Olguların iç yüzünü görene kadar istediğinizi söyleyin; gördüğünüzde nasıl olsa söyleyemeyecek çok şeyiniz olacak.

Ludwig Wittgenstein
(Vurgular, Lütfü Özşahin)


Aslında siyaset, Strauss'cu anlamda "ya statükoyu korumak ya da statükoyu değiştirmek için yapılır."

Eski siyaset filozoflarının iddia ettiği gibi, metafizik bir temeli imlemesi yoktur; tamamen seküler bir olguyu, bizatihi insanın kendisini merkeze alır.

Siyasette metafizik imlemeler göklerde bulunan "baba"nın yukarıdan aşağıya, toplumu dikey olarak dizayn etme kontrol altına alma, gütme, keza sömürme isteğinin adıdır.

Dikey, aşkın tanrı, evren ve tarih anlayışının siyasal düzlemde yansıması piramidal hiyerarşik bir siyaset ve toplumsal yapıyı ön görmesidir.

Bu kaçınılmaz olarak böyledir.

Leo Strauss, Yahudilik dahil Ortadoğu toplumlarındaki siyasal anlayışlara "çoban kültü" der.

Siyaset bu kült üzerine inşa olunur;

Halkın güdülecek bir sürüden farkı yoktur, Tanrı onları güdülmek için yaratmıştır.

Öyle ki "çoban"ın kültürlere, dillere göre adı-sanı farklı olsa da o tarihsel olarak Nemrut'u, Firavun'u, kralı, imparatoru, sultanı, padişahı, şahı, modern dönemlerde bire bir, tıpa tıp olmasa bile başkanı; velhasıl despot otoriter, totaliter yöneticiyi sembolize eder.

Ancak bilindiği gibi çoban, her şeyden önce sürü ile aynı cinsten, aynı ontolojik kökenden değildir.

Çobanın soyu kutsidir kutsanmıştır.

O, göklerdeki "tanrı"yı, "baba"yı temsil eder.

Onun için, sürünün ne giyeceğine, ne yiyeceğine, ne zaman kırkılacağına, ne zaman süt vereceğine, ne zaman sağılacağına, ne zaman otlayacağına, hatta ne zaman seks yapıp, ne kadar çoğalacağına; ne zaman kasaplık olup nalları dikeceğine vs. o karar verir…

Çünkü sürü Volter'ci anlamda kendisi için neyin köyü neyin iyi olduğunu bilemez,

Onun adına onu yönetmek, keza tedip ve terbiye etmek gerekir…

Batı, günümüzde Aydınlanma döneminden itibaren süregelen tarihsel süreç içerisinde büyük bedeller ödeyerek Orta Çağ'da neşvünema bulan İncil/Kilise merkezli "çoban kültü"ne dayanan siyasal anlayışı aştı, tabii bugün hakim olan modernitenin ve finans kapitalin tek tipçi monist bütün kültürleri renkleri keza çoğulculuğu yok eden Prometheus'cu ve Faustçu insanı tanrılaştıran bir paradigmayı esas alması da en az "çoban kültü" kadar otoriter ve totaliter bir anlam taşımaktadır.

Bu ayrıca tartışmalıdır, ancak Türkiye dahil Ortadoğu toplumlarına dair "çoban kültü"nü aştığımızı söylemek için henüz erken.

Elbet Türkiye göreceli olarak İslam ülkeleri içinde "çoban kültü"ne dayanan siyasal anlayışı aşmada epey bir yol kat etmiştir.

Ancak yeterli olduğu söylenemez.

Zira hem dinci yani fundamentalist hem de seküler laisisit elitistler, seçkinler nezdinde halk halen zavallı güdülecek bir sürüden farklı değil.

Dinin siyasete olumlu yansıması için insana şah damarından yakın, yatay insan tarih ve tabiatla iç içe bir tanrı anlayışını ikame etmek daha olumludur, diyebiliriz.

Bunu Spinozacı ve Hegelci anlamda söylemediğimin bilinmesini isterim;

Tanrı'nın evreni aşan aşkın bir yönünü muhafaza etmek kaydıyla...

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

QOSHE - Çoban kültü siyaset ve Ortadoğu - Dr. Lütfü Özşahin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çoban kültü siyaset ve Ortadoğu

6 1
26.02.2024

Olguların iç yüzünü görene kadar istediğinizi söyleyin; gördüğünüzde nasıl olsa söyleyemeyecek çok şeyiniz olacak.

Ludwig Wittgenstein
(Vurgular, Lütfü Özşahin)


Aslında siyaset, Strauss'cu anlamda "ya statükoyu korumak ya da statükoyu değiştirmek için yapılır."

Eski siyaset filozoflarının iddia ettiği gibi, metafizik bir temeli imlemesi yoktur; tamamen seküler bir olguyu, bizatihi insanın kendisini merkeze alır.

Siyasette metafizik imlemeler göklerde bulunan "baba"nın yukarıdan aşağıya, toplumu dikey olarak dizayn etme kontrol altına alma, gütme, keza sömürme isteğinin adıdır.

Dikey, aşkın tanrı, evren ve tarih anlayışının siyasal düzlemde yansıması piramidal hiyerarşik bir siyaset ve toplumsal yapıyı ön görmesidir.

Bu kaçınılmaz olarak böyledir.

Leo Strauss, Yahudilik dahil Ortadoğu toplumlarındaki siyasal anlayışlara "çoban kültü" der.

Siyaset bu kült üzerine inşa olunur;

Halkın güdülecek bir sürüden farkı yoktur, Tanrı onları güdülmek için yaratmıştır.

Öyle ki "çoban"ın kültürlere, dillere........

© Independent Türkçe


Get it on Google Play