Bir taraf hilafetin kaldırılmasını kutluyor, bir taraf ağıt yakıyor.

Kanımca ikisi de yanlış ve anakronik bir yaklaşım, keza entegrist ögeler içeriyor.

Esasında, hilafetin kaldırılmasını kutlamaya dönüştürmek tam bir köksüzlük, ret ve inkara dayanan bir yaklaşım…

Ancak kaldırılmasına manasız bir şekilde ağıt yakanlarla hilafetin mahiyetini konuşmak lazım.

Muaviye bin Ebu Süfyan'dan itibaren gücü kuvveti eline geçirenin elinde kalan kukla bir makama dönüştü çoğu kez hilafet.

Diyeceğim o ki, esasen hilafet denilen idare yönetim şekli saltanata monarşiye evrildi, bu süreç çok sancılı hatta çok kanlı çok acımasız oldu.

Yoksa, Muaviye serkeş Oğlu Yezid dahil, sonradan gelen bu halifelere, yani son Osmanlı halifesine kadar olanlara, kendi özgür iradesi ile kimler, hangi halk, hangi millet biat etmiş?

Onlara, "Sen bizim sultanımızsın, halifemizsin" demiş?

Kim seçmiş onları?

Halbuki, sırf hilafetten şura/danışma, özgür biat/seçme sisteminden babadan oğula geçen zorbalığa dayanan saltanata geçelim diye, Hz. Hüseyin dahi, peygamberin evladı, soyu bebeklere kadar katledildi.

Harre olayında Medine'de sahabe kadınlarının ırzına geçildi, Hare evladı denilen babası belli olmayan yüzlerce çocuk doğdu.

İsteyen İslam Ansiklopedisi'nde Harre maddesine bakabilir; Şiii kaynaklara gerek yok.

Yetmedi kabe ateşe verildi, on binlerce sahabe katledildi vs.

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Diyeceğimi o ki;

Hilafeti yeniden tartışmalıyız.

Bu işler nostaljiyle de övgü ve sövgü ile de olmaz.

Ayrıca, bir dönem uygulanan katı laisist uygulamaları paranteze alırsak, cumhuriyet rejiminin İslam'a Kur'an'a aykırı olduğunu halkın iradesinin geçersiz olduğunu hangi aklı evvel kim söyledi?

Öyle ki,

Araplar, Şiiler/Aleviler Osmanlı hilafetini hiçbir zaman içine sindiremedi, kabul etmedi.

Bugün de öyleler…

Zira Osmanlı da hilafeti Memluklerden kılıç zoruyla aldı, onlar da Türk kökenli Sünni bir devletti.

Efendim, "tarihte çok kahraman takva fütuhat yapan sultanlar halifeler vardı…"

Evet, vardı, ama zalimi kardeşlerini acımdan katledeni, korkağı, kadın düşkünü, saraylardan dışarı çıkmayanı da vardı.

Biz sistemi tartışmalıyız.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

QOSHE - Hilafet, saltanat, cumhuriyet - Dr. Lütfü Özşahin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hilafet, saltanat, cumhuriyet

6 0
03.03.2024

Bir taraf hilafetin kaldırılmasını kutluyor, bir taraf ağıt yakıyor.

Kanımca ikisi de yanlış ve anakronik bir yaklaşım, keza entegrist ögeler içeriyor.

Esasında, hilafetin kaldırılmasını kutlamaya dönüştürmek tam bir köksüzlük, ret ve inkara dayanan bir yaklaşım…

Ancak kaldırılmasına manasız bir şekilde ağıt yakanlarla hilafetin mahiyetini konuşmak lazım.

Muaviye bin Ebu Süfyan'dan itibaren gücü kuvveti eline geçirenin elinde kalan kukla bir makama dönüştü çoğu kez hilafet.

Diyeceğim o ki, esasen hilafet denilen idare yönetim şekli saltanata monarşiye evrildi, bu süreç çok sancılı hatta çok kanlı çok acımasız oldu.

Yoksa, Muaviye serkeş Oğlu Yezid dahil, sonradan gelen bu halifelere, yani son Osmanlı halifesine kadar olanlara, kendi özgür iradesi ile kimler, hangi halk,........

© Independent Türkçe


Get it on Google Play