Daha o zamanlar cep telefonu yoktu hiçbir çocuğun elinde. İstanbul’da daha çok boş alan olması, daha az konut, daha az araç, hepsi İstanbul’u beyaza boyamaya etkendi. O zamanlar, Esenyurt, Beylikdüzü gibi yerleşim yerleri yoktu tabi. Yine de şehrin kalabalığından şikayet ederdi ya büyükler, neyse. Şimdi havalar daha sıcak gidiyor, kar yağınca tutana kadar eriyor erimesine ama tutunca da ulaşım beyaz çileye dönüyor.

Vefa’da, Süleymaniye Camii’nin gölgesindeydi evimiz. Üst katta rahmetli babaannem yaşardı, alt katta biz. En üst katta terasa çıktığımda bir yanımda Süleymaniye tüm görkemiyle durur, diğer yanda ise Bozdoğan Kemeri... Terasın başka bir ucunda ise Galata Kulesi görülürdü.

Çocukluğumun geçtiği 80’lerde, -evet bende seksenlerde çocuk olan şanslı nesillerden biriyim.- doğup büyüdüğüm İstanbul’un kadim semti Vefa’da bulunan Reşat Nuri Güntekin sahnesinde aile büyüklerimle bir tiyatro oyununa giderdim sömestr tatilinde… Benim için en güzel karne hediyesiydi.

Bu devirde maddi anlamda geçinmek oldukça zorlaştı. Anne – babalar çalışıyor, evin masrafları anca çıkıyor. Çocuklar anne – babalarından çok, öğretmenlerini, büyükanne ve dedelerini ya da bakıcılarını görüyor. Sömestr tatili, çocuklarınızla zaman geçirmeniz için en güzel dönem. O yüzden sömestr tatilinde sinemalarda hangi filmler vizyona giriyor? Hangi tiyatro oyunları var? Çocuklarınızla gidebileceğiniz diğer kültür – sanat etkinlikleri neler, ona bir bakalım.

Bir animasyon filmi olan Tay 2 Ebabil Takımı, çocukların bu sömestr’da ilgisini çekeceğe benziyor. Ördeklerin Göçü, çocuğunuzla keyifli bir zaman geçirebileceğiniz diğer bir animasyon filmi… Liseli gençler ise bu tatilde 3391 km adlı filmi izlemek için gün sayıyor. Birbirinden kilometrelerce uzakta olmalarına rağmen, sevginin güçlü bağlarını hissedebilen iki gencin hikayesini anlatıyor.

Dört kardeşin ebeveynlerinin ajan olduğunu öğrenmesiyle sıradışı bir maceraya sürüklendiği Kardeş Takımı, yine bir aile komedisi olan Afacanlar Kampta, çocukların severek izleyeceği filmlerden. Sömestr tatilinin ikinci haftası yani 26 Ocak’ta vizyona girecek olan Cem Karaca’nın Gözyaşları adlı biyografik film, usta sanatçının izlerini gelecek kuşakları olan çocuklarına aktarmak isteyenler için birebir.

Sömestr’da çocuklarınızla tiyatroya gitmek istiyorsanız eğer, önünüzde yine zengin seçenekler var. Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi ve Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde Charlie’nin Çikolata Fabrikası ve Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde Küçük Prens bu oyunlar arasında en dikkat çekeni…

İstanbul Modern Sanat Müzesi, yarı yılda çocuklara sanat dolu bir program sunuyor. Çocuklar için açılan yarı yıl sanat okulunda 7 – 10 yaş aralığındaki çocuklar, müze eğitimcileriyle birlikte sanatı yorumluyor ve sanatsal üretimler gerçekleştirebilecekleri atölye çalışmalarına katılabiliyor.

Köşe yazımın başında Vefa’dan söz ederken… İstanbul’un kadim semti Vefa’ya gönül vermiş, Vefalılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Vefa Lisesi Eğitim Vakfı Genel Sekreteri ve Vefa Spor Kulübü önceki dönem başkanlarından İsmail Hakkı Baliç’i yitirdik geçtiğimiz hafta… Oğlum Ata’nın en yakın arkadaşı olan Kanat’ın da dedesiydi Merhum Baliç. 74 yaşında aramızdan ayrılan İsmail Hakkı Baliç’e Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Öyle işte, hayat bu, bugün varız, yarın yokuz. Önemli olan, ebediyete göçmeden evvel, geride hoş hatıralar bırakabilmek… Siz de çocuklarınızla, torunlarınızla, yeğenlerinizle güzel anılar biriktirmek istiyorsanız eğer, yarı yıl tatili bunun için çok iyi bir fırsat…

QOSHE - İYİ TATİLLER!  - Korkut Eyüp Anlı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İYİ TATİLLER! 

17 0
20.01.2024

Daha o zamanlar cep telefonu yoktu hiçbir çocuğun elinde. İstanbul’da daha çok boş alan olması, daha az konut, daha az araç, hepsi İstanbul’u beyaza boyamaya etkendi. O zamanlar, Esenyurt, Beylikdüzü gibi yerleşim yerleri yoktu tabi. Yine de şehrin kalabalığından şikayet ederdi ya büyükler, neyse. Şimdi havalar daha sıcak gidiyor, kar yağınca tutana kadar eriyor erimesine ama tutunca da ulaşım beyaz çileye dönüyor.

Vefa’da, Süleymaniye Camii’nin gölgesindeydi evimiz. Üst katta rahmetli babaannem yaşardı, alt katta biz. En üst katta terasa çıktığımda bir yanımda Süleymaniye tüm görkemiyle durur, diğer yanda ise Bozdoğan Kemeri... Terasın başka bir ucunda ise Galata Kulesi görülürdü.

Çocukluğumun geçtiği 80’lerde, -evet bende seksenlerde çocuk olan şanslı nesillerden biriyim.- doğup büyüdüğüm İstanbul’un kadim semti Vefa’da bulunan Reşat Nuri Güntekin sahnesinde aile büyüklerimle bir tiyatro oyununa giderdim sömestr tatilinde… Benim için en güzel karne hediyesiydi.

Bu devirde maddi anlamda geçinmek oldukça zorlaştı. Anne – babalar çalışıyor, evin masrafları anca çıkıyor. Çocuklar anne – babalarından çok, öğretmenlerini, büyükanne ve dedelerini ya da bakıcılarını........

© Önce Vatan


Get it on Google Play