Siyasette 24 saatin çok uzun olduğunu biliyorduk da zeminin bu kadar hızlı değiştiğine çok az şahit olduk.

Çok sık görmeye alıştığımız siyasi dizayn, başkanlık seçimleri sonrası başlamıştı, halen de devam ediyor.

Aslında her seçim sonucu doğal olarak birtakım gelişmeleri de beraberinde getirir.

Ancak son yaşanan gelişmeler hem hızı hem de içeriği bakımından siyaset dünyasının başını döndürmüş durumda.

Peşinen söyleyelim; partiler arası görüşme hangi niyetle olursa olsun genel gerginliği azaltacağı için yerinde bir adım.

Siyasi partilerin kanarya sevenler derneği olmadığını biliyoruz.

Siyaset, “çok fazla renksiz bir alan” da asla değildir.

Her parti arasında belirli bir dozda gerilim olması son derece doğal.

Sonuçta birinin adı iktidar, diğerininki de muhalefet.

Ancak bir ay gibi kısa bir sürede siyasi atmosferin bu kadar keskin şekilde değişmesinin üzerinde hepimiz kafa yorabiliriz.

Hem de aynı gün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş DEM Parti’yi ziyaret edip, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Özgür Özel’i kabul edince. Yetmedi... Erdoğan’dan “CHP’ye iadeiziyarette bulunacağım” açıklaması gelince...

“Yani dün neredeydin, bugün neredesin?” sorusunu bugün de biz soralım istedik.

CHP ve DEM Parti ziyaretlerinin bilinen amacı yeni bir anayasa oluşturma zemini arayışı… Ancak ülkemizde en fazla konuşulan ancak en az adım atılan alan sanıyorum Anayasa değişikliği sürecidir… Bu ziyaretlerin yapıldığı gün halen Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu üyesi de olan Cemil Çiçek, Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk’e bir mülakat vermişti.

Çiçek, birkaç cümle ile olayı özetlemiş:

“Anayasa’yı değiştirmek öyle sanıldığı kadar kolay bir şey değil. Emin olun, Erciyes Dağı’nı taşımaktan daha zor. Kimse kolay gösterip de o fiyakalı laflara bakarak bu işin kolay olacağını zannetmesin. Gerçekçi olmak lazım. İnşallah şeytanın bacağını bu sefer kırarız.”

O zaman geriye tek gerekçe kalıyor; ilk olarak bu köşeden de seslendirdiğimiz Tayyip Bey’in siyasi dizaynı.

Okuyanlar vardır, burada demiştik ki; en güçlü ihtimal 2028 yılındaki muhtemel cumhurbaşkanı adayları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın karşısında Özgür Özel güçlü bir figür olarak çıkartılmaya çalışılıyor.

Yaşayan görür, bakalım zaman ne gösterecek.

Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan en önemli taleplerinden birisi de deprem bakanlığının kurulması olmuş.

Ancak iktidarın kendi beyanlarıyla da sabit ki, en başarısız oldukları alanlar bakanlık ihdas edilmiş olan alanlar.

Millî Eğitim, Ekonomi ve de Tarım…

Yani “deprem bakanlığı olsa ne olur, olmasa ne olur” da denebilir.

---------------------------------

- Arkadaşlar İsrail'le ticaret yapıyoruz!

- OLEYYY!

...

- Arkadaşlar İsrail ile ticareti kesiyoruz.

- OLEYYYY!

...

- Arkadaşlar YUH ARTIK.

- YİNE DE OLEYYY!

------------------------------

Çok partili sisteme geçmemizin üzerinden yarım asırdan fazlaca bir süre geçmesine rağmen ülkemizdeki siyasi tablonun tam anlamıyla yerine oturduğunu söylemek pek de mümkün değil.

Yine tekrardan ANAP örneğini vermek yerine biraz güncelden gitmek isteriz.

Örneğin geçen yıl bu zamanlarda en azından sosyal medyada Memleket Partisi rüzgârı esiyordu.

Oy oranlarının ise çift haneli rakamların da üzerinde seyrettiği söyleniyordu. O rakamları doğrulama imkânımız olmadı. Önce Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, malum sürecin sonunda başkan adaylığından çekildi, daha sonra da teşkilatların büyük bir kısmı istifa etti.

Memleketteki “Memleket Partisi”nin erimesi, tıpkı iddia edildiği gibi yükselme sürecini andırıyordu, hızlı oldu...

Yerel seçimler öncesi Muharrem İnce ve Ekrem İmamoğlu arasında yapılan “güç birliği” görüşmesi kavgayla bitince filmin de sonuna gelindi.

Seçimlerin ardından önce parti yönetimi kendi kendine küçülme ve ekonomik tasarruf kararı aldı… Son gelen bilgilere göre parti binası da kapatılacak ve bir ofise taşınacak.

Memleket Partisi’nin hikâyesi ANAP’tan çok Genç Parti’ye benziyor.

Gerçi Genç Parti seçimlere girip hatırı sayılır da bir oy almıştı.

Memleket Partisi’nin hiçbir numarasını göremedik.

Biraz siyasi “ayran gönüllülük”, biraz da “konjonktür rüzgârı” insanları bir yerlere savuruyor. Ama rüzgâr dinince de taşlar yerli yerine oturuyor.

QOSHE - Dün neredeydin? CHP ve DEM Parti ile görüşmem vardı… - Ömer Adil
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dün neredeydin? CHP ve DEM Parti ile görüşmem vardı…

23 3
06.05.2024

Siyasette 24 saatin çok uzun olduğunu biliyorduk da zeminin bu kadar hızlı değiştiğine çok az şahit olduk.

Çok sık görmeye alıştığımız siyasi dizayn, başkanlık seçimleri sonrası başlamıştı, halen de devam ediyor.

Aslında her seçim sonucu doğal olarak birtakım gelişmeleri de beraberinde getirir.

Ancak son yaşanan gelişmeler hem hızı hem de içeriği bakımından siyaset dünyasının başını döndürmüş durumda.

Peşinen söyleyelim; partiler arası görüşme hangi niyetle olursa olsun genel gerginliği azaltacağı için yerinde bir adım.

Siyasi partilerin kanarya sevenler derneği olmadığını biliyoruz.

Siyaset, “çok fazla renksiz bir alan” da asla değildir.

Her parti arasında belirli bir dozda gerilim olması son derece doğal.

Sonuçta birinin adı iktidar, diğerininki de muhalefet.

Ancak bir ay gibi kısa bir sürede siyasi atmosferin bu kadar keskin şekilde değişmesinin üzerinde hepimiz kafa yorabiliriz.

Hem de aynı gün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş DEM Parti’yi ziyaret edip, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Özgür Özel’i kabul edince. Yetmedi... Erdoğan’dan “CHP’ye iadeiziyarette bulunacağım” açıklaması gelince...

“Yani dün neredeydin, bugün neredesin?” sorusunu bugün de biz soralım istedik.

CHP ve DEM Parti ziyaretlerinin bilinen amacı yeni bir anayasa oluşturma zemini arayışı… Ancak ülkemizde en fazla konuşulan ancak en az adım atılan alan sanıyorum Anayasa değişikliği sürecidir… Bu ziyaretlerin yapıldığı gün........

© Milli Gazete


Get it on Google Play