bulunan hücrelerden oluşmakta. Sarımtırak renkli taşların oyma olarak yapılan giriş kapısı ve avlu karşısındaki iç cephe, devrin Selçuklu taş oymacılığının en güzel örneklerinden. Giriş kapısının sol yanında mavi ve siyah çinilerle süslü türbede medrese binasını yaptıran Burucerdioğlu Muzaffer Beyin (Hacı Mes'ud) ve çocuklarının kabirleri var. Türbenin yanında da iki beşik tonozlu küçük oda, revakların arkasında medrese odaları, ana eyvanın yanlarında da iki kubbeli oda bulunmakta. Ayrıca kütüphane de var. Taş işlemeciliğinde ağırlık taç kapıda vurgulanmakta, yıldız, rumi ve geometrik motifler yüzeysel ancak bir dantel gibi işlenmiş. Medrese 1965-1966'da tamir edilmiş ve müze haline getirilmiş, sonraki yıllar yine birçok kez tamir ve bakım görmüş.

( Vezir Şemseddin Medresesi Evkafı Medrese-i Pervane Bey Medresesi da deniyor)

Taç kapı üzerinde yer alan kitabesine göre 1271 yılında İlhanlılar Veziri Şemseddin Cüveyni tarafından yaptırılmış ancak mimarı ve sanatkar adının yazılı olduğu kitabe kırık olduğu için bilinemiyor. Medresenin kapalı alanları da maalesef yok olmuş sadece doğu yönündeki minarelerin bulunduğu asıl cephe yüzeyi ayakta kalmış. Medrese, süslemeli taç kapısı ve tuğla-çini örgülü iki minaresi ile harika bir görsel sergilemekte.

Yapının günümüze ulaşan temel izlerinden açık avlulu üç eyvanlı ve iki katlı olduğu, yapının kuzeydoğu köşesindeki hücrenin de hamam olarak kullanıldığı anlaşılmakta. Cephede Kuran_ı Kerim’den bazı ayetler yer alıyor. 3. Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde başta Konya Sivas ve Kayseri olmak üzere Anadolu’nun pek çok yerinde zengin vakıflarla, camii, zaviye, hamam yapılmış olup, Çifte Minareli Medrese ve Buruciye Medresesi ile de şehrin sosyal ve kültürel bir merkez olduğunu anlamak zor değil.

1882 yılında harap durumda olan kalıntılar yıktırılarak üzerine hastane yaptırılmış, bu çalışmalar sırasında Halil Ethem Eldem’in gayretleri ile giriş cephesinin duvarı, arka yüzüne yapılan destek duvarları ile bugüne gelebilmiş. (Allah razı olsun Halil Ethem’den)

Arka kalıntılar üzerine yapılan hastane daha sonra Sivas Askeri Rüştiyesi, İsmet Paşa İlkokulu ve Numune İlkokulu olarak kullanılmış, 1960 yılında da dönemin valisi tarafından burası yıktırılmış. Medresenin ilk kalıntıları 1963-1965 yılları arasında Haluk Karamağaralı tarafından yapılan kazılarla ortaya çıkarılmış ve 2008- 2010 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarım yapılmış.

Kaynak: T.C. Vakıflar Genel Müdürlüğü

…Devam edecek …

QOSHE - 58 SİVAS? - Burdaa !!! - Sevgül Eroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

58 SİVAS? - Burdaa !!!

5 0
27.11.2023

Farklı dönemlerde Sivas'a hakim olan devletler, şehre kendilerine özgü değişik isimler vermiş… Sebaste, Sipas, Megalopolis, Kabira, Diaspolis (Tanrı Şehri), Talaurs, Danişment İli, Eyalet-i Rum, Eyalet-i Sivas ve Sivas… Ben tümünün ruhunu içimde hissederek gezeceğim!

Canım Türkiye'min İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan yüzlerce yıllık tarihi ağırladığı medeniyetleri, geriye bırakılan eserler ve doğal güzellikleriyle Sivas… Memleketimizin yüzölçümü açısından en büyük ikinci ili. Selçuklu döneminde ticaret yolları üzerinde tüccarların ziyaret ettiği bir yerleşim olması sebebiyle en çok Selçuklu eserini Konya’dan sonra burada bulabiliriz. Hem öyle böyle değil bu kıymetli dev eserler.

Tarihin tüm dönemlerinde önemli bir yönetim merkezi olmuş dedik ya… Hititler’de bir stratejik kale, Kadı Burhâneddin, Danişment, Eretna Beyliği'nin başkenti, Selçuklu Devleti'nin Darü'l A'la'sı, Osmanlı İmparatorluğu'nun eyalet merkezi ve… Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Anadolu'nun birlik ve dirlik yurdu …

Kızıldağ'dan doğan Kızılırmak, Köse Dağı’ndan doğan Yeşilırmak, Fırat’ın önemli kollarından biri olan Karasu da Sivas ili içinde… Coğrafi açıdan kıraç, yeşili az, sert iklimli, kışları bol karlı ve sert. Toprakların büyük bölümü yukarı Kızılırmak’ da , diğer kısımları Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinde bulunmakta. Kuzeyinde Ordu, kuzeybatısında Tokat, doğusunda Erzincan, kuzeydoğusunda Giresun, güneybatısında Kayseri, güneyinde Malatya ve Kahramanmaraş ile çevrili. Yani Sivas bol komşulu şehirlerimizden.

Öyle ki bu şehr-i diyar; Kara burunlu kangal köpeklerin ünü olduğu kadar, leziz kesme aşı çorbasından, kelle tatlısından gömmeye, salatalık dolmasından mercimek badına, pezikten peskütan çorbasına, hingelden yumuşacık katmerine, sübüradan keteye, Divriği pilavından Sivas köftesine ve madımağa kadar da birçok yemeğin de çıkış noktası…Ha bir de bilirdim ki, Sivas kızları pek güzel olurmuş.

1987 yılında UNESCO tarafından "Dünya Kültür Mirası" listesine alınan, Hz. Mevlana’nın da tedavi gördüğü Anadolu’nun El Hamra’sı Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, dünyadaki en büyük Hitit tapınaklarına sahip olan, Hititlerle Mısırlıların ünlü Kadeş Antlaşması’nın metne döküldüğü, bir savaşın barışa dönüştüğü Sarissa antik kenti ile Sivas’ın görülmesi gereken önemli tarih ve kültür hazinelerimizden.

‘Osmanlı........

© Önce Vatan


Get it on Google Play