Uzun zamandır Gerçek Gündem yazılarımdan ayrı kalmamın nedeni, bugün sözünü edeceğim kitap çalışmamdı. Doğrusu çalışmamın 1 yılı aşkın bir süreye yayılacağını ilk başta düşünmemiştim ama ülkenin koşulları, değişen gündem, biraz da gazeteciliğin verdiği “şu kişiden de görüş alayım” duygusu ile kitabın okurla buluşması bu günleri buldu. Doğan Kitap yayınlarından çıkacak olan Şehrin ve Başkan’ın 5 Yılı’nda İBB’nin 2019 ile başlayan yeni yönetiminde İstanbul’un 5 yılını anlatmaya çalıştım. Havadan suya, tarımdan gıdaya, konuttan ulaşıma, eğitimden kültüre, sanattan spora; kadınıyla, çocuğuyla, engellisiyle… İnsanıyla, hayvanıyla, ağacıyla…

Öyle ya, öncülleriyle bakarsak 25 yılı bulan bir yönetim şekli değişmişti. Böyle bir kitabı yazma gerekçemi kitabın önsözünde belirttim; buna girmeyeceğim. Kitabın tüm başlıklarını konuyla ilgili yerel yöneticiler, meslek odaları temsilcileri, akademisyenler, İstanbul Kent Savunması temsilcileri ile görüşerek ve ayrıca İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da belli başlı başlıklarda görüşüne başvurarak hazırladım.

İlk çalışmaya başladığımda bu kitabın 2024 yerel seçimlerinin hemen öncesinde çıkmasına dönük bir planım olmamıştı. Zaten ilk başta 4 yıllık bir dönemin değerlendirmesi olacaktı; derken 4,5 oldu sonunda 5 yıla çıktı. Sonunda 2023 Genel Seçimleri öncesine yetiştirmeyi umduğum kitap 2024 Yerel Seçimleri öncesine yetişti.

Bu arada, kitapta görüşülmüş olan kişilerin bazıları yerel seçimlerde aday adayı oldu. Hatta adaylıkları kesinleşenler de var. Onların da şehre dair vizyonlarını kitapta okumak mümkün.

Kitaba başlarken İBB’nin faaliyetleri, temel başlıklarda ne yaptıkları ne yapamadıkları, niye yapamadıkları konusunda genel bir fikre sahiptim. Ancak 1 yılın ardından tanık olduklarım hakkında şahsi fikirlerimi paylaşmak isterim.

Öncelikle şunu belirtmek gerek: İktidarın “çivi bile çakılmadı” “duraklama dönemi” ya da farklı ifadelerle bu 5 yıllık süreçte İstanbul’a hizmet adına hiçbir şey yapılmadığı yönünde sürekli tekrarlarla yerleştirmeye çalıştığı algının tam tersi, İBB İstanbul’un her alanında sosyal belediyeciliği de öne çıkararak, siyasal iklimin imkan verdiği koşulları da zorlayarak hizmetlerini yapmıştır. Pek çok vaadini gerçekleştirmiş ya da gerçekleştirme yönünde çalışmalarına devam etmektedir. Gerçekleştiremedikleri de var elbette. İktidarın İstanbul’a kapılarını tamamen kapatmış olması bu süreçleri sekteye uğratmıştır. Eğer o kapı bu 5 yılda biraz aralandı ise muhtemelen vatandaş tepkisinden korkulmasındandır.

Bugün gelinen noktada İBB, İstanbul’daki yoksullukla mücadeleden eğitimde yaşanan sorunların hafifletilmesine, çocukların sütünden vatandaşın ekmeğine dek yaptığı çalışmalarla sosyal belediyecilik örneği vermiştir. Bunu yaparken hem buğday üreticisini hem de tarım ve hayvancılıkla geçinen İstanbul ve Trakya köylüsünün güçlenmesine katkıda bulunmuştur.

Çocuklar için yaygın kreş ağıları, kadınlar için güvenli bir yaşamı tesis etmenin neredeyse tüm ortamları, öğrenciler için yaygın bir burs sistemi ile güvenli, sağlıklı ve çağdaş bir eğitime uygun yurtlar sağlanmıştır.

İBB Miras tarafından kültürel mirasın kurtarılarak günümüzün kültür ve sanatına kazandırılması, uzun yıllardır kenara atılmış bir alanın tekrar kent politikalarının merkezine çekilmesidir. Ulaşımda yarım bırakılmış, müteahhidi kaçmış, bütçesi kalmamış metroları toparlayıp bitirmiş şehir hatlarında yaptığı yenilikler ve Haliç Tersanesinin yeniden hayata kazandırılmasıyla İstanbul’un bir deniz şehri olduğunu hatırlatmıştır. Yıllardır tüm belediyelerin dokunmaya korktuğu fayton sorununu çözmek dahi bu dönem İBB’ye kalmıştır.

İstanbul’un çarpık kentleşmesinin ve nüfus patlamasının da tetiklediği ağır kentsel sorunları yavaşa yavaş çözülür hale gelmiştir. Evet hala yağmur yağdığında sel haberleri bir yerlerden gelir, ama kronikleşmiş noktalar çözülmüştür. Dere yatakları yaşam vadileri diye adlandırılan yeşil koridorlarla korunmuş, İstanbul ithal ve pahalı peyzaj yerine daha çok doğal bitki örtüsü ile vatandaşı doğa işle buluşturmuştur. Tüm bunların örnekleri, yetkililerin ve uzmanların anlatımlarıyla kitapta vardır.

Peki ya eksik ya da yanlış bulunan uygulamalar? Onlar da kitapta var. Onları da konularıyla ilgili kişilerin ağızlarından anlattık. Ancak şunu da söylemek gerek: 5 yılda onca iktidar müdahalesi, İstanbul’un merkezi idare tarafından çembere alınma çabası, yerel yöneticiler ve İBB Başkanı hakkında başlatılan incelemeler, soruşturmalar davalara rağmen, pek çok alanda ilerleme sağlanmıştır. Tüm bunlara yüzyılda bir denk düşen bir pandemi ve ağır ekonomik krizi de ilave etmek gerek.

Bana sorarsanız İstanbullu’nun İstanbul’dan duyduğu genel mutsuzluk, hangi parti olursa olsun mutlaka yerel yönetimin karnesine yazılır. Zira bu şehri kurtarmak üzere ortak akılla bir karar alınsa ve bugün başlansa dahi on yıllarca daha yaşayanını mutlu edemez. Ama bir annenin bebeğine her gün süt içirebilmesini; çocuğunu büyük bedeller ödemeden kreşe verebilmesini; öğrencisinin sağlıklı beslenebileceği güvenli bir yurtta kaldığını bilmesini; mahallesindeki çeşmeden su içebilmesini sağlamak, mutluluk için çakılmış çivilerdir.

Bu yönetim döneminde İstanbul’a çakılmamış bir çivi varsa o da Kanal İstanbul çivisidir. Zaten çakılsaydı İstanbul’un ancak tabutunun çivisi olurdu. Dileriz kimse o çiviyi çakmaya bir daha meyletmez.

QOSHE - Şehrin ve Başkan’ın 5 yılı - Melda Onur
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şehrin ve Başkan’ın 5 yılı

15 4
12.01.2024

Uzun zamandır Gerçek Gündem yazılarımdan ayrı kalmamın nedeni, bugün sözünü edeceğim kitap çalışmamdı. Doğrusu çalışmamın 1 yılı aşkın bir süreye yayılacağını ilk başta düşünmemiştim ama ülkenin koşulları, değişen gündem, biraz da gazeteciliğin verdiği “şu kişiden de görüş alayım” duygusu ile kitabın okurla buluşması bu günleri buldu. Doğan Kitap yayınlarından çıkacak olan Şehrin ve Başkan’ın 5 Yılı’nda İBB’nin 2019 ile başlayan yeni yönetiminde İstanbul’un 5 yılını anlatmaya çalıştım. Havadan suya, tarımdan gıdaya, konuttan ulaşıma, eğitimden kültüre, sanattan spora; kadınıyla, çocuğuyla, engellisiyle… İnsanıyla, hayvanıyla, ağacıyla…

Öyle ya, öncülleriyle bakarsak 25 yılı bulan bir yönetim şekli değişmişti. Böyle bir kitabı yazma gerekçemi kitabın önsözünde belirttim; buna girmeyeceğim. Kitabın tüm başlıklarını konuyla ilgili yerel yöneticiler, meslek odaları temsilcileri, akademisyenler, İstanbul Kent Savunması temsilcileri ile görüşerek ve ayrıca İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da belli başlı başlıklarda görüşüne başvurarak hazırladım.

İlk çalışmaya başladığımda bu kitabın 2024 yerel seçimlerinin hemen öncesinde çıkmasına dönük bir planım olmamıştı. Zaten ilk başta 4 yıllık bir dönemin değerlendirmesi olacaktı; derken 4,5 oldu sonunda 5 yıla çıktı. Sonunda 2023 Genel Seçimleri öncesine yetiştirmeyi umduğum kitap 2024 Yerel Seçimleri öncesine yetişti.

Bu arada, kitapta görüşülmüş olan kişilerin bazıları yerel seçimlerde aday adayı oldu. Hatta adaylıkları kesinleşenler de var. Onların da şehre dair vizyonlarını kitapta okumak mümkün.

Kitaba başlarken İBB’nin faaliyetleri, temel başlıklarda ne yaptıkları ne yapamadıkları, niye yapamadıkları konusunda genel bir fikre sahiptim. Ancak 1 yılın ardından tanık olduklarım hakkında........

© Gerçek Gündem


Get it on Google Play