İnsan, her daim bir tekâmül içindedir. İnsan dem demdir. İnsan ruhundaki bu değişimlerde yaşadığı olayların, çevrenin, doğanın hatta kendi iç muhasebesinin etkileri vardır.

Mevsimlerin de muhakkak surette insan üzerinde etkileri vardır. Zira mevsimlerdeki değişime insanoğlu fıtratı gereği bigâne kalamaz. Her mevsim ayrı güzellikleri bünyesinde barındırır. Her mevsimin farklı şekillerde insan üzerinde tesiri vardır.

Nevbahar yani ilkbahar diğer mevsimlerden biraz daha müstesna bir yere sahiptir insan gönlünde. Nevbahar, yeniden doğuşun bir nişanesidir. Yavaş yavaş canlanan tabiatla birlikte beşer de yeniden doğuşun ilk adımlarını atmaya başlar. İnsanın içi kıpır kıpır oluverir ilkbaharla. Kış mevsiminin belki de o kasvetli havası biraz olsun dağılmaya başlar. Baharın gelişiyle kış mevsiminin elemli havası yerini tebessüme, neşeye, mutluluğa bırakır.

Nevbahar Anadolu’da daha bir coşkuyla karşılanır. İlkbahar, yoksul ya da orta gelirli ailelerin ümididir. İlkbahar, meşakkatli ve sarp geçen kış mevsiminden sonra Anadolu insanının umuda yolculuğunun adıdır. Bağ ve bahçe mevsiminin başladığı ve yeniden üretimin nirengi noktasıdır ilkbahar. Nevbahar, bir gelin edasıyla tabiatı süsler ve yeşilin bin bir tonu ile renklendirir. Kuşlar; bir başka öter ilkbaharda, şarkılar söyler paslanmış ruhlarımıza. Bir derviş edasıyla ayrılık hırkasına giren ağaçlar, yeniden hayata dönerler. Toprak; can suyunu alan tohum gibi canlanır, insanın yüreğine ferahlık verir.

İnsan ömründe ilkbahar gençliği, diriliği, cevvalliği simgeler. Ömrümüzün nevbaharında yaşayamadığımız tüm duyguları her ilkbaharla yeniden yaşama imkânı buluruz. Belki de fani dünyada son demlerimizi yaşıyoruz. Kısa hayatımızın son demlerini yaşasak da her nevbahar bize bir muştu verir. Yaşama daha sıkı sıkıya bağlanmamızı sağlar ilkbahar. İnsan hasletleri gereği hep bir umut hep bir özlem hep bir arayış içindedir. Bir yanımız daima noksandır, bu noksanlığı hiçbir zaman da tamamlayamayacağız belki de. Her nevbaharda Zümrüdüanka kuşu gibi küllerimizden yeniden doğarız. İçimizi derin bir yaşama doygusu kaplar.

Nevbahar güzel ve güneşli havaların da başlangıcı olur. İşte tam da bu esnada insan, girift duygular içinde bir tenakuz yaşar. Bir yanda güzel havanın verdiği mutluluk diğer yanda baharın getirdiği atalet ve yılgınlık. Orhan Veli şöyle diyor:

Beni bu güzel havalar mahvetti,

Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum.

Ruhumuz ve benliğimiz arafta kalır bu durumda. Ya yılgınlığın pençesinde eriyip dağılacağız ya da umuda dört elle sarılıp yeni dünyalar, yeni güzellikler, yeni hayaller peşinde koşmaya başlayacağız. Peki, bu yol ayrımında nasıl bir karar vereceğiz? Eyvah, deyip yeise kapılmak da var yolun sonunda! Haydi, diyerek umuda yelken açmak da! En doğrusu şunu yapmalıyız: Nevbaharın doğaya yüklediği anlamlar manzumesinden bizler de nasibimizi alarak, yeniden kendimize gelmeli, üzerimizdeki ölü toprağını atarak başta kendimize akabinde de çevremize neşe saçmalıyız.

Tarih boyunca da ilkbahar umudun simgesi olmuştur. Ordular seferlere nevbaharda çıkmıştır. Türkler, nevbaharda demirden dağları eriterek Ergenekon Vadisi’nden Börteçine önderliğinde çıkmıştır. Dağlar, kar suları ile nehirleri ve denizleri ilkbaharda beslemeye başlar. Bizler de nevbaharın coşkusuyla ruhlarımızı ve gönlümüzü besleyelim.

Divan şiirinin sivri dilli şairi Nef’i’ bir beytinde şöyle diyor:

Esdi nesîm-i nev-bahâr açıldı güller subh-dem

Açsın bizim de gönlümüz sâkî meded sun Câm-ı Cem

(İlkbahar rüzgârı esti, sabahleyin güller açıldı. Ey saki! Bize Cem’in kadehinden medet sun bizim de gönlümüz açılsın.)

Nevbahar, yeniden dirilişin adıdır. Nevbahar, maveraya yapılan yolculuktur. Nevbahar bir başlangıçtır.

QOSHE - Nevbahar - Mustafa Yıldırım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Nevbahar

8 0
16.04.2024

İnsan, her daim bir tekâmül içindedir. İnsan dem demdir. İnsan ruhundaki bu değişimlerde yaşadığı olayların, çevrenin, doğanın hatta kendi iç muhasebesinin etkileri vardır.

Mevsimlerin de muhakkak surette insan üzerinde etkileri vardır. Zira mevsimlerdeki değişime insanoğlu fıtratı gereği bigâne kalamaz. Her mevsim ayrı güzellikleri bünyesinde barındırır. Her mevsimin farklı şekillerde insan üzerinde tesiri vardır.

Nevbahar yani ilkbahar diğer mevsimlerden biraz daha müstesna bir yere sahiptir insan gönlünde. Nevbahar, yeniden doğuşun bir nişanesidir. Yavaş yavaş canlanan tabiatla birlikte beşer de yeniden doğuşun ilk adımlarını atmaya başlar. İnsanın içi kıpır kıpır oluverir ilkbaharla. Kış mevsiminin belki de o kasvetli havası biraz olsun dağılmaya başlar. Baharın gelişiyle kış mevsiminin elemli havası yerini tebessüme, neşeye, mutluluğa bırakır.

Nevbahar Anadolu’da daha bir coşkuyla karşılanır. İlkbahar, yoksul ya da orta gelirli ailelerin ümididir. İlkbahar, meşakkatli ve sarp geçen kış mevsiminden sonra Anadolu insanının umuda yolculuğunun adıdır. Bağ ve bahçe mevsiminin başladığı ve yeniden üretimin nirengi noktasıdır ilkbahar. Nevbahar, bir gelin edasıyla tabiatı süsler ve yeşilin bin bir tonu ile renklendirir. Kuşlar; bir başka öter ilkbaharda, şarkılar söyler........

© Fırat Gazetesi


Get it on Google Play