Dünyada hiçbir sorunu çözemeyen, son olarak da Gazze’de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere, 30 binden fazla masum insanın katledilmesi karşısında çaresiz kalan BM Güvenlik Konseyi’nin, 4 Mart 1964’te aldığı karar nedeniyle tören düzenlenmiş!..

Nerede? BM kontrolündeki Lefkoşa Havaalanı’na bağlı hangarların birinde…43 ülkenin elçi veya temsilcileri de katılmış! Törende konuşan Barış Gücü Misyon Şefi ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ColinStewart, Kıbrıs’ta her yıl çözüm olasılığının azaldığını söyledi. Stewart, BM Güvenlik Konseyi’nin, adada toplumlararası şiddetin artmasından dolayı harekete geçerek, 4 Mart 1964’te 186 numaralı kararı aldığını ve BM Barış Gücü’nün adada konuşlandırılmasının gerekli olduğu kanısına vardığını belirtti.

Vay keşke almaz olsaydı bu kararı!

Aldı da ne oldu? Türklerin de ortak olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki hak ortadan kaldırıldı, bir başka deyişle çalındı ve diğer ortak Rum tarafına altın tepsi içinde sunuldu. Bu yüzden de şımartılan Kıbrıs Rum tarafı müzakere masalarında nazlandı da nazlandı. Hep zamana oynadı. ‘Tanınmışlık’ avantajını kullanarak nimetlere kondu, üstüne üstlük Türk tarafına bir de ambargo uygulandı.

Rum lider Nikos Hristodulidis, “müzakerelere yarın bile hazırız” diyor. Önemli olan sonuç alabilmek… 50 yılı aşkın süreçte sonuç alınmadı da, şimdi mi alınacak? ‘Yarın bile hazırız’ demek, başta BM, AB ve diğer aktörlere şirin görünme taktiğinden başka bir şey değildir. Rum tarafı gerçekten çözüm konusunda samimi ise, “186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı bir hataydı, çünkü eşitliği bozduve dengeleri altüst etti. Çok geç de olsa, adaletin tecelli etmesini istiyoruz” deme cesaretini gösterebilir mi?

Eğer bunu yapabilirse, önünde şapka çıkarırız.

İngiliz Parlamentosu önünde toplanan Kıbrıslı Türkler, BM’nin kararını protesto etmekte, İngiltere’nin 60 yıllık hatasını düzeltmesini istemekte haksız mıdır? İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi ile ‘Embargoed! (Ambargolu)’ adlı sivil toplum örgütü öncülüğünde Londra’da, İngiliz Parlamentosu önündeki meydanda bir araya gelen Kıbrıs Türkleri, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964’te aldığı kararın 60. yılında kararın iptalini istedi.

Kıbrıs’ta gerçek çözümün önünü tıkayan işte o melun karardır. Nitekim Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 4 Mart 1964 tarihli kararın haksız ve siyasi olduğunu belirterek, bu kararın çözümün önündeki en büyük engel olduğunu söyledi. Tatar, “Bu dayatmalara asla boyun eğmeyeceğiz; devletimizden, egemenliğimizden, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Rum tarafının, BM’nin bu kararından güç alarak, Kıbrıs Türk halkının haklarını ve egemenliğini yok saydığından şikâyetçi olan Tatar, Rum tarafının, ‘BM parametreleri’, ‘federal çözüm’, ‘sıfır asker, sıfır garanti dayatmalarıyla Türkiye ile Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmaya çalıştığına dikkat çekti.

Beri yandan BM Temsilcisi Stewart, “Her yıl çözüm olasılığı azalıyor” derken, bunun esas nedeninin 4 Mart 1964’te alınan gayrı adil karar olduğunu bilmiyor mu?

Sözün özü: Eğer 60 yıl önce alınan o karar olmasaydı, belki de Kıbrıs’ta 60 kez çözüm olurdu.

***

halkla ilişkilerinde bir markaydı

Lefkoşa kazan, o kepçeydi adeta. Herkesin derdini dinler, sorununu çözmeye gayret ederdi. Çalıştığı başkanlarla da sorunsuz yoluna devam etmeyi tercih edenlerdendi.Lefkoşa Türk Belediyesi’nde en uzun süreyle müdürlük yapan ve geçenlerde kaybettiğimiz Taner Orhon’dan çok şeyler öğrenmiş, onun deneyimlerinden dersler çıkarmış, ilham almıştı.

Lefkoşa Türk Belediyesi Asbaşkanı Hüseyin Önder Ecesoy’un zamansız vefatı ailesinin yanı sıra, yakın dostları ve sevenlerini derinden üzdü. Sevgili meslektaşımız ve değerli dostumuz Hüseyin Ekmekçi’nin kayınpederi olan Önder Ecesoy dün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı. Uzun süreden beri kalp yetmezliğine bağlı olarak tedavi görmekteydi.

Uzun yıllar Lefkoşa Türk Belediyesi’nde Temizlik Şube Amiri olarak görev yapan Önder Ecesoy, emekli olduktan sonra, son iki dönem Belediye Meclis Üyesi ve son olarak da Belediye Asbaşkanı olarak görev ifa etmekteydi. Dünkü cenaze töreninde yoğun bir kalabalık vardı.

Bu arada Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği Genel Yönetim Kurulu, Lefkoşa Türk Belediyesi Asbaşkanı Hüseyin Önder Ecesoy’un vefatıyla ilgili yayınladığı mesajda, “Acımız sonsuzdur. Merhuma Allah’tan rahmet, yaslı ailesi ve sevenlerine başsağlığı ve sabır dileriz. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dedi.

Ulusal Birlik Partisi, Ecesoy’un ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirirken, kendisine Allah’tan rahmet, yaslı ailesi ve sevenlerine başsağlığı dileğinde bulundu. Belediye Başkanı Mehmet Harmancı da paylaşımında, “Yıllarını hep Lefkoşa’ya verdi. Son 1 yıldır maalesef kalbi onu çok zorladı. Uğurlar olsun koca yürekli adam. Seni hiç unutmayacağız” dedi. Belediye Emekçileri Sendikası (BES) de, üyeleri Ali ve Öznur Ecesoy’un kıymetli babaları Hüseyin Önder Ecesoy’a Tanrı’dan rahmet, yaslı ailesine ve sevenlerine başsağlığı diledi.

Öte yandan Girne sakini, saygıdeğer, iyi insan Mukaddes Çemender, Karaoğlanoğlu’nda son yolculuğa uğurlanırken, Akdoğan’ın tanınmış ve sevilen isimlerinden Şahmaran Penktaş da Akdoğan’da defnedildi. Aslen Baf’ın Aydoğan köyünden olan Penktaş, köyün çınarlarındandı.

Diğer yandan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu ve Üniversite Rektörlüğü, Hukuk Fakültesi personeli Fatoş Çakıcı ile Sosyal ve Kültürel Aktiviteler Müdürlüğü personeli Mustafa Çakıcı’nın değerli babası Mehmet Çakıcı’ya Allah’tan rahmet, yaslı ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dilerken, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını temenni etti.

QOSHE - 60’ncı yıl ve incir ipi gibi uzayıp giden bir sorun… - Akay Cemal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

60’ncı yıl ve incir ipi gibi uzayıp giden bir sorun…

6 5
06.03.2024

Dünyada hiçbir sorunu çözemeyen, son olarak da Gazze’de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere, 30 binden fazla masum insanın katledilmesi karşısında çaresiz kalan BM Güvenlik Konseyi’nin, 4 Mart 1964’te aldığı karar nedeniyle tören düzenlenmiş!..

Nerede? BM kontrolündeki Lefkoşa Havaalanı’na bağlı hangarların birinde…43 ülkenin elçi veya temsilcileri de katılmış! Törende konuşan Barış Gücü Misyon Şefi ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ColinStewart, Kıbrıs’ta her yıl çözüm olasılığının azaldığını söyledi. Stewart, BM Güvenlik Konseyi’nin, adada toplumlararası şiddetin artmasından dolayı harekete geçerek, 4 Mart 1964’te 186 numaralı kararı aldığını ve BM Barış Gücü’nün adada konuşlandırılmasının gerekli olduğu kanısına vardığını belirtti.

Vay keşke almaz olsaydı bu kararı!

Aldı da ne oldu? Türklerin de ortak olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki hak ortadan kaldırıldı, bir başka deyişle çalındı ve diğer ortak Rum tarafına altın tepsi içinde sunuldu. Bu yüzden de şımartılan Kıbrıs Rum tarafı müzakere masalarında nazlandı da nazlandı. Hep zamana oynadı. ‘Tanınmışlık’ avantajını kullanarak nimetlere kondu, üstüne üstlük Türk tarafına bir de ambargo uygulandı.

Rum lider Nikos Hristodulidis, “müzakerelere yarın bile hazırız” diyor. Önemli olan sonuç alabilmek… 50 yılı aşkın süreçte sonuç alınmadı da, şimdi mi alınacak? ‘Yarın bile hazırız’ demek, başta BM, AB ve diğer aktörlere şirin görünme taktiğinden başka bir şey değildir. Rum tarafı gerçekten çözüm konusunda samimi ise, “186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı bir hataydı, çünkü eşitliği bozduve dengeleri altüst etti. Çok geç de olsa, adaletin tecelli etmesini istiyoruz” deme cesaretini gösterebilir mi?

Eğer bunu yapabilirse, önünde şapka çıkarırız.

İngiliz Parlamentosu önünde toplanan Kıbrıslı Türkler, BM’nin kararını protesto etmekte, İngiltere’nin 60 yıllık hatasını........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play