Farkındaysanız belki de son dönem yerel yönetim seçim kampanyalarında bir ilk yaşanıyor.

Cumhur İttifakı’nın yani iktidarın adayı hiç Çılgın Proje açıklamıyor. Mega inşaat projeleri eskisi kadar ilgi görmüyor mu, yoksa başka bir nedeni mi var?

Murat Kurum tarafından anne ve çocuklar için kreş, hem de her mahalleye 7/24 kreş açma vaatleri veriliyor.

Gençlere okul hayatları ve sonrasında her türlü desteği vereceklerini söylüyor. Atölyelerle gençlerin eğitimine katkı sunacaklarını belirtiyor.

Yine Murat Kurum istihdam vaadinde hem de kadın istihdamı, kadın yönetici vaadinde bulunuyor. Her gün çorba haftada bir etli pilav dağıtma sözü veriyor.

Ve Çılgın Proje Kanal İstanbul’un büyük savunucusu Murat Kurum, kampanya sürecinde bu konuya girmiyor. Bu zaten bir süredir medyanın dikkatini çekiyor.

Son günler Murat Kurum’un her vaadinde ardından (bir Cem Yılmaz sözündeki gibi) “Burada hazır yapılmışı var” deme ihtiyacı duyuyorsunuz.

Kreşlerle başlarsak Ekrem İmamoğlu’nun kampanya dönemindeki en bariz vaatlerinden biri buydu. İhtiyacı olan mahallelerden başlayarak 150 kreş açmayı hedefliyordu. İkici kez seçilmesinden kısa süre önce şöyle diyordu:

“İBB'nin bu topluma hizmet eden 1 tane bile kreşi yokken, şimdi herkes kreşlerden bahsediyorsa; ne mutlu bana. Çocukların akranları ile oyun oynayabildiği, kadınların zamanının kendilerine kaldığı bir İstanbul mümkün. Biz bunu başaracağız. Çok acilen çocuk sayısı en yüksek ve en yoksul 150 mahallede 100 çocuk kapasiteli kreşler açacağız. Böylelikle 15 bin kadın evinde, işinde rahat edecek. Açacağımız kreşlerle 3 bin kadına da doğrudan istihdam sağlayacağız. Sonrasında ise İstanbul'da kreşsiz mahalle bırakmayacağız.''

5 yıllık süre zarfında kreşler için yer bulmada İBB Meclisinde sıkıntılar yaşanmasına rağmen 100 kreşe ulaştı. AÇEV’le ve Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte içeriği hazırladığı bu kreşlerin, özel kreşler için bile örnek olduğu biliniyor. Kreşlerde ebeveyn eğitimi dahi var.

İBB’nin gençler için yaptığı en önemli hizmet yurtlar oldu. Üstelik de öğrencinin güvenli ve sağlık koşullarda, sosyal ihtiyaçlarını da karşılayabileceği yurtlar inşa etti. Şu an 8 kız yurdu 6 öğrenci yurdu bulunuyor. Burs teminini çeşitlendirerek yaygınlaştırdı. Çok sayıda eğitim atölyesi ile meslek seçim danışmanlığı gibi alanlarda gençleri geleceğe hazırlamada işin bir ucundan tutuyor.

İstihdam konusuna gelirsek, her ilçede açtıkları Bölgesel İstihdam Ofisleriyle on binlerce kişiye iş sağlamış. Öte yandan bunu yaparken engelli birimi ÖZGEM de bu ofislerle koordineli çalışıyor ve ayrıca şirketlerin engelli personel kontenjanlarını takip ederek ihtiyaca uygun eğitimler veriyor.

Kadın istihdamına gelirsek, özellikle çocuklarını kreşe veren annelerin istihdamı için İBB Kadın çatısı altında yönlendirme yapılıyor. Ayrıca tarihinde ilk kez İBB daha önce erkeklerin çalıştığı birçok alanda kadın personel çalıştırmaya başladı. Yani İBB içerisinde üst düzey yöneticiden çıpacıya, itfaiyeciye kadar kadın personel var. Ayrına kadın deyin bugün İBB Kadın çatısı altında kadına şiddetin önlenmesinden şiddete uğrayan kadınların hayatlarının iyileştirilmesine, sağlık, hukuk, iş danışmanlığına dek hizmet veriliyor. Kadın pedinin fiyatının yüksekliği nedeniyle kullanılmaması ve yaşanan sağlık sorunlarını engellemek için “Regl Yoksunluğu ve Danışmanlığı” ile Cinsel Şiddetle Mücadele Danışmanlığı” ise iddialı oldukları iki alan.

Vatandaşın en çok rağbet ettiği Kent Lokantaları son derece uygun fiyatlara menüler sunuyor. Her türlü engellemeye rağmen yoksul çocuklar ayda 8 litre süt içebiliyor ve artık neredeyse her mahalle halk ekmek büfesine ulaşabiliyor.

Sokak hayvanları konusunu ise Kurum’un çok iyi çalışması gerek. Senelerin fayton sorununu çözmek dahi Ekrem İmamoğlu’na kaldı. Hiç kolay iş değildi. Bugün ilçe belediyeleri düzgün çalışsa, bakanlık bu işi ciddiye alsa sokak hayvanı sorunu çözülür. Kaldı ki İBB’nin ekipleri 7/24, hayvan refahını gözeterek iyi bir çalışma yürütüyor.

Ekrem İmamoğlu başkanlığındaki İBB’nin yaptığı sosyal belediyecilik elbette çok daha geliştirilebilir, eksikleri vardır. Ama bir şey olmuştur:

Ankara’nın sürekli olarak çemberi daraltmaya çalıştığı İstanbul’da İBB 5 yılda yerel yönetime bakış açısını ve kampanya dilini inşaatlardan kreşlere, pahalı ulaşımlardan gıdaya, beslenmeye, kindar-dindar erillerden çocuklara, kadınlara, öğrencilere çevirdi.

Yerel yönetim rayına oturdu.

QOSHE - Çılgın projeniz yok mu? - Melda Onur
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çılgın projeniz yok mu?

5 1
21.01.2024

Farkındaysanız belki de son dönem yerel yönetim seçim kampanyalarında bir ilk yaşanıyor.

Cumhur İttifakı’nın yani iktidarın adayı hiç Çılgın Proje açıklamıyor. Mega inşaat projeleri eskisi kadar ilgi görmüyor mu, yoksa başka bir nedeni mi var?

Murat Kurum tarafından anne ve çocuklar için kreş, hem de her mahalleye 7/24 kreş açma vaatleri veriliyor.

Gençlere okul hayatları ve sonrasında her türlü desteği vereceklerini söylüyor. Atölyelerle gençlerin eğitimine katkı sunacaklarını belirtiyor.

Yine Murat Kurum istihdam vaadinde hem de kadın istihdamı, kadın yönetici vaadinde bulunuyor. Her gün çorba haftada bir etli pilav dağıtma sözü veriyor.

Ve Çılgın Proje Kanal İstanbul’un büyük savunucusu Murat Kurum, kampanya sürecinde bu konuya girmiyor. Bu zaten bir süredir medyanın dikkatini çekiyor.

Son günler Murat Kurum’un her vaadinde ardından (bir Cem Yılmaz sözündeki gibi) “Burada hazır yapılmışı var” deme ihtiyacı duyuyorsunuz.

Kreşlerle başlarsak Ekrem İmamoğlu’nun kampanya dönemindeki en bariz vaatlerinden biri buydu. İhtiyacı olan mahallelerden başlayarak 150 kreş açmayı hedefliyordu. İkici kez seçilmesinden kısa süre önce şöyle diyordu:

“İBB'nin bu topluma hizmet eden 1 tane bile kreşi yokken, şimdi herkes kreşlerden bahsediyorsa; ne mutlu bana. Çocukların akranları ile oyun oynayabildiği, kadınların zamanının kendilerine kaldığı bir İstanbul mümkün. Biz bunu başaracağız. Çok acilen çocuk sayısı en yüksek ve en yoksul 150........

© Gerçek Gündem


Get it on Google Play