Aşk Filmi, film çekimi için gittiği görüşmelerde hayatını değiştirecek şeyler yaşayan genç bir kadının hikayesini konu ediyor. Gece, hayatı ve eğlenceye düşkün bir kadın olan Yaz, topmodellik yapmaktadır. Tesadüf eseri yeni çekilecek olan bir aşk filmi için görüşmelere giden Yaz, deneme çekimi yapılacağı sırada filmin yönetmen Uzay ile tatlı bir inatlaşmaya girer. Ancak bu inatlaşma ona, hayatını derinden etkileyecek ve unutamayacağı bir aşk acısı yaşatır. Ayrıca filmde kullanılan Kayahan, Sezen Aksu, Nilüfer, Müslüm Gürses, Tan, Sena Şener, Cem Adrian ve İkiye On Kala’nın aşk şarkıları ise duyguları kabartacak. Aşk filminin yönetmenliğini Deniz Denizciler üstleniyor. Başrollerde Cemre Baysel, İlhan Şen, Onur Büyüktopçu var.
OYUNCU OLMAK İSTEYEN PARMAK KALDIRSIN
“Hep denedin. Hep yenildin. Olsun. Yine dene. Yine yenil. Daha iyi yenil!”
-Samuel Beckett-
Bu hafta BİZBİZE sohbetlerin konuğu menajer ve eğitmen Tümay Özokur'du. Benim de hem arkadaşım hem eski menajerim. Sektöre ait çok şey konuştuk. Eskileri, yenileri andık. Harika bir kitabı var yol gösteren, başucu niteliğinde. Vazgeçmeyenlerin ve vazgeçmesi gerektiği yeri bilenlerin kitabı...
Diyor ki; Hayat bir sahne...
Doğduğun an senin için aralanır perde. Sana yazılan senaryoda ve biçilen süre içerisinde bazen evlat, bazen dost, bazen sevgili, bazen patron, bazen doktor, bazen oyuncu, bazen baba, bazen kardeş ve daha birçok bazen diye başlayan kimlik ya da diğer adıyla rollerinle hayatının başrolünü oynarsın. Oyunun sonunda takdir görmek ister insan, alkışlanmak, onaylanmak ister. O da olur elbet ama olmayabilir de bazı zaman... Aslında eylemin ne olduğu değil sizin nasıl bir ruhunuz olduğu önemlidir. İyi bir oyuncu olmak için önce iyi bir insan olmak gerekir.'
Yirmi yıldır sinema ve dizi sektöründe oyuncu menajeri ve eğitmeni olan sevgili Tümay Özokur’un, birikimlerinden derleyerek kaleme aldığı kitap, hem oyuncu adaylarına motivasyon ve bilgi kaynağı olarak rehberlik eden hem de hayatının oyuncusu olarak kalmak isteyenlere mutlu ve başarılı olmanın kapılarını aralayan bir kitap. Tümay Özokur şöyle diyor: “Oyunculuk insan gibidir, bazen diptedir bazen gökte, beslenmezse, toprağın altında...” ö
ÖLÜMLÜ DÜNYA 2
2017 yapımı komedi türünde Ölümlü Dünya filminin devamı niteliğinde olan yapımın yönetmen koltuğunda bir kez daha Ali Atay oturuyor. Senaryosunu Ali Atay, Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi'nin birlikte kaleme aldı.
Filmde kanun kaçağı olarak hayatlarına devam eden Mermer ailesi, örgütün eline düşen Zafer’i kurtarmak için bu kez bile isteye arı kovanına çomak sokar ve son bir vurgun yapmaya kalkışır.
Ölümlü Dünya 2’nin başrollerinde Ahmet Mümtaz Taylan, Alper Kul , Doğu Demirkol, Feyyaz Yiğit, Giray Altınok, İrem Sak, Mehmet Özgür, Özgür Emre Yıldırım, Sarp Apak ve Reha Özcan yer alıyor.
Sinemada gösterildiği dönem Türk filmleri arasında büyük beğeni toplayan, gösterildiği dijital platformlarda da izleme oranlarıyla adından söz ettiren ve bir fenomen haline gelen Ölümlü Dünya’nın devam filmi 1 Aralık'ta vizyona girdi.
AŞIK SHAKESPEARE
En İyi Film dahil 7 dalda Oscar kazanan kült film Aşık Shakespeare (Shakespeare in Love) Türkiye’de ilk defa tiyatro sahnesinde! İngiliz tiyatro oyun yazarı ve senarist Tom Stoppard, Amerikalı senarist, roman ve oyun yazarı Marc Norman tarafından yazılan ve 71'inci Akademi Ödülleri’nde, En İyi Senaryo, En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu gibi ödülleri kazanan Aşık Shakespeare aynı isimle sahneye uyarlandı.
Yüksek enerjisi, komedisi ve romantizmiyle dikkat çeken ve sahnelendiği tüm ülkelerde kapalı gişe oynanan Aşık Shakespeare, Serdar Biliş rejisi ve sahne üstünde 40, sahne arkasında 30 olmak üzere toplam 70 kişilik dev kadrosu ile Türkiye’de ilk defa tiyatro sahnesinde.
Oyun, William Shakespeare’in 16. yüzyıl İngiltere’sinde, yeni oyunuyla kendini ispat etme çabası içindeki gençliğine ve genç bir kadının erkeklerin dünyasında sahneye çıkmak için verdiği mücadeleye odaklanıyor, Shakespeare dönemi tiyatrosuna ve yaşamına dair çağdaş bir perspektif sunuyor
Başrollerini Uraz Kaygılaroğlu (William Shakespeare) ve Nezaket Erden’in (Viola) üstlendiği; Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu, Piu Entertainment ve Zorlu PSM ortak yapımı Aşık Shakespeare sıra dışı rejisi ile sezon boyunca Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde izlenebilecek.
Tiyatroya yazılan cesur bir aşk mektubu olarak yorumlanabilecek Aşık Shakespeare’de göz alıcı prodüksiyon, sıra dışı kostümler, etkileyici danslar ve özgün müzikler bir araya gelerek tiyatronun birleştiriciliğini ve sınır tanımazlığını ortaya koyuyor. Oyunun şaşırtıcı atmosferini yansıtmak üzere bestelenen şarkılar, müzisyen Gülinler ve oyun için bir araya gelen özel orkestra tarafından sahnede canlı olarak seslendiriliyor. . Oyun, bir tiyatro kumpanyasının Shakespeare’in oyununu sahneleme sürecini, bir dizi yanlış anlaşılmayı, karmaşayı, kralları, kazaları ve aşkın en tuhaf hallerini anlatırken Shakespeare ve Marlowe efsanesine de göz kırpıyor. Genç Will’in tüm zamanların en büyük aşk hikayesi olan Romeo ve Juliet'i yazma sürecine tanıklık eden bu olağanüstü oyunu kaçırmayın.
İKSV TİYATRO FESTİVALİ
Işıl Kasapoğlu küratörlüğünde düzenlenen festival, Türkiye’den ve yurtdışından toplam 20 tiyatro, performans ve dans gösterisini, iki yakalı İstanbul’un 15 farklı mekânında ağırladı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) 27. İstanbul Tiyatro Festivali, 25 Ekim-26 Kasım tarihleri arasında Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri sponsorluğunda düzenlendi. Usta yönetmen Işıl Kasapoğlu küratörlüğünde düzenlenen festival, Türkiye’den ve yurtdışından toplam 20 tiyatro, performans ve dans gösterisini, iki yakalı İstanbul’un 15 farklı mekânında ağırladı. Festival önceki akşam Beyoğlu’nun üç Fransızca eğitim veren tarihi okulunda peş peşe izlenen “İstanbul Mon Amour” gösterisiyle bitti.
Adından da anlaşılacağı gibi yazar, yönetmen Ahmet Sami Özbudak’ın gerçekleştirdiği bu projede, güzel ve acı pek çok anıyla yüklü tarihi şehir İstanbul’un, bazısı adı geçen okullarda geçmiş/geçmesi mümkün olaylarından esinlenen hikâyeler sahnelendi. Özbudak’ın aralarında yönetmen yardımcısı Kerem Pilavcı, dramaturg ve yazar Münip Melih Korukçu’nun da olduğu yaratıcı ekip ve usta oyuncuların emeğiyle kurguladığı, süresi 10 ile 40 dakika arasında değişen oyunlardan oluşan bu projesi kısa aralıklarla toplam 7 saat sürdü.
Işıl Kasapoğlu’nun ilk kez geçen festivalde sahnelediği ve farklı yönetmenlerle gelecek festivallerde de işlenecek olan projenin bu yıl en anlamlı işi, “Kalemimin Sapını Gülle Donattım” kitabından Okan Bayülgen’in Tevfik Fikret salonunda seslendirdiği bölümlerle Galatasaray Liseli büyük aktör Ferhan Şensoy’un hatırlatılması oldu. Özbudak’ın yazıp, yönettiği Bülent Emin Yarar’ın cellat karakterini ustalıkla yorumladığı 40 dakikalık tek kişilik oyun “Bab” ise, başlı başına bir tiyatro oyunuydu. Projenin kurguyla gerçek arasındaki çizgisini Özbudak’ın yazıp, yönettiği “Ateşbazlar”da Fehmi Karaarslan ile efsane oyuncu Meral Çetinkaya gösterdi.
ŞİMDİKİ ZAMANIN KEŞFİ
Bir zamanlar Tibet'in uzak dağlarında Tenzin adında genç bir keşiş yaşarmış. Genç yaşına rağmen Dharma'ya derin bir ilgi duyuyor ve Buddha'nın öğretilerini anlamak için çabalıyormuş.
Bir gün yaşlı bilge bir usta köyden geçiyormuş.
Usta, yaşamın derin gerçeklerine yönelik görüşleri, Dharma'yı anlaşılması ve takip edilmesi kolay bir şekilde öğretme becerisiyle tanınıyordu. Tenzin, ustanın gelişiyle heyecanlandı ve ondan tavsiye istedi.
"Üstat," diye başladı Tenzin, "Dharma'yı anlamaya çalışıyorum ama şimdiki zamanın düşüncesiyle boğuşuyorum. Zihnimin sık sık geçmişe veya geleceğe kaydığını fark ediyorum, şu anda ve burada kalmakta zorlanıyorum. Ne yapabilirim?"
Usta, Tenzin'e gülümsedi ve başını salladı. "Benimle gel," dedi ve Tenzin'i yakındaki bir dereye götürdü. Serin, nemli bir yere oturdular ve usta akan suyu işaret etti. "Dereyi görüyor musun, Tenzin?" diye sordu.
Tenzin dereyi gördü ve başını salladı. "Evet, usta."
"Ne görüyorsun?"
"Suyun aktığını görüyorum."
"Nereye gidiyor?"
"Vadiye, nehre doğru akıyor." "Peki nereden geliyor?"
"Dağlardan geldi, yukarıdaki kar yataklarından."
"Peki şu anda nerede, Tenzin?”
"Burada, efendim."
Usta başını salladı. "Bizim için de aynı şey geçerli, Tenzin. Düşüncelerimiz geçmişe, anılara ve keşkelerimize akabilir. Geleceğe, planlara ve endişelere akabilirler. Ama gerçekte neredeyiz? Akıntıdaki su gibi, biz de buradayız, bu andayız. Önemli olan, düşüncelerimiz geçmişe veya geleceğe akabilse de, her zaman şimdiki zamanda kaldığımızı fark etmektir. Akıntıdaki su gibi, biz de her zaman buradayız."
O anda Tenzin anladı. Ustasına gülümsedi ve başını salladı. O günden sonra, düşünceleri onu nereye götürürse götürsün, dikkatini şimdiki ana odaklamaya çalıştı. Zaman zaman hala zorlansa da, şimdiki zamanı olduğu gibi kabul ederek hayatında daha derin bir huzur ve memnuniyet bulduğunu fark etti. Ve bu, Tenzin için, şimdiki zamanın gerçek bir keşfiydi.
Tenzin ve Usta'nın hikayesi bize şimdi ve burada yaşamanın son derece önemli olduğunu öğretiyor. Çoğu zaman geçmişimize veya geleceğimize o kadar odaklanırız ki şimdiki zamanı göz ardı ederiz. Oysa yaşam burada, şimdiki anda gerçekleşir. Buradaki fikir, içinde bulunduğunuz anı değiştirmeye veya değerlendirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul etmektir.
Tenzin ve Usta'nın mesajı, geçmişinizi veya geleceğinizi görmezden gelmeniz veya reddetmeniz gerektiği değildir. Aksine, yaşamın şimdiki anda gerçekleştiğini ve şimdiki anda kalmayı öğrenerek yaşamlarımızda daha derin bir huzur ve memnuniyet bulabileceğimizi kabul etmekle ilgilidir.
Bu zaman ve sabır gerektirir. Zihnin savrulması normaldir. Bunun olduğunu fark ettiğinizde, kendinizi yargılamayın. Bunun yerine, dikkatinizi yavaşça şimdiki ana geri getirin. Zamanla, şimdiki anda kalmak, onun sunduğu derinliği ve doluluğu tam olarak takdir etmek daha kolay hale gelecektir.
Sevgi ve ışıltınızla kalın.
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Rami G Khouri
Mort Laitner
Rachel Marsden
Donald Low
Bradley Blankenship
Ali Fathollah-Nejad
Nikkei Editorial
Michael Kwet
visit website
