Efendim koymuşlar kamerayı terapist konuşuyor, adam timsah gözyaşlarına boğuluyor. Bu görüntüleri aldıranın gerçek anlamda bu işi yapanlardan biri olması imkansız. Öncelikle etik değil. Bu tür çalışmalar şov olarak veya haber yapmak amaçlı da kullanılamaz. Soytarılıktan başka bir şey değil. Bu şarlatanlar yüzünden gerçekten alnının akıyla bu işi yapanların adı kirleniyor. Öyle uyduruktan alınmış sertifikalarla insanları yanlış bilgilendirmenin önüne mutlaka geçilmeli. Aslında soytarılar ve şarlatanlar sosyal medya dahil her yerde yasaklanmalı. Bir çare bulunmalı.

EVDEKİ ALGORİTMA

Edebiyat severlerin “Salt Okunur” ve “Kendinde Değil Gibisin” kitaplarıyla tanıdığı yazar Aylin Sökmen, yeni kitabı “Evdeki Algoritma”yı okurla buluşturdu.

Edisyon Yayınları’ndan çıkan 112 sayfalık roman, evliliğinin sonuna gelmiş kentli bir kadının yas sürecinde yaşadıklarına odaklanırken, kadınlar üzerindeki çocuk baskısı, ‘aile’ tabusu ve dijital dünyanın gerçek hayatlardaki etkisini de irdeliyor.Kentli insanların yapaylaşan ilişkilerinde yaşadıkları açmazlara odaklanan EvdekiAlgoritma, bu açmazları çözmek için başvurulan yöntemlere ince bir alayla yaklaşıyor.

Aylin Sökmen, bireyler üzerinden toplumsal bir eleştiri yaparken internetin hayatımıza etkisi, ilişki ve alkol bağımlılığı gibi konuları irdeliyor. Bireylerin yabancılaşmasını incelikle kâğıda döküyor.

Gerçekle gerçeküstünün iç içe geçtiği kitapta yazar, mizahı ve anlatım gücünü iyice öne çıkarıp okuru düşünceler ve eylemler arasında bir algoritmaya sıkıştırıyor.

"Artnet Güvenlik olarak hedefimiz bir olayın yaşanmasını beklemek ve sonrasında hayıflanmak değil, olayları önlemektir. Güvenlik sistemimiz şüpheli durumları (ayrılık, kayıp, boşanma, ölüm gibi) teşhis etmek suretiyle anında eyleme geçmeyi hedefler. Günümüz koşullarında sür(e)meyen ilişkilerin ardından bireyin hangi nedenlerden dolayı korunmaya ihtiyacı olduğu, yapılan özel ev ziyaretleri sonucunda tespit edilmektedir. Kişinin fiziksel ve ruhsal güvenliği, risk aktörlerine bağlı olarak, oturduğu evin detaylı incelenmesi sonucunda yerleştirilen koruma sistemiyle güvence altına alınır. Sözleşme imzalandıktan sonra en geç…”

Okuyalım derim.

YENİ SOSYAL MEDYA YASASI

Çocuklar ve gençler arasındaki sosyal medya bağımlılığını azaltmak için hazırlanan yasa tasarısı Avrupa Parlementosu'nda (AP) 12'ye karşı, 545 oyla kabul edildi. Bu ezici fark, tasarının yürürlüğe gireceğini gösteriyor. Tasarı Facebook, Instagram, TikTok ve YouTube gibi popüler sosyal medya uygulamaları ile çevrim içi satış ve oyun sitelerinin bağımlılık yapıcı doğasını azaltmayı ve tüketicileri güçlendirmeyi amaçlıyor. BBC'nin haberine göre tasarıda sosyal medya devlerini büyük değişime götürecek maddeler var. Örneğin sonsuz kaydırma, varsayılan otomatik oynatma, sürekli tıklanabilir bildirim gönderilmesi (push) gibi zararlı ve bağımlılık yaratan teknikler yasaklanacak.

İnternet kullanıcıları, 30 dakikadan fazla ekrana bakmaları durumunda uyarılacak. İnternet üzerindeki birçok uygulama, akıllı telefon kullanıcılarına çeşitli kontrol seçenekleri sunuyor. Ancak bunları kullanıcının kendisinin etkinleştirmesi gerekiyor. Yeni düzenleme ile bu sorumluluk artık internet sitelerinde olacak. olacak. Sosyal medya siteleri ile diğer internet şirketlerinin karanlık desenler ile yanıltıcı veya bağımlılık yaratan tasarımlar olmadan 'etik ve adil' dijital hizmet vermesi zorunlu hale getirilecek. Daha güvenli ve sağlıklı internet kullanımı alışkanlığını geliştirmek için farkındalık yaratacak kampanyalar düzenlenecek. İnternet hizmet ve ürünleri çocuklar için güvenli olacak.

Bunlar gibi daha birçok madde var. Eğer bu tasarı kabul edilir ve uygulanırsa sosyal medyada yeni bir çağ başlayabilir. Daha güvenli bir sosyal medyaya ortamı oluşabilir!

Türkiye'de de son dönemde başta TikTok olmak üzere sosyal medyanın zararları tartışılıyor. Google gibi internet devlerine karşı dijital telif yasasının çıkarılmasına çalışılıyor. Mutlaka AP'nin son yasa tasarısı da inceleniyordur. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ve AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı'nın bu alanda iyi niyetli çalışmaları var. Ancak Avrupa Birliği'nin yasalarını örnek almak yetmiyor. Yasalar ve uygulama prosedürleri çok farklı ve karışık. Tüm siyasi partilerin, bazı üniversitelerin desteği ve önerilerinin alınacağı daha geniş kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç var gibi gözüküyor.

YILIN EN İYİLERİ

Harper's Bazaar'ın dünyada her yıl düzenlediği "Women of the Year Awards" (Yılın Kadınları Ödülleri) Türkiye'de bu yıl ilk defa gerçekleştirilen görkemli bir törenle sahiplerini buldu. Dünyaca ünlü supermodel Isabeli Fontana, oyuncu/model Karolina Kurkova ve eserleri dünyada yankı uyandıran fotoğraf sanatçısı Ellen von Unwerth'ün de katıldığı gecede Türkiye'nin ikonlarına ödülleri takdim edildi. Modanın kodlarını keşfetmek ya da stilini pekiştirmek isteyenlerin dergisi mottosuyla 1993 yılından itibaren Türkiye'de okurları ile buluşan Harper's Bazaar dergisi tüm dünyada gerçekleştirdiği "Women of the Year Awards" (Yılın Kadınları Ödülleri) törenini bu yıl ilk kez Türkiye'de düzenledi. Dünyada film, televizyon, sanat ve kültür dünyasından başarılı kadınların ödüllendirildiği organizasyonun İstanbul ayağı, The Peninsula Istanbul'da gerçekleşti. Türkiye'den ve dünyadan ünlü konukları, ödülleri ve kırmızı halısıyla çok konuşulan gece, The Peninsula Istanbul, İstanbul Boğazı'nın kıyısında, tarihi yarımada manzarasına hakim benzersiz konumu ve şık atmosferinde, kokteyl resepsiyonu ile başladı. Akşam yemeği ile devam eden gecede heyecan ödül töreniyle doruğa ulaştı. Harpers Bazaar Genel Yayın Yönetmeni Gülen Yelmen, gecenin açılış konuşmasında "Harper's Bazaar dünyanın ilk moda dergisi. 156 yıldır dünya üzerinde ve bizde bunu 30 yıldır bayraktan bayrağa, sevgili Gülse'den Aslı Gül'e oradan bana giderek el birliği ile güzel bir moda dergisi yapmaya çalıştık. Bugün burada olma sebebimiz 'Women of the Year Awards' törenini ilk defa Türkiye'de yapmamız. Seçimlerimizi yaparken tıp, moda, güzellik, spor gibi her konuda bize ilham veren güçlü ve moda hissi olan kadınları düşündük. Hepsini tebrik ediyorum" dedi.Volvo Car Turkey sponsorluğunda ve dünyanın en köklü lüks otel gruplarının başında gelen The Peninsula Hotels'in boğazdaki göz kamaştıran projesi The Peninsula Istanbul ev sahipliğinde düzenlenen organizasyonda; yılın aktrisi, yükselen yıldızı, sporcusu, iş kadını, gastronomi insanı, bilim insanı, ilham vereni, ikonu, tasarımcısı, modeli ve yılın erkeği kategorilerinde sahalarında en başarılı isimleri belirlendi. Gecenin hediye sponsorluğunu ise Karl Lagerfeld üstlendi.

Kariyeri boyunca birçok lüks marka ile çalışan, uluslararası moda haftalarının gözde modeli olan çok yönlülüğü, azmi ve yılardır hiç eksilmeyen enerjisiyle Global İkon ödülünü alan isim Karolina Kurkova oldu. Yılın Yükselen Yıldızı Özge Yağız, 'Yılın Bilim İnsanı' ödülü Avrupa'da yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrah olan Dr. Dilek Gürsoy'a verildi.

İSTİKRAR İÇİN KISSADAN HİSSE

Bu hafta yine çok sevdiğim bir hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum, zaten gelen istek üzerine yakında çok sürpriz bir kitap geliyor. Himalayalar'ın eteklerinde yaşlı ve heybetli bir ağaç duruyordu. Birçok hayvan neslini ağırlamış ve zamanın akışına tanıklık etmişti. Ağaç, her gün gökyüzünden geçen bulutları seyrederdi. Bazıları küçük ve geçici, diğerleri ise büyük, muazzamdı ve sürekli şekil değiştiriyorlardı. Bir gün ağaç geçip giden bulutlara şöyle demiş: "Çok özgür ve değişkensiniz. Rüzgar sizi nereye götürürse oraya gidebilirsiniz. Kendinizi istediğiniz şekle dönüştürebilirsiniz. Bu kadar özgür ve değişken olmak ne kadar güzel olmalı. Sizin aksinize, ben bu tek yere bağlıyım ve şeklimi değiştiremiyorum." Bulutlar ağacın sözlerini duymuş ve cevap vermişler:

"Sen bizim özgürlüğümüzü, değişebilirliğimizi görüyorsun ve bizi kıskanıyorsun. Ama biz senin sabitliğini görüyoruz ve sana imreniyoruz. Sen sağlam köklü ve güçlüsün. Biz rüzgarla oradan oraya savrulurken sen en güçlü fırtınalarda bile hayatta kalıyorsun. Biz ardımızda hiçbir şey bırakmadan geçip giderken sen hayat veriyor ve sığınak oluyorsun. Her varoluşun kendine özgü erdemleri ve zorlukları vardır." Ağaç, bulutların sözlerini duydu ve onların bilgeliğini fark etti. Kendi sabitliğinin ve gücünün, bulutların özgürlüğü ve değişkenliği kadar değerli olduğunu fark etmiş. O andan itibaren, artık varlığından şikayet etmedi, ama hayattaki kendi rolünü ve önemini takdir etti.

Böylece ağaç, kendi varlığının güzelliğinin farkına vararak, ister sabit ve kalıcı, ister özgür ve değişken olsun, her türlü varlığın kendi değeri ve amacı olduğunu anlayarak, hayatını huzur ve kabullenme içinde yaşadı. Kadim ağaç ve bulutlar, bize kalıcılığın ve kendi eşsiz varlığımızın farkına varmanın önemli dersini verdiler. Bu hikayeden ne öğrenebiliriz? Her birimiz benzersiz özelliklere ve yeteneklere sahibiz. Kadim ağaç gibi biz de kendi doğamızı kabul etmeyi ve takdir etmeyi öğrenmeliyiz. Başkalarından farklı olmamız bizi daha az değerli yapmaz. Bulutlar, ağacın kendi değerini fark etmesine yardımcı olmuştur. Her birimizin hayata ve dünyaya yapabileceğimiz eşsiz bir katkımız vardır. Güçlü yönlerimizin farkında olmalı ve onlara değer vermeliyiz. Hayat değişimlerle doludur, ancak ağaç gibi biz de bu değişimlerin ortasında güç ve tuttarlılık gösterebiliriz. Tutarlılık sayesinde zor zamanlarda kendimizi sabitleyebilir ve başkaları için güvenli bir sığınak sağlayabiliriz. Ağaç ve bulutlar çok farklıdır, ancak her birinin kendi rolü ve önemi vardır. Bu hikaye bize farklılıkları yargılamak veya kıyaslamak yerine kabul etmeyi ve saygı duymayı öğretir.

BİZBİZE SOHBETLER

2024 yaklaşıyor, ben bu yılın nasıl geçtiğini anlamadım.Artık mola ve İngiltere’ye yola çıkma zamanı geldi. Hem noel tatili, hem yeni yıla giriş zamanı. Çocuklar büyük bir heyecanla beni ve hediyeleri bekliyorlar tabii. Bir süre buralarda olamayacağım için televizyon programıma stok bölümler çektim. Harika bir ekiple çalışıyorum. Canım yönetmenim Derya, ses ve ışık ekibimiz, shine medya grubu her şey dört dörtlük. Çekimlerimizin çoğunu 10 Karaköy otelde gerçekleştirdik. Buranın hikayesini bu haftaki konuğum müthiş tarih ve gezi rehberi olan canım Saffet Emre Tonguç’tan öğrendim. Onunla program yapmalara doyamıyorum.

10 Karaköy Otel, tarihte bilinen adıyla Büyük Balıklı Han yenilenirken amaç tamamen turizme yönelik bir otel yapmak değil, aynı zamanda tarihi yapıyı örnek bir restorasyon projesi ile dokusunu bozmadan, karakterini yitirmeden butik otel olarak kullanıcılara sunulmuştur. Diğer adıyla Yedi Kule Hastanesi olan bina "Bakkallar Esnafı" loncası tarafından yapılmıştı. Ahşap olan bina büyük bir yangından sonra tamamen yok olmuş. Patrik 7. Neofitos ve Bab-ı Ali tercümanı Yorgo Muruzi tarafından daha büyük bir yapı olarak inşa edildi. Yönetimsel hatalar, Bay Muruzi'nin yeterince ilgilenememesi ve veba salgınından ötürü hastane kendi haline terkedildi, hastalar yeni hastane binasına nakledildi. 1800lerde Rum Patriği 2. Yokaim önderliğinde, Karaköy'ün önemli bir ticaret merkezi olmasından ötürü, Rum zenginleri tarafından, içinde balıkların yüzdüğü bir avlusu olan iş hanı olarak restore ettirilmiştir ve tarihteki birçok önemli iş adamının yıllarca uğrak noktası olmuştur. 2. derece tarihi eser olan Büyük Balıklı Han İsmail Ekşioğlu tarafından kiralanarak Sinan Kafadar mimarlığında aslına sadık kalınarak otel olarak yeniden restore edilmiş ve 2014 yılında kapılarını bir kez daha açmıştır. Bugün dünyanın önemli yeme, içme ve lüks yaşam markalarını bünyesinde barındıran sbe'nin Türkiye'deki tek markası olarak misafirlerini ağırlıyor. İş hanı döneminde bağışçılara teşekkür etmek için yaptırılan 3 adet lahit bugün otel duvarlarını süslemektedir. Aynı zamanda otele girdiğinizde karşınızda göreceğiniz 71 adet pirinç balıkların olduğu dikey havuz hem otelin 71 odasını hem de iş hanı dönemindeki havuzu balıklı havuzu temsil etmektedir. Bu karşıda duvardan akan su ve balıklar 10 Karaköy'den geçmişi "Büyük Balıklı Han"a göndermedir. İşte biz bu harika otelde çok keyifli sohbetler gerçekleştirdik. Otel genel müdürümüz Ilgaz Şaşmaz ve bizi harika kurabiyeleri ve kahveleriyle ağırlayan ekibe çok teşekkür ediyorum.

Sevgiyle kalın.

QOSHE - ŞARLATANLARA NE ZAMAN DUR DENECEK? - Almula Merter
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ŞARLATANLARA NE ZAMAN DUR DENECEK?

16 0
17.12.2023

Efendim koymuşlar kamerayı terapist konuşuyor, adam timsah gözyaşlarına boğuluyor. Bu görüntüleri aldıranın gerçek anlamda bu işi yapanlardan biri olması imkansız. Öncelikle etik değil. Bu tür çalışmalar şov olarak veya haber yapmak amaçlı da kullanılamaz. Soytarılıktan başka bir şey değil. Bu şarlatanlar yüzünden gerçekten alnının akıyla bu işi yapanların adı kirleniyor. Öyle uyduruktan alınmış sertifikalarla insanları yanlış bilgilendirmenin önüne mutlaka geçilmeli. Aslında soytarılar ve şarlatanlar sosyal medya dahil her yerde yasaklanmalı. Bir çare bulunmalı.

EVDEKİ ALGORİTMA

Edebiyat severlerin “Salt Okunur” ve “Kendinde Değil Gibisin” kitaplarıyla tanıdığı yazar Aylin Sökmen, yeni kitabı “Evdeki Algoritma”yı okurla buluşturdu.

Edisyon Yayınları’ndan çıkan 112 sayfalık roman, evliliğinin sonuna gelmiş kentli bir kadının yas sürecinde yaşadıklarına odaklanırken, kadınlar üzerindeki çocuk baskısı, ‘aile’ tabusu ve dijital dünyanın gerçek hayatlardaki etkisini de irdeliyor.Kentli insanların yapaylaşan ilişkilerinde yaşadıkları açmazlara odaklanan EvdekiAlgoritma, bu açmazları çözmek için başvurulan yöntemlere ince bir alayla yaklaşıyor.

Aylin Sökmen, bireyler üzerinden toplumsal bir eleştiri yaparken internetin hayatımıza etkisi, ilişki ve alkol bağımlılığı gibi konuları irdeliyor. Bireylerin yabancılaşmasını incelikle kâğıda döküyor.

Gerçekle gerçeküstünün iç içe geçtiği kitapta yazar, mizahı ve anlatım gücünü iyice öne çıkarıp okuru düşünceler ve eylemler arasında bir algoritmaya sıkıştırıyor.

"Artnet Güvenlik olarak hedefimiz bir olayın yaşanmasını beklemek ve sonrasında hayıflanmak değil, olayları önlemektir. Güvenlik sistemimiz şüpheli durumları (ayrılık, kayıp, boşanma, ölüm gibi) teşhis etmek suretiyle anında eyleme geçmeyi hedefler. Günümüz koşullarında sür(e)meyen ilişkilerin ardından bireyin hangi nedenlerden dolayı korunmaya ihtiyacı olduğu, yapılan özel ev ziyaretleri sonucunda tespit edilmektedir. Kişinin fiziksel ve ruhsal güvenliği, risk aktörlerine bağlı olarak, oturduğu evin detaylı incelenmesi sonucunda yerleştirilen koruma sistemiyle güvence altına alınır. Sözleşme imzalandıktan sonra en geç…”

Okuyalım derim.

YENİ SOSYAL MEDYA YASASI

Çocuklar ve gençler arasındaki sosyal medya bağımlılığını azaltmak için hazırlanan yasa tasarısı Avrupa Parlementosu'nda (AP) 12'ye karşı, 545 oyla kabul edildi. Bu ezici fark, tasarının yürürlüğe gireceğini gösteriyor. Tasarı Facebook, Instagram, TikTok ve YouTube gibi popüler sosyal medya uygulamaları ile çevrim içi satış ve oyun sitelerinin bağımlılık yapıcı doğasını azaltmayı ve tüketicileri güçlendirmeyi amaçlıyor. BBC'nin haberine göre tasarıda sosyal medya devlerini büyük değişime götürecek maddeler var. Örneğin sonsuz kaydırma, varsayılan otomatik oynatma, sürekli tıklanabilir bildirim gönderilmesi (push) gibi zararlı ve bağımlılık yaratan teknikler yasaklanacak.

İnternet kullanıcıları, 30 dakikadan fazla ekrana bakmaları durumunda uyarılacak. İnternet üzerindeki birçok uygulama, akıllı telefon kullanıcılarına çeşitli kontrol seçenekleri sunuyor. Ancak bunları kullanıcının kendisinin etkinleştirmesi gerekiyor. Yeni düzenleme ile bu sorumluluk artık internet sitelerinde olacak. olacak. Sosyal medya siteleri ile diğer internet şirketlerinin karanlık desenler ile yanıltıcı veya bağımlılık yaratan tasarımlar olmadan 'etik ve adil' dijital hizmet vermesi zorunlu hale getirilecek. Daha güvenli ve sağlıklı internet kullanımı alışkanlığını geliştirmek için farkındalık yaratacak kampanyalar düzenlenecek. İnternet hizmet ve ürünleri çocuklar için güvenli olacak.

Bunlar gibi daha birçok madde var. Eğer bu tasarı kabul edilir ve uygulanırsa sosyal medyada yeni bir çağ başlayabilir. Daha güvenli bir sosyal medyaya ortamı oluşabilir!

Türkiye'de de son dönemde başta TikTok olmak üzere sosyal medyanın zararları tartışılıyor. Google gibi internet devlerine karşı dijital telif yasasının çıkarılmasına çalışılıyor. Mutlaka AP'nin son yasa tasarısı da inceleniyordur. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti........

© Önce Vatan


Get it on Google Play