Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden tam bir yıl geçti.

Birçok akrabamız, eşimiz, dostumuz, vatandaşımız ya hayatını kaybetti ya yaralandı ya da yerinden yurdundan oldu.

Allah depremde hayatını kaybedenlere rahmet ve mağfiret eylesin. Yaralılara acil ve kâmil şifalar ihsan eylesin. Hayatını sürdürmeye çalışanlara da sabır ve güç kuvvet versin.

Deprem her ne kadar Kahramanmaraş merkezli olsa da Hatay bu depremde en çok zararı gören şehrimiz oldu. Basın ve medyaya çok yansımasa da gidip görenler özellikle de deprem öncesindeki hâlini bilenler bu durumu daha iyi bilirler.

Eğer deprem bölgesine gitmeyenler varsa en kısa zamanda bölgeye gidip görmelerini tavsiye ederim. Nitekim depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hasarı gözle görülür bir şekilde ortada durmaktadır. Yıkılan binaların yerleri boş bir arsa olarak duruyor. Bir zamanlar oralarda insanların yaşadıklarını düşünerek bölgeyi gezerseniz daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum.

Depremler, aniden hayatımıza giren doğal felaketlerdir ve maalesef ülkemizde sık sık yaşanır. Bu felaketlerin yol açtığı yıkımın insanların hayatını nasıl etkilediğini hepimiz gördük ve yaşadık. Depremin hemen ardındaki ilk dönemde ayni yardımların ne kadar önemli olduğunu gördük. Deprem, bölgede altyapıyı, binaları ve iş yerlerini tahrip etti. Bu nedenle depremin yaşandığı bölgede üretim ve satışın durduğu bir dönem yaşandı. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekti. İşte tam da bu noktada ayni yardımların gönderilmesi hayati derecede önemliydi. Gıda, su, giysi gibi acil ihtiyaçların karşılanması, depremzedelerin hayatta kalabilmesi için gerekliydi. Seferberlik ruhu ile herkes elinden geldiğince yardımlar yaptı.

Ancak yardım süreci sadece bu ilk aşama ile sınırlı değildir. İkinci aşamada, yıkımın ardından bölgenin yeniden kalkınması için nakdi yardımlar daha fazla önem kazandı. İmar edilme süreci hızla hayata geçirildi. Yollar, binalar ve altyapı yeniden inşa edilmeye başladı. Bu noktada nakdi yardımlar, bölgenin hızlı bir şekilde normale dönmesine yardımcı olurdu. Ancak bu kısımda maalesef sınıfta kalındı. Yardımların kesilmesine bağlı olarak devlet mecburen vergi oranlarında artış yapmak durumunda kaldı. Deprem konutlarını hızla bitirmek için bir yıldır canla başla çalışılıyor.

Ancak iş burada bitmedi. O bölgede faaliyet gösteren esnafların da desteklenmesi gerekiyor. Yerel esnaftan alışveriş yapılması teşvik edilmelidir. Bu, iş yapan esnafların ayakta kalmasına ve hatta yeni istihdam oluşturmasına yardımcı olacaktır. Böylece depremzedeler, kendi bölgelerinde iş bulma fırsatına sahip olabilirler.

Unutmayalım ki deprem sonrası yardım sadece ilk anlarda değil, uzun vadeli olarak da düşünülmelidir. Ayni ve nakdi yardımların yanı sıra, yerel ekonominin canlanması için çaba göstermeliyiz. Ancak bu şekilde depremin neden olduğu yıkımın etkilerini en aza indirebiliriz. Birlik olup, depremzedelere destek olmalı ve onların yeniden ayakta kalmalarına yardımcı olmalıyız.

Türkiye'deki depremlerde yardımların hızla artması, uzun vadeli yardımların bölgeye ulaştırılması ve lojistik merkezlerinin kurulması gerekliliğini ortaya koymuştur. Afet lojistik merkezleri, yardımların hızlı ve etkili bir şekilde dağıtılmasını sağlar.

Deprem hazırlığı ve sonrası, sağlam yapıların inşası ve malzemelerin kalitesinin önemini vurgular. Yapıların maliyetini azaltmak için malzeme kalitesinin düşürülmesinin uzun vadede daha büyük maliyetlere yol açtığı anlaşılmıştır. Deprem riskini hesaba katmadan inşa edilen yapılar, deprem sonrası ekonomik tahribata yol açar.

Depremin ne zaman olacağı öngörülemeyeceğinden, yapıların her zaman depreme dayanıklı olması gereklidir. Depremin yaklaşması için bile olsa, yapıların sağlam olmadığı durumlarda can kayıpları ve ekonomik zararlar kaçınılmazdır. Depreme hazırlık süreci, ne kadar maliyetli olursa olsun, yıkımın maliyetinin çok daha büyük olduğunu göstermektedir. Eğitim müfredatına arama kurtarma eğitimleri eklenerek, afet durumlarında gönüllü gençlerin profesyonel yardım sağlama yetenekleri geliştirilebilir. Bu, toplumsal bilinci ve ekonomiyi güçlendirmenin önemli bir yoludur.

Depremler, acil yardımların yanı sıra uzun vadeli destekleri de gerektirir. Sağlam yapılar ve eğitim, gelecekteki felaketlere karşı önemlidir. Toplumsal bilinç ve dayanışma, deprem sonrası toparlanmayı hızlandırabilir.

QOSHE - ​Depremin yıl dönümü - Yusuf Girayalp Atan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

​Depremin yıl dönümü

21 1
05.02.2024

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden tam bir yıl geçti.

Birçok akrabamız, eşimiz, dostumuz, vatandaşımız ya hayatını kaybetti ya yaralandı ya da yerinden yurdundan oldu.

Allah depremde hayatını kaybedenlere rahmet ve mağfiret eylesin. Yaralılara acil ve kâmil şifalar ihsan eylesin. Hayatını sürdürmeye çalışanlara da sabır ve güç kuvvet versin.

Deprem her ne kadar Kahramanmaraş merkezli olsa da Hatay bu depremde en çok zararı gören şehrimiz oldu. Basın ve medyaya çok yansımasa da gidip görenler özellikle de deprem öncesindeki hâlini bilenler bu durumu daha iyi bilirler.

Eğer deprem bölgesine gitmeyenler varsa en kısa zamanda bölgeye gidip görmelerini tavsiye ederim. Nitekim depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hasarı gözle görülür bir şekilde ortada durmaktadır. Yıkılan binaların yerleri boş bir arsa olarak duruyor. Bir zamanlar oralarda insanların yaşadıklarını düşünerek bölgeyi gezerseniz daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum.

Depremler, aniden hayatımıza giren doğal felaketlerdir ve maalesef ülkemizde sık sık yaşanır. Bu felaketlerin yol açtığı yıkımın insanların hayatını nasıl etkilediğini hepimiz gördük ve yaşadık. Depremin hemen ardındaki ilk dönemde ayni yardımların ne kadar önemli olduğunu gördük. Deprem, bölgede altyapıyı, binaları ve iş yerlerini tahrip etti. Bu nedenle depremin yaşandığı bölgede üretim ve satışın durduğu bir dönem yaşandı. İnsanlar temel ihtiyaçlarını........

© Milat


Get it on Google Play