Yerel seçimlerde adayın neden çok önemli olduğu, önceki seçimlere bakılarak çok rahatlıkla anlaşılabilir.

Örneğin;

İstanbul ve Ankara ile bu iki büyükşehrin pek çok ilçesinde, belediye başkanlarına verilen oylarla belediye meclisi için kullanılan oylar (bu oylar partiye verilen oylar olarak kabul edilir) arasındaki farklar…

Bilindiği üzere hem İstanbul, hem Ankara’da 31 Mart 2019 seçimlerini belediye başkanlıklarında muhalefetin adayları kazanırken, Belediye Meclislerinde çoğunluk Cumhur İttifakı’nın eline geçmişti.

Geçen hafta Katar gezisi dönüşü uçakta “İstanbul ve Ankara adaylarınızı hangi kriterlere göre belirleyeceksiniz” sorusunu yönelttiğim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu soruma,

"Halkımızın kabul gördüğü veya kabul gösterdiği kriterler neyse biz o kriterlerle adaylarımızı belirlemenin gayreti içerisinde olacağız." Şeklinde bir cevap vermişti.

Erdoğan’ın bu sözlerinin de ima ettiği gibi AK Parti, hem İstanbul, hem de Ankara için ‘kazanacak aday kim’ sorusuna odaklı bir şekilde bu süreci yürütüyor.

İstanbul için ‘Kazanacak aday’ arayışları bağlamında yakın geçmişten şöyle bir örnek verilebilir.

Mart 2014 seçimlerinde merhum Kadir Topbaş, bütün partilerin kendi adaylarıyla girdiği İstanbul seçimlerinde %47,9 oranında oy almış, rakibi Mustafa Sarıgül’e fark atarak seçimleri kazanmıştı.

Aynı seçimde Belediye Meclisi oylamasında AK Parti için kullanılan oy oranı ise %45 olarak karşımıza çıkmıştı.

Bu da demek oluyordu ki, o seçimde Kadir Topbaş, AK Parti’nin yaklaşık 3 puan (2,9) üstünde oy almayı başarmıştı.

Rahmetli Kadir Topbaş, “Nasılsınız” sorusuna “İstanbul gibiyim” diyecek kadar kendisini İstanbul’a vermiş, adamış bir isimdi.

Ekrem İmamoğlu’nun bugünkü durumu gibi, İstanbul dışında bir siyasi hedefi yoktu.

‘Kazanacak aday’ kriterleri üzerinde durulduğunda, şehrin büyük sorunlarına odaklanma anlamında bu adayın, Ekrem İmamoğlu’nun karşısında net bir şekilde kendisini fark ettirebilmesi gerekiyor.

İkide bir tatil planları yapmayan, İstanbul dışında başka hedefi olmayan, İstanbul’u bir atlama taşı olarak görmeyen, bütün konsantrasyonun İstanbul üzerinde topladığını belli edecek, halka gösterebilecek bir aday.

Ama bu yeterli olmayabilir.

İstanbul özelinde bu şehrin siyasi yapısına özgü ikinci bir kriter daha var.

O da şu:

Bu aday, kararsız durumda olup da seçim sonuçlarını tayin etme gücünü elinde bulunduran az sayıda seçmenin, rakip adaya göre daha fazla ilgisini çekebilecek yeteneklere ve karaktere sahip birisi olmalı.

İYİ Parti’nin 81 ilde aday çıkarma kararı, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş için bir handikap oluşturur mu?

Tabi ki oluşturur.

Ancak, bu durum her iki şehirde de Cumhur İttifakı’nın adayları için bir garanti de sağlamıyor.

Yine, kıran kırana bir yarış olma ihtimali yüksek.

Öbür taraftan, İmamoğlu ve Yavaş’ın seçimleri çantada keklik gören yaklaşımları da onlar açısından Mayıs seçimlerinde olduğu gibi ikinci bir şok dalgası üretebilir.

İYİ Parti’nin yeni Ankara İl Başkanı açıkladı:

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptığı ziyarette “Ben buraya sayın genel başkanımın selamını getirdim. Ankara için bir talebim yok. Biz zaten %60 oranında kazanıyoruz” deyip gitmiş.

Bu sözler, Mansur Yavaş’ın Akşener’e, hem de yüzüne karşı “Siz Ankara’da aday çıkarsanız ne yazar” demesi anlamına gelmiyor mu?

Akşener ve Yavaş arasında 2019 seçimleri öncesinden kalan bir hesap da var.

5 sene önce tam da bu vakitler adayların belli olmaya başladığı bir ortamda Akşener Yavaş’la alakalı bir açıklama yapmış, “Mansur Yavaş’ın İYİ Parti’nin Ankara adaylığını kabul etmesini çok isterim” demişti.

Ancak Yavaş, Akşener’in bu talebini reddetmiş, hatta CHP’den yapılmazsam aday olmam diye rest çekmişti.

Zaten Mansur bey, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde de Akşener’in zorlamasına rağmen Kılıçdaroğlu’na karşı cephe almaktan özenle uzak durmuştu.

İYİ Parti Mayıs seçimlerinde İstanbul’da %8,1, Ankara’da %13,1 oranında oy aldı.

Seçmende güçlü iki adaya yönelme duygusu öne çıktığı için İYİ Parti’nin çıkaracağıı adayların bu oranda oy alması beklenmemeli.

Tabi, İYİ Parti’nin çıkaracağı adayların kim olacağı, hangi kalibrede adaylar olacağı da önem taşıyor.

QOSHE - İstanbul ve Ankara için ‘kazanacak aday’ arayışı - Mehmet Acet
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İstanbul ve Ankara için ‘kazanacak aday’ arayışı

30 0
12.12.2023

Yerel seçimlerde adayın neden çok önemli olduğu, önceki seçimlere bakılarak çok rahatlıkla anlaşılabilir.

Örneğin;

İstanbul ve Ankara ile bu iki büyükşehrin pek çok ilçesinde, belediye başkanlarına verilen oylarla belediye meclisi için kullanılan oylar (bu oylar partiye verilen oylar olarak kabul edilir) arasındaki farklar…

Bilindiği üzere hem İstanbul, hem Ankara’da 31 Mart 2019 seçimlerini belediye başkanlıklarında muhalefetin adayları kazanırken, Belediye Meclislerinde çoğunluk Cumhur İttifakı’nın eline geçmişti.

Geçen hafta Katar gezisi dönüşü uçakta “İstanbul ve Ankara adaylarınızı hangi kriterlere göre belirleyeceksiniz” sorusunu yönelttiğim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu soruma,

"Halkımızın kabul gördüğü veya kabul gösterdiği kriterler neyse biz o kriterlerle adaylarımızı belirlemenin gayreti içerisinde olacağız." Şeklinde bir cevap vermişti.

Erdoğan’ın bu sözlerinin de ima ettiği gibi AK Parti, hem İstanbul, hem de Ankara için ‘kazanacak aday kim’ sorusuna odaklı bir şekilde bu süreci yürütüyor.

İstanbul için ‘Kazanacak aday’ arayışları bağlamında yakın geçmişten şöyle bir örnek verilebilir.

Mart 2014 seçimlerinde merhum Kadir Topbaş, bütün partilerin kendi adaylarıyla girdiği İstanbul seçimlerinde G,9 oranında oy almış, rakibi Mustafa Sarıgül’e fark atarak seçimleri kazanmıştı.

Aynı seçimde Belediye Meclisi oylamasında AK Parti için kullanılan oy oranı ise E olarak karşımıza........

© Haber7


Get it on Google Play