Ocak 2023’te Adalet Bakanı olan Bekir Bozdağ, kadına yönelik şiddet konusunda yeni reformları hayata geçirdiklerini açıkladığı basın toplantısında, kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi halinde nitelikli öldürme olarak düzenlediklerini ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yaptırımı ile karşılayacaklarını belirtmişti.

Eski Adalet Bakanı Bozdağ bu açıklamayı yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Kamuoyunda kravat indirimi olarak bilinen ceza indirimine sınırlama getirdik. Kravat indirimi alabilmek için boyun bükme, gerdan kırma ya da güzel üslupla mahkemeyi etkileyerek işlediği suçtan daha az ceza almak için rol yapma dönemini sona erdirdik. Artık kimse rol keserek mahkemeden ceza indirimi alamayacaktır. Bunu sıkı şartlara bağladık.”

Peki, tanımı yapılan suçlarda hala ceza indirimi uygulanıyor olmasını nasıl açıklayacaksınız?

Bursa’da platonik aşk yaşadığı solist Nurcan İnan’ı, kızının gözü önünde öldüren İzzet Akdeniz, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkemede pişman olduğunu belirten İzzet Akdeniz’e ceza indirimi uygulandı ve cezası müebbet hapse çevrildi.

“Pişmanım” ifadesi, öldürülen insanı yeniden hayata döndürmüyor. Yakınlarını kaybedenlerin acısını hafifletmediği gibi bu kişilerin adalet sistemine ve devletlerine olan güvenlerinin kırılmasına sebep oluyor.

Hangi pişmanlık, annesinin canice öldürülmesine şahit olmuş bir kız çocuğunun yaşadığı travmayı çözebilir? Hangi pişmanlık, annesini en kötü şekilde kaybetmiş bir çocuğun acısını, özlemini dindirebilir?

Cezayı hafifletirken bu insanların fikirlerini de merak ediyor musunuz? Ceza indirimlerine karar verenler, gerçekten adil davrandığını düşünüyor mu? Merak ediyorum, ediyoruz…

Ceza davalarında hakimlerin, karara kişisel görüşlerini yansıtmasının önüne geçilmelidir. Evrensel insan hakları ve değerlere saygı kapsamında değerlendirilmeyen davalar, yanlış kararlar ile sonuçlanabiliyor.

Hatırlarsanız 2018 yılında Halide Özpolat’ı öldüren sanığın aldığı ağırlaştırılmış müebbet cezasına sonradan ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanmış, cezası 24 yıla düşürülmüştü. Karısını öldürme gerekçesini açıklarken “Karım bana yemek yapmıyordu, bana iyi bakmıyordu” ifadesini kullanan sanığa, mahkemedeki davranışlarından dolayı bir de iyi hal indirimi uygulandı ve cezası 20 yıla düşürüldü.

Eşinden memnun değilsen en fazla boşanırsın, öldüremezsin! Cinayet işledikten sonra yapılan böylesine hadsiz savunmalar, edepsiz açıklamalar ceza indirimi almaya değil cezayı katlamaya yol açmalı.

Ülkemizin ceza kanunlarında sıkıntı yok ama infaz yasası, uygulamada ciddi problem barındırıyor. Cezası kesilmiş suç, infaz aşamasında indirimle karşılaşıyor. Bu da suça meyilli insanları suç işlemeye daha yatkın hale getirebiliyor.

Bilirsiniz bu konunun muhabbetini yapan, hâkim gibi kendi suçuna ceza kesip karşısındakileri tehdit eden insanlar vardır; “Bak canımı sıkma seni öldürürüm, en fazla 20 sene yatar çıkarım”

Bir insanın şaka yollu bile bu cümleleri kurmaması gerekirken ciddi ciddi buna inanarak konuşabiliyorlar. Cezaların caydırıcılığının arttırılması kesinlikle şart, en ufak bir iltimas olmadan uygulanması gerekmektedir.

2023 Aralık ayında, yargı reformu paketine ilişkin açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, toplumdaki cezasızlık algısının ortadan kaldırılacağını söylemişti. Toplum da tam olarak bunu bekliyor.

Adalet Bakanı Tunç;

"Suç işleyenin yanına kâr kalmaması lazım. 2 yılın altında bir cezaya hüküm giyen birisi koşullu salıverme süresiyle beraber denetimli serbestlikle hiç cezaevinde barındırılmadan tahliye oluyor. Bu durum cezasızlık algısına neden oluyor" demişti.

Aynen öyle..

2 yıla kadar ceza gerektiren suçları işleyenler hiç cezaevine girmeden salınırsa, bu insanların çoğu bir sonraki sefere 20 sene ceza gerektiren bir suç ile karşımıza çıkabiliyor. Cinayet, terör örgütü üyeliği, cinsel istismar ve tecavüz gibi büyük suçları işleyenlerin hayatlarına bakıldığında birçoğunun suça yatkın bir geçmişe sahip olduğunu görebiliyoruz.

Suçun boyutu ne olursa olsun, mağduru için her zaman büyüktür. Ceza kanununda hafif suç olarak değerlendirilen suçların, mağdurlarında oluşan psikolojik çöküntü, bu kişilerin hukuka güvenini sarsıyor.

Demek ki büyük suçları bir nebze engellemek için hafif suçları kolay affetmemek gerekiyor. Hukukçu değilim ancak insanın fıtratını gayet iyi biliyorum.

İnsan nezdinde bedeli ödenmeyen hiçbir şeyin kıymeti olmaz. Özellikle cinayetin bedeli o kadar ağır ödetilmeli ki canı sıkılan eline silah almadan önce kırk kere daha düşünsün.

Şeyh Edebali’nin “insanı yaşat ki devlet yaşasın” cümlesi, bireysel silahlanmada çok önemlidir. Aksi taktirde hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukukuyla karşı karşıya kalınabilmektedir...

QOSHE - Artık kimse rol keserek ceza indirimi alamayacak(tı)! - Meltem Suzan Zeki
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Artık kimse rol keserek ceza indirimi alamayacak(tı)!

14 0
19.02.2024

Ocak 2023’te Adalet Bakanı olan Bekir Bozdağ, kadına yönelik şiddet konusunda yeni reformları hayata geçirdiklerini açıkladığı basın toplantısında, kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi halinde nitelikli öldürme olarak düzenlediklerini ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yaptırımı ile karşılayacaklarını belirtmişti.

Eski Adalet Bakanı Bozdağ bu açıklamayı yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Kamuoyunda kravat indirimi olarak bilinen ceza indirimine sınırlama getirdik. Kravat indirimi alabilmek için boyun bükme, gerdan kırma ya da güzel üslupla mahkemeyi etkileyerek işlediği suçtan daha az ceza almak için rol yapma dönemini sona erdirdik. Artık kimse rol keserek mahkemeden ceza indirimi alamayacaktır. Bunu sıkı şartlara bağladık.”

Peki, tanımı yapılan suçlarda hala ceza indirimi uygulanıyor olmasını nasıl açıklayacaksınız?

Bursa’da platonik aşk yaşadığı solist Nurcan İnan’ı, kızının gözü önünde öldüren İzzet Akdeniz, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Mahkemede pişman olduğunu belirten İzzet Akdeniz’e ceza indirimi uygulandı ve cezası müebbet hapse çevrildi.

“Pişmanım” ifadesi, öldürülen insanı yeniden hayata döndürmüyor. Yakınlarını kaybedenlerin acısını hafifletmediği gibi bu kişilerin adalet sistemine ve devletlerine olan güvenlerinin kırılmasına sebep oluyor.

Hangi pişmanlık, annesinin canice öldürülmesine şahit olmuş bir kız çocuğunun yaşadığı travmayı çözebilir? Hangi pişmanlık, annesini en kötü şekilde kaybetmiş bir çocuğun acısını, özlemini dindirebilir?

Cezayı........

© İstiklal


Get it on Google Play