35 yıllık dostluğumuzun olduğu şimdi Devlet Tiyatroları genel müdürümüz sayın Tamer Karadağlı’ya hayırlı olsun demek için uğradığımda müthiş bir sohbet gerçekleştirdik. Genel müdür yardımcısı sevgili Sukun Işıtan’la beraber bence harika bir ekip olmuşlar. Çok başarılı işler yaklaşıyor.

Kadın Hikayeleri oyunumuz tüm hızıyla devam ediyor. Tüm Türkiye’den kadınlarımızdan bize mailler geliyor. Herkes hikayelerini paylaşmak istiyor. Hatta bu hafta bir mektubumuzda Kırgızistan’dan geldi. O da ülkemize gelen ve ailesine bakabilmek için çalışmak zorunda olan bir kadının hikayesi. Oyunumuzun interaktif ve güncel olması herkesi çok etkiliyor. Oyunlarımıza avukatlar katılıyor ve onlarda oyun boyunca sorulara cevap veriyor. Ankara ve İstanbul’da bize destek olan sevgili Yüksel Yangel ve İlker Sönmezoğlu’na teşekkür ediyorum. Muhteşem “Adım Kadın” şarkısını bizimle paylaşan ve hatta bu geceye özel sahnede canlı okuyan sevgili Şansın Tüzün’e de sonsuz teşekkür ediyorum. Dün akşam 25 Kasım dünya kadına yönelik şiddetle mücadele günüydü. Bizi yalnız bırakmayan seyircimize buradan kucak dolu sevgi yolluyorum.

25 Kasım 1961’de Dominik Cumhuriyeti’nde bir uçurumun dibinde cesetleri bulunan Mirabel kardeşlerin mücadelelerinden ilham alan Birleşmiş Milletler, bu tarihi Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi İçin Uluslararası Mücadele Günü ilan etti. Bu günün arkasında şiddet gören ve bu uğurda yaşamını yitiren üç kız kardeş var. Mirabal kardeşler olarak bilinen Patria, Minerva ve María Teresa, Dominik Cumhuriyeti'ni yöneten Rafael Trujillo rejimine karşı mücadele ettiler. Bu üç kız kardeş, Trujillo'nun: "Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler" şeklinde yaptığı açıklamadan günler sonra rejim polisleri tarafından 25 Kasım 1960 tarihinde şoförleri Rufino de la Cruz ile birlikte boğazlanarak, dövülerek öldürüldüler. Cinayetin ardından olayı örtbas etmek için bir uçurumdan atarak kaza süsü verilmeye çalışıldı. Bir yıl sonra rejim yıkıldı ve kardeşlerin mücadelesi kadınlara yönelik şiddete karşı esin kaynağı oldu. 17 Aralık 1999 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlenmiş olup, bu tarihten itibaren ülkemizin de aralarında olduğu birçok ülkede her yıl 25 Kasım tarihinde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Böyle özel bir günde bu oyunu sahnelediğimiz için hepimiz çok mutluyuz.

360 DERECE DİYABET

14 Kasım Dünya Diyabet Günü, diyabetlilerin, sağlık çalışanlarının, diyabet savunucularının, medyanın, kamuoyunun ve hükümet kuruluşlarının diyabet konusunda farkındalığı artırmak için bir araya geldiği küresel bir gündür. Mavi Halka, diyabet için birleşmeyi ve bir araya gelmeyi temsil etmesi için Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından oluşturulmuştur. Çoğu kültürde halka; yaşamı ve sağlığı temsil eder.Mavi renk ise tüm insanları altında birleştiren gökyüzünü çağrıştırır. İnsülini bulan Dr. Frederic Banting'in doğumgünü olduğu için 14. Kasım günü kutlanmaktadır. 26 yıldır diyabetle mücadele eden Nesrin SİPAHİ'de farkındalık yaratmak ve diyabetlilere rehberlik etmek amacıyla '360 derece diyabet' adı altında harika bir etkinlik yaptı. İş, sanat ve tiyatro dünyasından pek çok isim katılarak destek verdi. Türkiye’de ilk kez “Diyabetli Bireye Yaklaşım ve Koçluk Becerileri” Programını oluşturan Nesrin Sipahi diyabetli çocuklara, erişkinlere ve onların ailelerine “diyabetle yaşamda uyum” konusunda destek ve danışmanlık veriyor.

CUMHURİYETİN DOĞUŞU-İLBER ORTAYLI

Her hafta sizlere yeni bir kitap tanıtmayı alışkanlık haline getirdim biliyorsunuz. Bu sefer harika bir söyleşiye katıldım ve çok özel bir kitapla tanıştım.

Türkiye’nin en büyük kitap platformu D&R, Hilton ile birlikte gerçekleştirdiği geleneksel “Edebiyat Buluşmaları” kapsamında, en sevilen yazarları ve eserlerini, okuyucularıyla bir araya getiriyor. Okumayı sevdirmek ve daha çok kitap okunmasını sağlamak misyonuyla sayısız imza günleri, söyleşiler ve kitap tanıtım etkinleri düzenleyen D&R ve Hilton ev sahipliğinde bu seferki konuk; ünlü tarihçi, akademisyen ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı oldu. Tarihi yarımadadaki Hagia Sofia Mansions Istanbul, Curio Collection by Hilton’un büyülü atmosferindeki buluşmada İlber Ortaylı’nın “herkes okusun diye yazdım” dediği yeni kitabı “Cumhuriyet’in Doğuşu-Kurtuluş ve Kuruluş Yılları”nın lansmanı gerçekleştirildi. İş, sanat ve cemiyet dünyasından birçok ismin katıldığı davette, kitap üzerine yapılan keyifli sohbetin moderatörlüğünü ise Ece Vahapoğlu üstlendi.Söyleşide hem kitabı üzerine sohbet eden hem de konuklarının sorularını cevaplayan ünlü tarihçi; birçok alanda ülkemizin oldukça ileri bir seviyede olduğunu belirtirken sosyal bilimler ve sanat alanlarının üzerinde daha fazla durulması gerektiğinin altını çizdi. Ortaylı, söyleşinin ardından davetliler için kitabını da imzaladı.

“Birçok alanında ilerledik ama sosyal bilimlerde ve sanatta yapmamız gereken çok iş var”

Eğitimin Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki öneminin altını çizen İlber Ortaylı; “Çocuklarımızın bazı klasik öyküler aracılığıyla dünya ile temas kuracağı ve ileride iyi bir tarihçi ya da arkeolog olmasına yardım edecek bir yapıya ihtiyacı var. Bazı şeyleri 14 yaşında öğrenmezsen 24 yaşında hiç öğrenemezsin. Teknolojide, fen bilimlerinde son derece ilerledik, büyük isimler çıktı ülkemizden. Ama Türkler’in sosyal bilimlerde dünyayı ekarte edecek isimler çıkarması son derece zor. Çünkü bunun için insanlara gerekli birikim sağlanmıyor. Sadece sosyal bilimler değil; sanatın, tiyatronun, operanın, balenin de üzerinde durulmuyor. Bu alanların üzerine daha çok eğilmeliyiz.” dedi.

BİTKİDEN

Sürdürülebilir bir dünya için yola çıkan Bitki Bazlı Gıdalar Derneği (BİTKİDEN) ile bitki bazlı gıdalara geçiş sürecini, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri ve gelecek trendlerini paylaşmak üzere BİTKİDEN Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ’ın ev sahipliğinde EAPF (Avrupa Bitki Bazlı Gıdalar Derneği) Genel Sekreteri Siska Pottie’nin konukluğunda bir araya gelinecek.

Ece Vahapoğlu’nun moderatörlüğünü üstleneceği bu keyifli toplantının ardından, Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Uzmanı Elvan Odabaşı öncülüğünde bitki bazlı gıdalarla hazırlanan, algıları yıkan lezzetli bir tarif hep beraber uygulanacak. 4 Aralık günü şimdiden not edin derim.

YARGI’SIZ ÖDÜL TÖRENİ OLMAZ!

Üç sezondur her bölümüyle izleyicileri ekrana kilitleyen benim her nerede olursam olayım soluksuz izlediğim Ay Yapım imzalı Yargı dizisine büyük ödül... Bu sene 51. kez gerçekleşen Uluslararası Emmy Ödülleri’nde ‘Telenovela’ ödülü Yargı dizisinin oldu. Ödülü dizinin yapımcısı Kerem Çatay, yönetmeni Ali Bilgin, senaristi Sema Ergenekon ile başrol oyuncuları Kaan Urgancıoğlu ve Pınar Deniz birlikte aldı.

Her yıl Uluslararası Televizyon Sanat ve Bilimleri Akademisi tarafından ABD dışında üretilmiş yapımlara verilen Uluslararası Emmy Ödülleri bu sene 51. kez sahiplerini buldu.

Hikayesi ve oyuncu kadrosuyla her bölüm izleyicileri ekran başına kilitleyen Yargı dizisi başarılarına bir yenisini daha ekledi. Dünyanın birçok ülkesinde yayınlanan, başrollerinde Kaan Urgancıoğlu ve Pınar Deniz’in yer aldığı, Ali Bilgin’in yönetmenliği üstlendiği ve senaryosunu Sema Ergenekon’un yazdığı, her pazar akşamı Kanal D’de yayınlanan Yargı dizisi, farklı ülkelerden dizilerin yarıştığı ‘Telenovela’ kategorisinde ödülün sahibi oldu.

Tabii bende bu işten çok gururlandım.

FARKLILIKLARIN KABULLENME

Bayılıyorum her hafta size motivasyon hikayesi yazmaya. Acaba uykudan önce büyüklere masallar diye bir program yapsam mı? İşte benim bayıldığım harika bir hikaye daha.

Theravada'nın yeşil ovalarında bir zamanlar Nagini adında bilge ve yaşlı bir yılan ile Miki adında meraklı ve genç bir fare yaşarmış. Biri avcı biri av olarak birbirlerinden çok farklı olsalar da, evleri geniş bir çayırda yan yana bulunuyordu.

Bir gün Miki yiyecek ararken Nagini'nin güneşin altında hareketsiz yattığını gördü. Miki, yılana karşı duyduğu doğal korkuya rağmen, uyuyan yaratığa yaklaşıp onu gözlemlemekten kendini alamadı. Parıldayan pulları ve yılanın yüzündeki sakin, huzurlu ifade onu büyüledi.

Nagini aniden gözlerini açtı ve doğrudan Miki'ye baktı. Miki korkuyla donakaldı, her an kaçmaya hazırdı. Ama Nagini sadece, "Korkma, küçük yaratık. Bugün aç değilim. Ayrıca, bana eşlik etmeni isterim."

O günden sonra Miki ve Nagini her gün buluştular. Hikayelerini, bilgeliklerini paylaştılar ve farklılıklarına rağmen derin bir dostluk geliştirdiler.

Miki, Nagini'nin sabrından ve soğukkanlılığından bir şeyler öğrenirken, Nagini de Miki'nin merakından ve azminden ilham aldı. Her ikisi de farklılıklarına rağmen birbirlerinden öğrenecekleri çok şey olduğunu öğrendiler.

Bir gün Nagini Miki'ye şöyle dedi: "Sen ve ben çok farklıyız. Ama yine de ortak bir zemin buluyoruz. Birbirimizden öğreniyor ve birlikte büyüyoruz. İşte hayatın gerçek güzelliği bu, farklılıkları kabul etmek ve onlardan bir şeyler öğrenmek."

Miki de aynı fikirdeydi ve ekledi: "Ve en önemlisi, farklılıklarımıza rağmen birbirimize karşı dostluk ve saygı duyuyoruz. Her karşılaşma, ne kadar beklenmedik olursa olsun, öğrenmek ve büyümek için bir fırsat olabilir."

Böylece yılan ve fare yan yana yaşadılar, farklılıklarından ders aldılar ve birlikte uyum içinde büyüdüler. Beklenmedik dostlukları, diğer hayvanlara örnek oldu ve onlara tüm farklılıklarına rağmen her zaman ortak bir zemin bulabileceklerini ve birbirlerinden bir şeyler öğrenebileceklerini öğretti.

Bu hikaye bize kabullenmenin gücünü ve farklılıklarımızda yatan potansiyeli öğretiyor. Önyargılar ve kalıp yargılar tarafından yönlendirilmememiz gerektiğini, bunun yerine bilinmeyeni kucaklamak ve uyum sağlamak için cesarete sahip olmamız gerektiğini hatırlatıyor.

Yılan ve fare gibi, farklılıklarımızı bölünme olarak değil, öğrenme ve büyüme fırsatları olarak görmeyi seçebiliriz. Her insan eşsizdir ve içinde, eğer açık ve anlayışlı olursak bizi zenginleştirebilecek özel bir şeyler taşır.

Aralarındaki farklılıklara ve farenin yılanın avı olduğu doğal düzene rağmen, ikisi derin bir dostluk geliştirdi. Bu bize saygı ve anlayışın yüzeysel farklılıkların üstesinden gelen köprüler kurabileceğini öğretir.

Hem yılan hem de fare birbirlerinden bir şeyler öğrenmeye istekliydiler. Hayatın neresinde olursak olalım, büyümek ve yeni bilgiler edinmek için her zaman yer vardır. Eğer kabul etmeye istekliysek, her karşılaşma öğrenme için bir fırsattır.

Fare Miki, başlangıçta yılan Nagini'den korkuyordu, ancak korkusunu yenip tanımadığı yaratığa yaklaşmaya cesaret etti. Bu bize cesaretin korkunun yokluğu değil, korkuya rağmen bilinmeyenle yüzleşme ve onunla ilişki kurma kararı olduğunu hatırlatır.

QOSHE - SONSUZA KADAR DUR DİYORUZ - Almula Merter
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

SONSUZA KADAR DUR DİYORUZ

14 0
26.11.2023

35 yıllık dostluğumuzun olduğu şimdi Devlet Tiyatroları genel müdürümüz sayın Tamer Karadağlı’ya hayırlı olsun demek için uğradığımda müthiş bir sohbet gerçekleştirdik. Genel müdür yardımcısı sevgili Sukun Işıtan’la beraber bence harika bir ekip olmuşlar. Çok başarılı işler yaklaşıyor.

Kadın Hikayeleri oyunumuz tüm hızıyla devam ediyor. Tüm Türkiye’den kadınlarımızdan bize mailler geliyor. Herkes hikayelerini paylaşmak istiyor. Hatta bu hafta bir mektubumuzda Kırgızistan’dan geldi. O da ülkemize gelen ve ailesine bakabilmek için çalışmak zorunda olan bir kadının hikayesi. Oyunumuzun interaktif ve güncel olması herkesi çok etkiliyor. Oyunlarımıza avukatlar katılıyor ve onlarda oyun boyunca sorulara cevap veriyor. Ankara ve İstanbul’da bize destek olan sevgili Yüksel Yangel ve İlker Sönmezoğlu’na teşekkür ediyorum. Muhteşem “Adım Kadın” şarkısını bizimle paylaşan ve hatta bu geceye özel sahnede canlı okuyan sevgili Şansın Tüzün’e de sonsuz teşekkür ediyorum. Dün akşam 25 Kasım dünya kadına yönelik şiddetle mücadele günüydü. Bizi yalnız bırakmayan seyircimize buradan kucak dolu sevgi yolluyorum.

25 Kasım 1961’de Dominik Cumhuriyeti’nde bir uçurumun dibinde cesetleri bulunan Mirabel kardeşlerin mücadelelerinden ilham alan Birleşmiş Milletler, bu tarihi Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi İçin Uluslararası Mücadele Günü ilan etti. Bu günün arkasında şiddet gören ve bu uğurda yaşamını yitiren üç kız kardeş var. Mirabal kardeşler olarak bilinen Patria, Minerva ve María Teresa, Dominik Cumhuriyeti'ni yöneten Rafael Trujillo rejimine karşı mücadele ettiler. Bu üç kız kardeş, Trujillo'nun: "Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler" şeklinde yaptığı açıklamadan günler sonra rejim polisleri tarafından 25 Kasım 1960 tarihinde şoförleri Rufino de la Cruz ile birlikte boğazlanarak, dövülerek öldürüldüler. Cinayetin ardından olayı örtbas etmek için bir uçurumdan atarak kaza süsü verilmeye çalışıldı. Bir yıl sonra rejim yıkıldı ve kardeşlerin mücadelesi kadınlara yönelik şiddete karşı esin kaynağı oldu. 17 Aralık 1999 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlenmiş olup, bu tarihten itibaren ülkemizin de aralarında olduğu birçok ülkede her yıl 25 Kasım tarihinde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Böyle özel bir günde bu oyunu sahnelediğimiz için hepimiz çok mutluyuz.

360 DERECE DİYABET

14 Kasım Dünya Diyabet Günü, diyabetlilerin, sağlık çalışanlarının, diyabet savunucularının, medyanın, kamuoyunun ve hükümet kuruluşlarının diyabet konusunda farkındalığı artırmak için bir araya geldiği küresel bir gündür. Mavi Halka, diyabet için birleşmeyi ve bir araya gelmeyi temsil etmesi için Uluslararası Diyabet Federasyonu tarafından oluşturulmuştur. Çoğu kültürde halka; yaşamı ve sağlığı temsil eder.Mavi renk ise tüm insanları altında birleştiren gökyüzünü çağrıştırır. İnsülini bulan Dr. Frederic Banting'in doğumgünü olduğu için 14. Kasım günü kutlanmaktadır. 26 yıldır diyabetle mücadele eden Nesrin SİPAHİ'de farkındalık yaratmak ve diyabetlilere rehberlik etmek amacıyla '360 derece diyabet' adı altında harika bir etkinlik yaptı. İş, sanat ve tiyatro dünyasından pek çok isim katılarak destek verdi. Türkiye’de ilk kez “Diyabetli Bireye Yaklaşım ve Koçluk Becerileri” Programını oluşturan Nesrin Sipahi diyabetli çocuklara, erişkinlere ve onların ailelerine “diyabetle yaşamda uyum” konusunda destek ve danışmanlık veriyor.

CUMHURİYETİN DOĞUŞU-İLBER ORTAYLI

Her hafta sizlere yeni bir kitap tanıtmayı........

© Önce Vatan


Get it on Google Play