Tam 10 sene olmuş. Vaktimizin bol olduğu bir kış, iki arkadaş, bir gençlik dizisi yazmaya koyulduk. Amacımız dizi furyasından bir dilim kapmak, bir yandan da eğlenmekti. O sıralar başka bir işimiz de yoktu. Özellikle gençlik dizisi yazmaya karar verdik, çünkü ekranlarda bir-iki örnek dışında benzeri yoktu.

Senaryoyu yazarken kendi kendimize o kadar çok eğlenmeye başladık ki bütün formülleri yerle bir etmeye, önceden hazırladığımız taslağa uymamaya başladık. Dahası gençlik dizisi olmasına rağmen anne-babalarını yazarken daha fazla eğlendiğimizi fark ettik. Bugün Mike White’ın “The White Lotus”ta yaptığı gibi sadece anlayana hitap eden iç şakalar yerleştirdik içine.

Şaşırtıcı bir durum değil, hiç kimse yapmaya talip olmadı. Birkaç yapımcı tanıdığım okudu, “Merak unsuru yok,” gibi klasik notlarla döndüler. Dizideki bütün genç erkeklerin sahnelerin yüzde 80’inde üzerlerinin çıplak olması, sürekli spor yapmaları, durmadan terlemeleri, terlerini silmeleri de işimizi kolaylaştırmadı. Fatih Aksoy’a diziyi beğendirme peşinde değildik zaten; işin cılkını çıkarmanın peşindeydik. İlk Türk campdizisini yapmak istiyorduk. Otosansür, RTÜK, televizyonların alışılmış kalıplarından sıyrılıp sınırları ne kadar zorlayabiliriz diye hayal kuruyorduk. Kalemimizin bizi götürdüğü yer buydu.

NÜKHET DURU İÇİN ROL

Dizide özellikle gurur duyduğum iki karakterimiz oldu. “Nükhet” adlı bir sahne sanatçısı yarattık öncelikle. Bu rolü de Nükhet Duru oynasın diye yazdık. Dizinin açılışında “Nükhet” televizyonda oğlu hakkında çıkan magazin haberlerine isyan ediyor, karşısındaki programcı da ünlülerin çocuklarının dünyanın her yerinde ilgi çektiğini anlatıyordu.

Ben bu programın diyaloglarını bizzat yazdım, daha doğrusu aklımda kaldığı kadarıyla yazdım. Çünkü asıl istediğim zamanında Kanal D’de yayınlanan ve Müge Anlı’yla Şenay Düdek’in sunduğu “Dobra Dobra” adlı magazin programının bir bölümünü birebir yeniden çekmekti. Bir süre önce sorduğum Şenay Düdek’in bile “O kadar çok yayına çıktı ki, hangisi hatırlamıyorum,” dediği o programın kaydı hiçbir yerde bulunamıyor.

“Dobra Dobra”yı o zamanlar her sabah kaydedip izledikten sonra siliyordum. Nükhet Duru’nun canlı yayına çıkıp yurtdışına yolladığı oğlu hakkında yaptığı açıklamaları uzun süre kayıtlı tuttum. O kadar çok izledim ki bir ara satır satır ezberden tekrar edebilirdim. Nükhet Duru’nun canlandıracağı “Nükhet” karakterinin dizide böyle bir programa çıkıp, gerçek hayatta oğluyla ilgili sözlerini dizide de birebir tekrarlamasını çok isterdim. Artık o kayıt bende de yok.

Türk ünlüleri kendileriyle dalga geçmez gerçi. Ama bugün bile aklıma geldiğinde kahkahalarla gülüyorum. Benden başka gülen olur muydu, bilmiyorum. Ama eminim Ryan Murphy bir dönemin Türkiye’sinde yaşasa anlar, güler ve bize yeşil ışık yakardı.

Yine sadece benim güleceğim bir sahnede “Nükhet” evde Parizyen külotlu çoraplarıyla koltuğa yarı uzanmış, iPad’den hakkında çıkan haberleri okuyordu. Hatta bu sahneye ilham olması için Barbara Walters’ın Vanity Fair’de çıkan bir fotoğrafını hala saklıyorum.

TARIK TARCAN’IN GERİ DÖNÜŞÜ

Yarattığımız ikinci karakter güya ana karakter olan gençlerden birinin bekar babasıydı. “Tarık” adını verdiğimiz bu karakterle ilk kez The Marmara Bodrum gibi bir otelin havuzunda tanışacaktık. Bir erkek arkadaşıyla havuzda birbirlerine Apple bilgisayarlar yorulduğunda ekranda belirene benzeyen bir plaj topu atıyorlar önce. Bir süre sonra top oynayan bu iki erkeğin dizideki gençlerden ikisinin babaları olduğunu anlıyoruz. Diyorum ya, yetişkinlerle daha çok ilgilendik diye…

Okuldan iki yakın arkadaş olarak tasarlamıştık sanırım. İkisinin de babaları boşanmış, çocuklarını alıp tatile gelmişlerdi. Çocuklar yakın, babalar çocuklardan daha da yakın olacaktı. Havuzdan çıkarken birbirlerine havlu tutacaklar, sırtlarına güneş kremi sürecekler, Bodrum sıcağından bunaldıklarında kiraz dolu bir çanaktan birbirlerini besleyeceklerdi.

Bu rol için de hayalimizdeki Tarık Tarcan’dı. Bir dönem Yeşilçam sinemasının gözde yıldızı, ilk özel televizyonların gözde sunucusu Tarcan bir anda ortadan kaybolmuş, en son Antalya’da bir halı dükkanı işlettiğine dair haberler gelmişti. (Pandemide Bozburun’a çekilmiş.) Zeki Müren’in bin kadınla yattığını söylemesi misali, bir dönem ünlü kadınlarla yaşadığı aşkları anlatıp durmuş, gazetelere yazı dizisi bile yapmıştı. Bir keresinde Posta gazetesine “O kadar çok cinsellik yaşadım ki artık her yerim nasır tuttu,” demişti.

Yeşilçam onu belli bir role hapsetmiş, oyunculuk yeteneğinden faydalanmamış, sınırlarını zorlatmamış, jön olarak yetinmişti sadece. Ben bizim dizimizde havuzda kızının en yakın arkadaşının babasıyla top oynayan “Tarık” karakterinin onun kariyerinin rolü olacağına emindim.

Dahası, belki yine sadece Ryan Murphy’nin anlayacağı gibi, bu dizi Tarık Tarcan’ın büyük geri dönüşü de olacaktı. O topladığı nasırlar teker teker iyileşecekti. Zaten arzumuz bir dönem ünlü olan ve sonradan unutulan böyle birkaç ismi yeniden hatırlatmak, yeteneklerinden faydalanmaktı.

ARTIK TAMAMEN HAYAL

Bu dizi her ne kadar rafa kalkmış olsa da ben zamanı geldiğinde hala yapılabileceğine inanıyordum. Türkiye’de bazı şeyler vakit alır, bazen şartların oluşmasını beklemek gerekir. Kim bilir, belki bir gün bizim kafamızda bir yapımcı destek vermek ister hayal ediyordum. Sırf “Nükhet” ve “Tarık” karakterlerini yazmak için dizinin sadece bir-iki bölüm bile yayınlanmasına razıydım.

Ancak ben hayal ederken bu dizinin gerçekleşmesi artık tamamen imkansızlaştı. Yapımcı bulsak, çekebilsek bile sanırım Tarık Tarcan’ı bu projeye dahil edemeyeceğiz. Önceki gün okudum ve hayallerim yıkıldı. Tarcan nereden çıktıysa bir söyleşi vermiş ve “Anadolu terbiyesi almış bir sanatçı olarak gay sanatçıların televizyonda olmasını doğru bulmuyorum,” demiş. Tarık Tarcan’sız “Tarık” karakteri, “Tarık” karakteri olmadan da bu dizinin bir anlamı olmayacağına göre artık bu dosyayı kapanmış sayıyorum. Oysa ben ona Emmy aldıracaktım.

QOSHE - Asla yapılmayacak dizi projem - Oray Eğin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Asla yapılmayacak dizi projem

74 0
01.03.2024

Tam 10 sene olmuş. Vaktimizin bol olduğu bir kış, iki arkadaş, bir gençlik dizisi yazmaya koyulduk. Amacımız dizi furyasından bir dilim kapmak, bir yandan da eğlenmekti. O sıralar başka bir işimiz de yoktu. Özellikle gençlik dizisi yazmaya karar verdik, çünkü ekranlarda bir-iki örnek dışında benzeri yoktu.

Senaryoyu yazarken kendi kendimize o kadar çok eğlenmeye başladık ki bütün formülleri yerle bir etmeye, önceden hazırladığımız taslağa uymamaya başladık. Dahası gençlik dizisi olmasına rağmen anne-babalarını yazarken daha fazla eğlendiğimizi fark ettik. Bugün Mike White’ın “The White Lotus”ta yaptığı gibi sadece anlayana hitap eden iç şakalar yerleştirdik içine.

Şaşırtıcı bir durum değil, hiç kimse yapmaya talip olmadı. Birkaç yapımcı tanıdığım okudu, “Merak unsuru yok,” gibi klasik notlarla döndüler. Dizideki bütün genç erkeklerin sahnelerin yüzde 80’inde üzerlerinin çıplak olması, sürekli spor yapmaları, durmadan terlemeleri, terlerini silmeleri de işimizi kolaylaştırmadı. Fatih Aksoy’a diziyi beğendirme peşinde değildik zaten; işin cılkını çıkarmanın peşindeydik. İlk Türk campdizisini yapmak istiyorduk. Otosansür, RTÜK, televizyonların alışılmış kalıplarından sıyrılıp sınırları ne kadar zorlayabiliriz diye hayal kuruyorduk. Kalemimizin bizi götürdüğü yer buydu.

NÜKHET DURU İÇİN ROL

Dizide özellikle gurur duyduğum iki karakterimiz oldu. “Nükhet” adlı bir sahne sanatçısı yarattık öncelikle. Bu rolü de Nükhet Duru oynasın diye yazdık. Dizinin açılışında “Nükhet” televizyonda oğlu hakkında çıkan magazin haberlerine isyan ediyor, karşısındaki programcı da ünlülerin çocuklarının dünyanın her yerinde ilgi çektiğini anlatıyordu.

Ben bu programın diyaloglarını bizzat yazdım, daha doğrusu aklımda kaldığı kadarıyla yazdım. Çünkü asıl istediğim zamanında Kanal D’de yayınlanan ve Müge Anlı’yla Şenay Düdek’in sunduğu “Dobra Dobra” adlı magazin programının bir bölümünü birebir yeniden çekmekti. Bir süre önce sorduğum Şenay Düdek’in........

© Habertürk


Get it on Google Play