UNESCO 1945 Yılında Türkiye’nin de içinde yer aldığı 20 devlet tarafından kurulmuştur. Kuruluş amacı eğitim, bilim, kültür, iletişim, küresel barışın tesisi, fakirliğin ortadan kaldırılması, sürdürülebilir kalkınma ve paylaşılan ortak değerler hakkında bilgilendirme gibi insani değerlerin geliştirilmesidir. Merkezi Paris’tir.
UNESCO, 1972 tarihinde “Dünya Kültürel Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmeyi” kabul etmiştir. Bu şekilde ülkemizden de şimdiye kadar birçok eser bu kapsamda koruma altına alınmıştır. Bu yapısıyla UNESCO, dünyada “Acil Korunma Gerektiren Kültür Miras “ eselerini listesine alan bir kuruluş olmuştur. Listede 1976 yılında yaptığı toplantıda sunulan bir “önerge”de yer almıştır.
Bu önerge Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı olan 1981 yılının “Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılı” olarak ilan edilmesi ve UNESCO’nun o yıl mevcut olan 152 üye devletler tarafından kutlanmasıdır.
Bu öneriye şaşıran İsveç delegesi ayağa kalkar “Dünyada gelmiş geçmiş bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacakmıyız”. diye sorar.
Buna soruya hiddetlenen Rus delegesi: “ Genç delege arkadaşıma hatırlatmak isterim ki, Atatürk dünyadaki herhangi bir lider değildir.Bırakın onu bir yıl anmayı, sorunlarımıza çözüm aradığımız her zaman aramalı ve anmalıyız” der.
27 Kasım 1978 tarihinde oylama günü tekrar söz alan İsveç delegesi “ Ben Atatürk’ü inceledim,önceki sözlerim için bütün ülkelerden özür diliyor ve ilk imzayı ben atıyorum” der ve önerge hiç olumsuz oy çıkmaksızın oybirliği ile kabul edilir. “1981 yılının Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılı Kutlaması” yolunda karar alınır.
Genel Kurul’un kararında, bu kararın dayanağı olarak şu ifade ve gerekçeler yer almıştır:
“UNESCO Genel Konferansı, uluslararası anlayış işbirliği ve barış yolunda çalışmış üstün kişilerin gelecek kuşaklar için örnek olacakları inancıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100.Yıldönümü’nde,1981 yılında anılacağını hatırlatarak,UNESCO’nun ilgilendiği tüm alanlarda olağanüstü bir reformcu olduğunu gözönünde tutarak, özellikle sömürgecilik ve emperyalizme karşı en önce açılan savaşların ilk liderinden biri olduğunu kabul ederek, dünya ulusları arasında karşılıklı anlayışın, sürekli barışın kurulması için çalışmalarının olağanüstü bir örnek olduğunu ve tüm yaşamı boyunca insanlar arasında hiçbir renk,din, ve ırk yırımı gözetmeden, bir uyum ve işbirliği çağının doğacağına olan inancını anımsatarak, eylemlerini her zaman barış, uluslararası anlayış ve insan haklarına saygı yönünden yapmış olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Atatürk’ün kişiliğini ve eserlerinin çeşitli yönlerini ortaya çıkarmak üzere, yapılacak sempozum hazırlıkları için Türk Hükümeti ile UNESCO’nun işbirliği yapılmasına karar verilmiştir”.
UNESCO’nun aldığı bu karar gereği dünya tarihinde bir ilk olarak Atatürk’ün 100.doğum yıldönümü olan 1981 yılı “ Atatürk Yılı” olarak kutlanmıştır. (Erdem Akyüz, Bütün Dünya,Aralık 2022,syf.29-31).
Atatürk’ün saygın ve barışçı kişiliği ile Türkiye Cumhuriyeti kısa sürede uluslararası camiada itibarlı bir devlet haline gelmiştir. Lozan’da kontrolümüze alınamayan Boğazlar sağlığında kontrolümüze (Montrö Sözleşmesi) geçmiş, Hatay Anavatan’a katılmıştır. Milletler Cemiyetine ( Cemiyet-i Akvam) davet edilerek giren Türkiye ,1932, Cemiyette aktif görevler üstlenmiş, 1934 yılında Sovyetler Birliği’nin Cemiyete alınmasını sağlamıştır.
Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri J.Avenol, Atatürk’ün ölüm haberini aldığında “barışın dahi yapıcısı” sözleri ile başsağlığı dileklerini iletmiş ve cenaze törenine cemiyetin en yüksek düzeyde katılımını sağlamıştır. (https://ataturkansiklopedisi.gov.tr)
Büyük Atatürk dünyanın her tarafında tanınmakta ve bilinmektedir. Dünyanın birçok şehrinde onunla ilgili anıtlar,eserler yapılmıştır. O’na bu bahtiyarlığı kazandıran; yaptıklarının,söylediklerinin sadece Türk Milleti için değil, yüksek karakterinin ve insanlığının gereği, hiç ayırım yapmadan bütün mazlum milletler için, insanlık için istemesi ile izah edilebilir ancak.
Cumhuriyetimizin 100.yıldönümünde, aramızdan ayrılışının 85.yılında Büyük Atatürk’ü saygı ve minnetle anarız.

QOSHE - UNESCO’NUN UNUTULMAYACAK BİR KARARI - Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

UNESCO’NUN UNUTULMAYACAK BİR KARARI

13 0
18.11.2023

UNESCO 1945 Yılında Türkiye’nin de içinde yer aldığı 20 devlet tarafından kurulmuştur. Kuruluş amacı eğitim, bilim, kültür, iletişim, küresel barışın tesisi, fakirliğin ortadan kaldırılması, sürdürülebilir kalkınma ve paylaşılan ortak değerler hakkında bilgilendirme gibi insani değerlerin geliştirilmesidir. Merkezi Paris’tir.
UNESCO, 1972 tarihinde “Dünya Kültürel Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmeyi” kabul etmiştir. Bu şekilde ülkemizden de şimdiye kadar birçok eser bu kapsamda koruma altına alınmıştır. Bu yapısıyla UNESCO, dünyada “Acil Korunma Gerektiren Kültür Miras “ eselerini listesine alan bir kuruluş olmuştur. Listede 1976 yılında yaptığı toplantıda sunulan bir “önerge”de yer almıştır.
Bu önerge Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı olan 1981 yılının “Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılı” olarak ilan edilmesi ve UNESCO’nun o yıl mevcut olan 152 üye devletler tarafından kutlanmasıdır.
Bu öneriye şaşıran İsveç delegesi ayağa kalkar “Dünyada gelmiş geçmiş bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacakmıyız”. diye sorar.
Buna soruya hiddetlenen Rus delegesi: “ Genç delege arkadaşıma hatırlatmak isterim ki, Atatürk dünyadaki herhangi bir lider değildir.Bırakın onu bir yıl anmayı, sorunlarımıza çözüm aradığımız her zaman aramalı ve anmalıyız” der.
27 Kasım 1978 tarihinde oylama günü tekrar söz alan İsveç delegesi “ Ben Atatürk’ü inceledim,önceki........

© Önce Vatan


Get it on Google Play