Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum lider Nikos Hristodulidis ile ikinci kez görüşen BM Genel Sekreteri’nin ‘Kişisel Temsilcisi’ Maria Angela Holguin Cuellar, bugün Ankara yolcusu… Bu nedenle Rum basını ve yöneticileri, her zaman olduğu gibi, “Gözler Ankara’da” diyorlar. Halbuki Ankara’dan sonra Atina var, Londra ve Brüksel var.
‘Brüksel de nerden çıktı?’ diye soracağız, ama Holguin’in herhalde bir bildiği vardır. Geçen gün de ifade ettiğimiz gibi, KKTC ve Türkiye, AB üyesi değildir. Buna karşı Rum tarafı ile Yunanistan AB üyesidir. Gerek Hristodulidis, gerekse ondan önceki Rum liderleri, Kıbrıs sorununa ilişkin olası müzakerelere Avrupa Birliği’ni (AB) de katabilmek için çok uğraş verdiler. Türkiye ve KKTC ise, Kıbrıs sorununun 60 yıldan beri BM şemsiyesi altında yürütüldüğünü belirterek, AB’nin taraf olması nedeniyle, sürece müdahil olmasının kabul edilemeyeceğini açıkladılar.
Buna rağmen Kıbrıs’la ilgili başkentlere, Lefkoşa, Ankara, Atina ve Londra’ya bir de Brüksel’in eklenmesi düşündürücü olduğu kadar, Rum tarafı açısından memnuniyet vericidir. Ancak Holguin’in belki de AB’ye söyleyecekleri vardır. “Kıbrıs sorunu çözülmeden siz Rum tarafını AB’ye niye aldınız, bu durum çözümü çıkmaza sürükledi” diyebilir mi? Dahası AB yöneticilerine, “Annan Planı’na Rumlar hayır demesine rağmen ödüllendirildi. Türkler evet demesine karşın cezalandırıldı. Üstüne üstlük ‘evet’ diyen Türklere uygulanan tüm ambargoların kaldırılacağına ilişkin sözler verdiniz, ama tutmadınız. Tüm bunlar sorunu daha da karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hale getirdi” diyebilecek mi?
Bunları hatırlattıktan sonra, gelelim Rum tarafının bakış açısına… ‘Fileleftheros’ gazetesi, ‘Gözler Ankara’da” başlığı altındaki yazısında, Holguin’in bugün Ankara’ya gideceğini ve Türk yetkililerle yapacağı temasların Kıbrıs sorunundaki gelişmelerin süreci açısından ‘belirleyici ve barometre olacağını’ öne sürdü. Onlara göre, bu kilidi çözerse Ankara’nın anahtarı çözer. Nitekim Hristodulidis, Holguin’in çok iyi bir yolda olduğunu ve “yegane hedef olan müzakerelerin Crans Montana’da koptuğu yerden yeniden başlaması hedefine yardımcı olabileceğini düşünüyorum.” dedi.
Peki; Kolombiyalı diplomat, Crans Montana’yı kimlerin sabote ettiğini, masayı devirdiğini pılıyı pırtıyı toplayarak, uçağa bindikleri gibi ayrıldıklarını biliyor mu?
Kıbrıs Türk tarafı 60 yıldır devam eden görüşmelerdeki federasyon masalının iflas ettiğini, o defterin kapandığını kaç kez açıklamış bulunuyor. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yürütülen iki devletli siyaset konusunda Rum tarafının, Kıbrıs Türk halkının önünü ambargo ve izolasyonlarla tıkamaya çalıştığını belirtti. Geçen gün Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada da, “Kıbrıs Türk tarafı federasyon zemininde bir çözüm modelinden rızasını çekmiştir ve tüketilmiş bu zeminde herhangi bir sürece onay vermeyecektir. Yeni ve resmi bir müzakere süreci ancak egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyit edilmesiyle mümkün olabilecektir.” denilmişti.
Özetle iki taraf arasında eşitlik sağlanmadıktan sonra, bir uzlaşmaya varılabileceği mümkün görülmemektedir. Rum tarafı paylaşıma yanaşmadığına ve BM üyeliğiyle AB üyeliğinden elde ettiği menfaatleri tek başına kullandığına göre, nasıl bir orta yol bulunabilir. Holguin’in başarılı olabilmesi için, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmesi esastır. Bunun aşılması durumunda uzlaşı sağlanabilir. Kıbrıslı Türklerin bir elli-altmış yıl daha boşa kürek çekmeye tahammülü yoktur.
***
Sepetcioğlu, Mağusa’da defnedildi
Gazimağusa’nın tanınmış isimlerinden, Sepetcioğlu ailesinin değerli büyüğü Seval Sepetcioğlu dün Gazimağusa’da defnedildi. Tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyurulurken, sevgili eşi Hüseyin Sepetcioğlu, evlatları Tenel-Fatma Sepetcioğlu, Tezel-Burçin Sepetcioğlu, Tuncel Sepetcioğlu, torunları Asil ve İnci, “Tarifi imkânsız acılar içerisindeyiz. O kıymetli bir eş, annemiz ve nenemizdi. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.
Bu arada Yenierenköy’de kalmakta oldukları konteyner içerisinde ölü bulunan Halil Yıldızçoban (47) ile kardeşi Kemal Yıldızçoban (49) toprağa verildi. Yapılan otopsilerde ölüm sebeplerinin karbon monoksit zehirlenmesi sonucu olduğu tespit edildi.
Öte yandan aslen Kaleburnu köyünden olup, uzun süreden beri İngiltere’de yaşamını sürdüren Mihri Çayla önceki gün Kaleburnu köyünde toprağa verildi.
Bu halkın, bir elli-altmış yıl daha boşa kürek çekmeye tahammülü yoktur!
7
3
05.02.2024
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum lider Nikos Hristodulidis ile ikinci kez görüşen BM Genel Sekreteri’nin ‘Kişisel Temsilcisi’ Maria Angela Holguin Cuellar, bugün Ankara yolcusu… Bu nedenle Rum basını ve yöneticileri, her zaman olduğu gibi, “Gözler Ankara’da” diyorlar. Halbuki Ankara’dan sonra Atina var, Londra ve Brüksel var.
‘Brüksel de nerden çıktı?’ diye soracağız, ama Holguin’in herhalde bir bildiği vardır. Geçen gün de ifade ettiğimiz gibi, KKTC ve Türkiye, AB üyesi değildir. Buna karşı Rum tarafı ile Yunanistan AB üyesidir. Gerek Hristodulidis, gerekse ondan önceki Rum liderleri, Kıbrıs sorununa ilişkin olası müzakerelere Avrupa Birliği’ni (AB) de katabilmek için çok uğraş verdiler. Türkiye ve KKTC ise, Kıbrıs sorununun 60 yıldan beri BM şemsiyesi altında yürütüldüğünü belirterek, AB’nin taraf olması nedeniyle, sürece müdahil olmasının kabul edilemeyeceğini açıkladılar.
Buna rağmen Kıbrıs’la ilgili başkentlere, Lefkoşa, Ankara, Atina ve Londra’ya bir de Brüksel’in eklenmesi düşündürücü olduğu kadar, Rum tarafı açısından memnuniyet vericidir. Ancak Holguin’in belki de AB’ye söyleyecekleri vardır. “Kıbrıs sorunu çözülmeden siz Rum tarafını AB’ye niye aldınız, bu durum çözümü çıkmaza sürükledi” diyebilir mi? Dahası AB yöneticilerine, “Annan Planı’na Rumlar hayır demesine rağmen ödüllendirildi. Türkler evet demesine karşın cezalandırıldı. Üstüne üstlük ‘evet’ diyen Türklere uygulanan tüm ambargoların kaldırılacağına ilişkin sözler verdiniz,........
© Kıbrıs Gazetesi
visit website
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
