Trendyol Süper Lig’de 30.hafta geride kaldı. Adrenalin düzeyi oldukça yüksek maçlara tanıklık ettiğimiz 30.haftanın tamamlanmasıyla birlikte Milli araya da girmiş olduk.

Puan cetvelinin zirvesinde yer alan Galatasaray, şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyor. Süper Lig’in 30.haftasında deplasmanda Kasımpaşa’yı 4-3 mağlup etti ve puanını 81’e yükseltti.

Heyecan düzeyi bakımından olağanüstü bir karşılaşma izledik. İlk yarısı 1-1 biten maçın ikinci yarısının başında Galatasaray 2-1 öne geçti ama ilerleyen dakikalarda Kasımpaşa 3-2’lik üstünlüğü sağladı. Kasımpaşa’nın 3-2 öne geçmesinden kısa bir süre sonra Galatasaray penaltı kazandı ve bu pozisyonda Kasımpaşa’dan Claudio Winck kırmızı kart gördü. Mauro İcardi penaltıyı değerlendiremedi ama kısa bir süre sonra oyunu 3-3’e getiren golü kaydetti. Eksik Kasımpaşa karşısında da Carlos Vinicius ile galibiyeti getiren golü buldu Galatasaray.

Bu sezon, Galatasaray takımının ortaya koyduğu performansı -istisnalar haricinde- beğenmiyorum. Oyunun hakimiyetini ellerinde tutacak bir futbol oynamıyorlar. Süper Lig’de oynanan son maçlarda üst üste galibiyetler aldılar ama bu galibiyetlerde Kerem Demirbay, Dries Mertens, Kerem Aktürkoğlu gibi etkili orta saha oyuncularının sergiledikleri şahane performanslar ve attıkları enfes gollerin payı büyük. Alınan galibiyete rağmen 79.dakikada Claudio Winck’in gördüğü kırmızı kart olmasa Kasımpaşa maçı hüsranla da sonuçlanabilirdi. Galatasaray gibi kaliteli oyuncular ile donatılmış bir kadronun oyun üstünlüğünü sahaya daha kolay yansıtması gerektiğine inanıyorum.

Şampiyonluk yarışının bir diğer güçlü adayı Fenerbahçe ise Trendyol Süper Lig’in 30.haftasında deplasmanda Trabzonspor’u 13.ve 45+4.dakikada Fred ile 87.dakikada Batshuayi’nin attığı gollerle 3-2 mağlup etti. Trabzonspor’un gollerini ise Enis Bardhi ve penaltıdan Trezeguet kaydetti.

Fenerbahçe’nin Fred ile bulduğu ilk golü ve Trabzonspor’un Enis Bardhi ile bulduğu ilk golü çok beğendim. İzlenmesi çok güzel goller idi. Bu iki güzel gol dışında karşılaşmada gözüme çarpan başka bir güzel enstantane yaşanmadı.

Trabzonspor-Fenerbahçe maçı özelinde konuşulması gereken asıl konu, maç sırasında ve maçın ardından yaşanan vahim olaylardır.

Maç oynanırken sahaya yüzlerce plastik su şişesi ve birkaç tane patlayıcı madde atıldı. Maçın hakemi Halil Umut Meler, bu denli vahim olaylar yaşanmasına rağmen maçı tatil etmedi. Hangi ruh haliyle, böylesine vahim olayların yaşandığı bir maçı devam ettirdi. Bilemiyorum! Kesinlikle tatil edilmesi gereken bir maç idi. Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal’ın başına gelen su şişesi, yan hakemin başına isabet eden yabancı cisim, her taç atışı veya korner vuruşu sırasında tribünlerden atılan yüzlerce su şişesi/ bardağı vs. Hakem Halil Umut Meler birincide uyarmak için soyunma odasına gitmeli, ikincide oyunu tatil etmeliydi. Ama yapamadı. Çünkü, bilinçaltında Ankaragücü- Çaykur Rizespor maçında yaşadığı travmanın etkileri vardı. Tatil edersem tepki ne olur? Saldırıya uğrar mıyım? düşünceleri beynini kemirdi. Maçı tatil etmesi için herşey vardı ama yapamadı. Maçı tatil etme cesaretini gösteremedi.

Peki,Türk futbolunda oluşan gergin havanın ve olayların baş sorumlusu hakem Halil Umut Meler mi? Tabiki hayır! Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en etkisiz ve beceriksiz federasyon başkanı Mehmet Büyükekşi, her fırsatta yaptıkları sert açıklamalar ile ortamı geren büyük kulüplerimizin başkan ve yöneticileri, bu gergin havanın oluşmasındaki baş aktôrlerdir.

Örnek vermek gerekirse… Fenerbahçe başkanı Ali Koç, geçtiğimiz hafta düzenlediği basın toplantısında şampiyonluk için yarıştığı ezeli rakibi Galatasaray’a yönelik olarak “Türk futbolunun en büyük beka sorunu” , “Riyakar oğlu riyakarlar” ifadelerini kullandı. Bu ifadelere karşılık Galatasaray kulübü de Ali Koç’un açıklamalarının yalan ve iftiralar ile dolu olduğunu belirten çok sert açıklamalar yaptı. Yüzlerce örnek verebilirim ama yakın zamanda iki kulüp arasında yaşanan diyaloglar bu şekilde. Taraftara “rol model” olması gereken kulüp yöneticileri bu şiddet dolu ifadeleri kullanırsa yaşanan bu korkunç olaylara şaşırmamak gerekiyor. Çok yazık!

Bir de bu maç özelinde Trabzon valisine sormak isterim. Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında geçmişte yaşananları sokaktaki 10 yaşında bir çocuk dahi bilirken, bu maçta gerekli tedbirleri nasıl almazsınız? Olaylar başladığında sahada tek bir polis bile yoktu. Sadece özel güvenlik bu tür olayları engelleyemez. Gerekli tedbirleri almalıydınız. Yaptığınız görev ihmaline girer.

09.08.1988 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. 2 aylıkken yaptırılan polio aşısı sonrasında
vücudunun çeşitli bölgelerinde bir takım fonksiyonlarını kaybetmesi nedeniyle engelli bir birey
olarak yaşamını sürdürüyor. İlköğretimine Ankara Çankaya Salih Alptekin ilköğretim okulunda
başladı ve tamamladı. Liseyi Ankara Balgat Ömer Seyfettin lisesinde tamamladı. İlkokuldan
itibaren Türkçe ve Türk dili edebiyatına ilgi duyması nedeniyle gazeteci olmayı hedefledi.
Üniversite sınavında tek hayali gazetecilik ile ilgili bir bölüme girmekti. Ancak puanı Ankara’daki
üniversitelere yetmediğinden ve tedavisi nedeniyle Ankara dışına gidemediğinden Anadolu
üniversitesi işletme fakültesine kaydını yaptırarak uzaktan eğitim ile işletme fakültesini bitirdi.
Bu arada, gazeteciliğe olan şiddetli arzusu nedeniyle Ankara merkezli ulusal yayın yapan
Anayurt gazetesi sahibi Naci Alan’a spor ile ilgili makale göndererek yazma isteğini belirtti.
İsteğinin kabul görmesi üzerine 18 yaşından itibaren Anayurt gazetesinde, futbol ağırlıklı
olmak üzere, basket ve voleybol dahil spor dalında köşe yazıları yazmaya başladı.
Anayurt gazetesinde yazmaya devam ederken, aynı gazetede spor alanında Ankaragücü
ağırlıklı yazılar yazan değerli ağabeyi Orhan Sal’ ın daveti ile “Sporanki” adıyla hayata geçirilen
internet sitesinde köşe yazıları yazmaya başladı. Ancak ilk göz ağrısı Anayurt gazetesinde yazmayı
bırakmayarak burada da köşe yazılarına devam etti.
Okumayı çok sevmesi nedeniyle yönetim-organizasyon dalında yüksek onur belgesi ile
yüksek lisans eğitimini tamamladı.
2021 yılı haziran ayından itibaren Gazete Pencere’de köşe yazılarına başlayan yazarımız,
Anayurt Gazetesi, Sporanki ve Gazete Pencere’de Futbol, Basketbol ve Voleybol ağırlıklı olmak
üzere çeşitli spor dallarıyla ilgili köşe yazılarını yazmaya devam etmektedir.
Barışcan İĞREK, yazı yazmaya başladığından bu yana;
2017 yılında; TALAY ailesi , Gazeteciler Cemiyeti ve TSYD Ankara Şubesi tarafından her yıl
Türk spor basınının önemli isimlerinden Arman Talay’ın anısına düzenlenen “Arman Talay 2017
Spor Ödülleri töreninde”, “ARMAN TALAY 2017 ödülü” ,
02 Mayıs 2017 tarihinde , SPORANKARA.ORG tarafından düzenlenen “ 2016-2017 Yılı En
İyiler Ödül Şöleninde” , “Yılın Basını Ödülü”,
19 Haziran 2020 tarihinde , SPORANKARA.ORG tarafından düzenlenen “2019-2020 Yılı
En İyiler Ödül Şöleninde”, “Basın Özel Ödülü “,
04 Mart 2020 tarihinde , SPORANKARA.ORG ve Ankara Kent Konseyi tarafından
ortaklaşa düzenlenen “ 2023 Yılı En İyiler Ödül Şöleninde” , ” Yılın Basın Ödülü “nü almıştır.

QOSHE - Türk futbolunun marka değerine yazık oluyor - Barışcan İğrek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türk futbolunun marka değerine yazık oluyor

39 4
20.03.2024

Trendyol Süper Lig’de 30.hafta geride kaldı. Adrenalin düzeyi oldukça yüksek maçlara tanıklık ettiğimiz 30.haftanın tamamlanmasıyla birlikte Milli araya da girmiş olduk.

Puan cetvelinin zirvesinde yer alan Galatasaray, şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyor. Süper Lig’in 30.haftasında deplasmanda Kasımpaşa’yı 4-3 mağlup etti ve puanını 81’e yükseltti.

Heyecan düzeyi bakımından olağanüstü bir karşılaşma izledik. İlk yarısı 1-1 biten maçın ikinci yarısının başında Galatasaray 2-1 öne geçti ama ilerleyen dakikalarda Kasımpaşa 3-2’lik üstünlüğü sağladı. Kasımpaşa’nın 3-2 öne geçmesinden kısa bir süre sonra Galatasaray penaltı kazandı ve bu pozisyonda Kasımpaşa’dan Claudio Winck kırmızı kart gördü. Mauro İcardi penaltıyı değerlendiremedi ama kısa bir süre sonra oyunu 3-3’e getiren golü kaydetti. Eksik Kasımpaşa karşısında da Carlos Vinicius ile galibiyeti getiren golü buldu Galatasaray.

Bu sezon, Galatasaray takımının ortaya koyduğu performansı -istisnalar haricinde- beğenmiyorum. Oyunun hakimiyetini ellerinde tutacak bir futbol oynamıyorlar. Süper Lig’de oynanan son maçlarda üst üste galibiyetler aldılar ama bu galibiyetlerde Kerem Demirbay, Dries Mertens, Kerem Aktürkoğlu gibi etkili orta saha oyuncularının sergiledikleri şahane performanslar ve attıkları enfes gollerin payı büyük. Alınan galibiyete rağmen 79.dakikada Claudio Winck’in gördüğü kırmızı kart olmasa Kasımpaşa maçı hüsranla da sonuçlanabilirdi. Galatasaray gibi kaliteli oyuncular ile donatılmış bir kadronun oyun üstünlüğünü sahaya daha kolay yansıtması gerektiğine inanıyorum.

Şampiyonluk yarışının bir diğer güçlü adayı Fenerbahçe ise Trendyol Süper Lig’in 30.haftasında deplasmanda Trabzonspor’u 13.ve 45 4.dakikada Fred ile 87.dakikada Batshuayi’nin attığı gollerle 3-2 mağlup etti. Trabzonspor’un gollerini ise Enis Bardhi ve penaltıdan Trezeguet kaydetti.

Fenerbahçe’nin Fred ile bulduğu ilk golü ve Trabzonspor’un Enis Bardhi ile bulduğu ilk golü çok beğendim. İzlenmesi çok güzel goller idi. Bu iki güzel gol dışında karşılaşmada gözüme çarpan başka bir güzel enstantane yaşanmadı.

Trabzonspor-Fenerbahçe maçı özelinde konuşulması gereken asıl konu, maç sırasında ve maçın ardından yaşanan vahim olaylardır.

Maç oynanırken sahaya yüzlerce plastik su şişesi ve birkaç tane patlayıcı madde atıldı. Maçın hakemi Halil Umut Meler, bu denli vahim olaylar yaşanmasına rağmen........

© Gazete Pencere


Get it on Google Play