Dün başladım Antalyaspor altyapısını yazmaya. Yazarken de unutmamam gerekenler olduğunu benliğime yerleştirdim.

Hiç kimse Antalyaspor gerçeğinde Orhan Gülmez ismini es geçemez.

Hele hele rahmetli Ali Sula denildiğinde ayağa kalkıp saygı duruşunda bulunulması gerekir.

Başta amatör kulüplerimiz ve antrenörler olmak üzere Kırmızı-Beyazlı Kulübe zerre katkı koyanlardan Allah milyon kez razı olsun.

Tabi ki geçmişte Antalyaspor Vakfı Başkanlığı yapan Fikret Öztürk’ü de unutacak değilim.

Benim görev yaptığım 2017-2019 tarihleri arasında Altyapının evi konumundaki Hasan Subaşı tesislerine bir tane çivi dahi çakılamadı.

Bırakın çivi çakılmasını, aylardır bozuk olan asansörü tamir bile ettiremedik.

Nedeni mi?

Söz konusu tesis yıllardır mülkiyet açısından mahkemelikti ve Antalyaspor da davayı kaybetmiş, herkes “Bugün mü yoksa yarın mı bizi çıkartacaklar” diye düşünmekten başka bir şey yapmıyordu.

Resmen dökülmeye yüz tutmuş bir tesis halindeydi Hasan Subaşı.

Fikret Öztürk her şeyi göze alıp, koca tesisi baştan sona yeniledi. Arkasındaki oto park yerine de kocaman bir olimpik yüzme havuzu yaptı. Resmen kolej yaratmıştı Fikret bey. Ve o gündür bugün altyapıdan resmen yetenek fırlamaya başladı.

Kulakların çınlasın Fikret bey.

Dün buradan isim isim bazı yeteneklerden bahsettim.

Antalyaspor bırakın bir çok ünlü takıma sporcu ihraç edip altyapıdan yetiştirip A takım forması giydirilen sporcuları, Fenerbahçe’ye bile antrenör ihraç etti ihraç.

Geçen yıla kadar Antalyaspor Altyapı Koordinatörü olan Sedat Karabük bugün Sarı-Lacivertli ekibin altyapı sorumlusu.

Karabük’ün yerine gelen Ferda Ramanlı altyapıda ince eleyip sık dokuyor. Buna yaparken de duygularıyla değil kulüp menfaattarını ön planda tutup, işin uzmanlarını yanına alıp bilimsel metotlarla yapıyor yapacaklarını.

Kimseye de ödün vermeden.

Bakın bu yazıyı yazmadan evvel tek kelime dahi etmedim Ferda Ramanlı ile.

Hatta kendisini aylardır görmüyor, hatta ve hatta müsait zamanında görüşmek istediğim haberini gönderim daha bana dönmedi. Ama onların iş yoğunluğunu en iyi bilenlerdenim.

Yetişmekte olan altyapı futbolcuları arasında sadece isimlerinde takıldıklarımla ilgili bir iki hocaya soru yönelttim o kadar.

O da yazacaklarımla yanlış bilgi veremezdim mantığından dolayı.

Yine dün Hakan Yılmaz isimli eğitim direktöründen kısaca bahsettim ya, meğer adama haksızlık yapmışım.

Büyük bahsetmem gerekiyormuş da onda.

Yeminle yolda görsem tanımam Hakan Yılmaz’ı. Ama yaptıklarını biliyorum.

Eskiden herkeste, “Antrenman bitse de kahveye gitsek” diyenler vardı.

Sonra bu zamanla, “Bitse de eve gitsek” olayına dönüştü.

Ama şu an Antalyaspor’da akşamları eğitim mesaisi uygulanıyor. Her gün Hakan Yılmaz antrenörleri eğitime tabi tutuyor.

Sordum, soruşturdum kendisi Futbol Federasyonundan gelmiş.

Dün de kısaca değindim ya, eğitime tabi tutulup buna dayanamayanlarla yetersiz görülenler yani yolları ayrılanlar. Bana göre onlar, başlamış isimsiz ihbar mektupları yağdırmaya.

Zannediyorlar ki kendileri geleceğin Fatih Terim, Okan Buruk, Aykut Kocaman ne bileyim Şenol Güneşleri.

Daha Antalyaspor altyapısının antrenörleri dahi olamamışlar ama hülyalardalar.

Onların güya önlerine düştükleri yani yetiştirecek oldukları ise geleceğin Maradonaları ne bileyim Kerem Aktürkoğluları!.

Adamı bir ortaokul ya da lise maçına gönderip müsabaka izlettiremezsin ama adı antrenör. Eğitim Direktörü okul sporcu taramalarına gidip geleceğin yeteneklerini tespit etmekten erinmiyor ama, adam onlara göre bilgi fakiri.

Hiç mi ikna olmadınız?

Antalyaspor Hasan Subaşı tesislerine gidin. Bir öğle yemeği yiyin nelerin değiştiğinizi anlamazsanız en azından dilinizde hissedersiniz.

Antalyaspor A.Ş Yönetiminin altyapıda sporcu yetiştiren beyinlere ihtiyacı var, yalaka ve ispiyonculara değil.

QOSHE - O ateşi Fikret Öztürk yaktı - Vedat Gürhan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

O ateşi Fikret Öztürk yaktı

4 1
05.03.2024

Dün başladım Antalyaspor altyapısını yazmaya. Yazarken de unutmamam gerekenler olduğunu benliğime yerleştirdim.

Hiç kimse Antalyaspor gerçeğinde Orhan Gülmez ismini es geçemez.

Hele hele rahmetli Ali Sula denildiğinde ayağa kalkıp saygı duruşunda bulunulması gerekir.

Başta amatör kulüplerimiz ve antrenörler olmak üzere Kırmızı-Beyazlı Kulübe zerre katkı koyanlardan Allah milyon kez razı olsun.

Tabi ki geçmişte Antalyaspor Vakfı Başkanlığı yapan Fikret Öztürk’ü de unutacak değilim.

Benim görev yaptığım 2017-2019 tarihleri arasında Altyapının evi konumundaki Hasan Subaşı tesislerine bir tane çivi dahi çakılamadı.

Bırakın çivi çakılmasını, aylardır bozuk olan asansörü tamir bile ettiremedik.

Nedeni mi?

Söz konusu tesis yıllardır mülkiyet açısından mahkemelikti ve Antalyaspor da davayı kaybetmiş, herkes “Bugün mü yoksa yarın mı bizi çıkartacaklar” diye düşünmekten başka bir şey yapmıyordu.

Resmen dökülmeye yüz tutmuş bir tesis halindeydi Hasan Subaşı.

Fikret Öztürk her şeyi göze alıp, koca tesisi baştan sona yeniledi. Arkasındaki oto park yerine de kocaman bir olimpik yüzme havuzu yaptı. Resmen kolej yaratmıştı Fikret bey. Ve o gündür bugün altyapıdan resmen yetenek fırlamaya başladı.

Kulakların çınlasın Fikret bey.........

© İleri


Get it on Google Play