Taraflarla Ada’daki temaslarını sürdüren BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la görüşmesinin ardından yaptığı kısa açıklamada, görüşmenin iyi geçtiğini söyledi ve Kıbrıs meselesine Kıbrıs sorunu değil de, ‘Kıbrıs konusu’ olarak bakılmaya başlanmasını temenni etti.

Aslında bir bakıma haksız da sayılmaz Holguin. Kıbrıs meselesi veya Kıbrıs sorunu, 14 Ağustos 1974 Barış Harekâtı’nın ikinci aşamasıyla son bulmuştu. Sınırlar çizildi, Kuzey’deki Rum halkı Ada’nın Güney kısmına, Güney’deki Türk halkı da Kuzey’e taşındı. Öyle durup dururken değil! Denktaş ve Kliridis arasında varılan ‘Nüfus Mübadelesi Anlaşması’ uyarınca! Nüfus mübadelesi de bizzat BM Barış Gücü refakatinde gerçekleştirildi.

Hal böyle olunca da, Kıbrıs meselesi veya Kıbrıs sorunu ortadan kalktı, sadece ‘konu’ oldu. Aynen Dağlık Karabağ’da olduğu gibi! İşgal edilmiş topraklarını geri alabilmesi için Azerbaycan’ı yıllar boyu oyaladılar. Minsk Grubu’na seçilen ülke temsilcileri, aynen burada olduğu gibi, zamana oynadılar ve kendi çarklarının dönmesine baktılar. Azerbaycan’ın ısrarlı ve haklı taleplerini sadece dinlemekle yetindiler. Adilane bir çözüm için en ufak bir çaba göstermediler. En sonunda Ermenistan bir yanlış yaptı, Azerbaycan da bunu değerlendirerek, işgal edilen topraklarını geri almayı başardı.

Yoksa Minsk Grubu’na kalmış olsaydı, Azerbaycan siddin sene daha topraklarına kavuşamaz, mağduriyeti yaşamaya devam ederdi.

Hani ‘Keskin sirke küpüne zarar verir’ derler ya, onun gibi bir şey.

Kıbrıs’ta da öyle olmadı mı?

Yunan Cuntası’nın, EOKA B ile Makarios’a karşı gerçekleştirdiği darbe, Kıbrıslı Türkler için artık yolun sonuydu. Plana göre, darbeden sonra, asıl hedef olan Türklere sıra gelecek, Girit’te olduğu gibi, modern ağır silahlarla bir gecede Türklerin ‘işi görülecek’, ardından, Kıbrıslı Türklerden arındırılmış Ada’da ‘Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’ kurulacaktı. Onu bırakın, henüz Türklerin hesabını bile görmeden gerekli açıklamalar yapılmıştı… Mikrofonu eline alan ve Kıbrıs Rum halkına hitap eden ‘darbenin cumhurbaşkanı Nikos Samson, konuşmasına ‘Burası Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’ diye başlamıştı.

Gidilecek köyün minarelerini görebiliyorduk da, resmen açıklanacağını beklemiyorduk.

Kıbrıs Türkü böyle sancılar çekti o günlerde. Gözlerini Toros’lara dikti, ‘Ya bu defa da gelmezlerse’ diyerek uyku uyumadı. Çünkü artık uçurumun kenarında idi. Ya Türkiye’nin müdahalesi sayesinde kurtulabilecek, ya da Ayvasıl’da, Taşkent’te, Geçitkale, Atlılar, Muratağa, Sandallar ve diğer yerlerde olduğu gibi topluca katledileceklerdi.

O günlerde tehlikenin boyutlarını görebilen, gelişmeleri çok iyi değerlendiren sivil ve askeri erkan vardı. Ecevit ve Erbakan vardı. En sağlıklı kararı verdiler ve Kıbrıs Türkü’nü kıl payı toplu katliamdan kurtardılar. Allah razı olsun.

Demek istediğimiz; meseleyi ya da sorunu yaratan taraf bunun faturasını 14 Ağustos 1964’te ödemek durumunda kaldı. Yanlışa karşı ödenmesi de gerekirdi. Onun için Sayın Holguin’e hak vermemek elde değil. Çünkü Kıbrıs’ta ne bir sorun vardır, ne de mesele! Kıbrıs konusunu bunlardan ayrı tutmak gerek.

***

Göçmenköy’ün Rüya’sı dün

son yolculuğuna uğurlandı

Aslen Lefkoşalı olup, Göçmenköy’de ikâmet eden ve ailesi ile çevresinde çok sevilen, iyi insan Rüya Eyyüboğlu (48)dün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı. Tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyurulurken, annesi ve babası Safiye-Aldoğan Eyyüboğlu, evlatları Safiye-Tunç Cankut, Doğu Kemal Bulur, kardeşi Alpdoğan-Burcu Eyyüboğlu, Armin Eyyüboğlu, torunu Kai Arif Cankut, “Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.

Uzun yıllardan beri Vergi Dairesi’nde çalışmakta olan Rüya Eyyüboğlu, geçen cuma günü iş yerinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmış ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti. Ailenin yanı sıra, çalışma arkadaşları ve dostları, derin üzüntülerini dile getirdiler.

Bu arada aslen Polemitya köyünden olup, Gaziveren’de ikamet eden, herkes tarafından sevilen, iyi insan Mustafa Kemal Asilkan bugün Gazivren’de son yolculuğuna uğurlanacak.

Diğer yandan ‘Kıbrıslı Huysuz Virjin’ diye bilinen sanatçılardan Ahmet Kondoz (60), hastaneden taburcu olduktan sonra hayatını kaybetti ve geçen gün Lefkoşa’da toprağa verildi.

QOSHE - Tatar, geçmiş 60 yılı anlattı; Holguin de dikkatle dinledi - Akay Cemal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tatar, geçmiş 60 yılı anlattı; Holguin de dikkatle dinledi

2 39
13.03.2024

Taraflarla Ada’daki temaslarını sürdüren BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la görüşmesinin ardından yaptığı kısa açıklamada, görüşmenin iyi geçtiğini söyledi ve Kıbrıs meselesine Kıbrıs sorunu değil de, ‘Kıbrıs konusu’ olarak bakılmaya başlanmasını temenni etti.

Aslında bir bakıma haksız da sayılmaz Holguin. Kıbrıs meselesi veya Kıbrıs sorunu, 14 Ağustos 1974 Barış Harekâtı’nın ikinci aşamasıyla son bulmuştu. Sınırlar çizildi, Kuzey’deki Rum halkı Ada’nın Güney kısmına, Güney’deki Türk halkı da Kuzey’e taşındı. Öyle durup dururken değil! Denktaş ve Kliridis arasında varılan ‘Nüfus Mübadelesi Anlaşması’ uyarınca! Nüfus mübadelesi de bizzat BM Barış Gücü refakatinde gerçekleştirildi.

Hal böyle olunca da, Kıbrıs meselesi veya Kıbrıs sorunu ortadan kalktı, sadece ‘konu’ oldu. Aynen Dağlık Karabağ’da olduğu gibi! İşgal edilmiş topraklarını geri alabilmesi için Azerbaycan’ı yıllar boyu oyaladılar. Minsk Grubu’na seçilen ülke temsilcileri, aynen burada olduğu gibi, zamana oynadılar ve kendi çarklarının dönmesine baktılar. Azerbaycan’ın ısrarlı ve haklı taleplerini sadece dinlemekle yetindiler. Adilane bir çözüm için en ufak bir çaba göstermediler. En sonunda Ermenistan bir yanlış yaptı, Azerbaycan da bunu değerlendirerek, işgal edilen topraklarını geri almayı başardı.

Yoksa Minsk Grubu’na kalmış olsaydı, Azerbaycan siddin sene daha topraklarına........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play