1 Mayıs işçi sınıfının “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü”. Her 1 Mayıs, işçilere, bölünmüşlük ve dağınıklığa son vererek birleşip güç olmaya, yani örgütlülüğe; kapitalistler ve hükümetlerinin yoğunlaştırdıkları sömürü ve zorbalığa karşı mücadeleye ve hem birbirleriyle hem de sömürü ve zorbalığa uğrayan geniş emekçi kitlelerle kapitalistler ve hükümetlerinin saldırılarına karşı dayanışmaya olan yaşamsal ihtiyaçlarını bir kez daha hatırlatıyor. Birleşip fabrika ve iş yerlerinde işi durdurarak sokaklarla alanları doldurduklarında tanık oldukları birlik, mücadele ve dayanışmalarından gelen güçleriyle yapamayacakları şey olmadığını her yıl yeniden görüyorlar. Gördükleri, ama kavrayıp içselleştirmeleri gereken, en başta sömürüden ve kapitalistlerin emirlerine amade bir “kalabalık” olmaktan kurtulabilecekleridir. İşçi sınıfı iş gücünü kapitalistlere kiralamak ve karşılığında geçinme, yeme-içme ve ev kiralarıyla ulaşım giderlerine bile yetmeyecek üç kuruşluk ücrete “eh” demek zorunda değildir. Bal gibi, kendi kendini, bir parçası olduğu bütün bir toplumu ve ülkesini, giderek tüm dünyayı kapitalistlere hiç ihtiyaç duymadan yönetebilir.

Muhtaç olduğu kudret, “damarlarındaki asil kan”da değil, birliği, mücadelesi ve dayanışmasındadır.

Şüphesiz, öncelikle bir parçası olduğu, sınırları tek tek devletlerin egemenlikleriyle çizilmiş kendi toplumunda ücret artışı ve sendikal ve sosyal hak ve özgürlüklerle sınırlanmadan, sömürü ve zorbalığa son vermek amacıyla birleşip mücadele edecek ve dayanışacaktır.

Ancak kapitalistlerin sahip olmadıkları bir üstünlüğünün de farkında olması şarttır. Ne dünyada yalnızdır ve kendi milletinden olmayanlarla üstünlük çekişmesine girmek zorundadır, ne de dünyada başkalarıyla paylaşamayacağı şey vardır.

Her ülkenin kapitalisti başka ülkelerin kapitalistini rakibi sayar, rekabette üstünlük için çırpınır, bu nedenle savaşlara tutuşmaktan bile kaçınmaz. Farklı ülkelerin kapitalistleri “sen-ben” kavgasıyla yeniden paylaşmak için dünyayı iki büyük dünya savaşına sürükledi. Şu şu ülkelerin yer altı ve yer üstü zenginlikleri hangi kapitalist ya da kapitalistler grubu tarafından sömürülüp yağmalanacak- bunu kararlaştıracak iki büyük savaş! Sonuncusunda 60 milyona yakın insan öldü. Ve işçilerin çıkarmaları zorunlu olan ders: Bu savaşlarda, milliyetçi hezeyanlarla kafalarını karıştırarak kapitalistleri tarafından savaşa sürülen farklı ülkelerin işçileri ne yazık ki birbirlerini öldürdü. Oysa dünyayı paylaşma kavgası işçilerin değil kapitalistlerindi. İşçilerin paylaşamayacak şeyleri olmadığı gibi, kapitalistlerin paylaşımından üç kuruş fazla kazanç sağlamayacaklardı. Hangi kapitalist fabrikasında işçilere pay veriyordu ki, başka ülkelerin kapitalistleriyle kavgasında ele geçireceği petrol ya da maden alanlarından işçilere pay versin!

Farklı ülkelerin kapitalistleri birbirinin rakibiyken, hangi ulus ve ülkeden olursa olsun dünya işçileri sınıf kardeşleridir. Çıkarları ortaktır ve tek bir sınıf oluştururlar: Uluslararası işçi sınıfı. Ve o nedenle, 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’dür.

Farklı ülkelerin kapitalistleri birbirlerinin gözünü oyarken, bu nasıl bir üstünlük müdür?

İşçiler bu üstünlüklerinden kaynaklanan olanaklardan şimdiden yararlanıyor. Örnek ÖZAK işçilerinin direnişinin dünyanın birçok ülkesinde o ülkelerin işçilerince ÖZAK patronunun iş yaptığı ZARA gibi şirketlerin iş yerlerinin önünde eylemli olarak desteklenmesi ve kapitalistlerin baskı altına alınmasıdır. Örnek tek değildir; İtalyan dok işçileri de İsrail’e silah taşıyacak gemileri yüklemeyi reddetti.

Dünya işçi sınıfını birleştiren, ortak mücadele ve dayanışmaya yönelten, tümünün kapitalistler tarafından kiralanan iş güçlerine karşılıksız olarak el konması ve başka hiçbir yerden değil ama buradan birikerek işçi sınıfı ve tüm toplumu egemenliğe altına alan sermayenin egemenliğinden kurtulma davasıdır. Yalnızca bugün kendilerine dayatılan kötü çalışma koşulları ve geçim derdine son vermekle yetinmeyip kendi kendisinin efendisi olmak. Ulusal farklılıkları ayrıntı ve zenginliktir.

Yaşasın uluslararası işçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs!

QOSHE - Yaşasın dünya işçilerinin 1 Mayıs'ı - Mustafa Yalçıner
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yaşasın dünya işçilerinin 1 Mayıs'ı

81 21
30.04.2024

1 Mayıs işçi sınıfının “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü”. Her 1 Mayıs, işçilere, bölünmüşlük ve dağınıklığa son vererek birleşip güç olmaya, yani örgütlülüğe; kapitalistler ve hükümetlerinin yoğunlaştırdıkları sömürü ve zorbalığa karşı mücadeleye ve hem birbirleriyle hem de sömürü ve zorbalığa uğrayan geniş emekçi kitlelerle kapitalistler ve hükümetlerinin saldırılarına karşı dayanışmaya olan yaşamsal ihtiyaçlarını bir kez daha hatırlatıyor. Birleşip fabrika ve iş yerlerinde işi durdurarak sokaklarla alanları doldurduklarında tanık oldukları birlik, mücadele ve dayanışmalarından gelen güçleriyle yapamayacakları şey olmadığını her yıl yeniden görüyorlar. Gördükleri, ama kavrayıp içselleştirmeleri gereken, en başta sömürüden ve kapitalistlerin emirlerine amade bir “kalabalık” olmaktan kurtulabilecekleridir. İşçi sınıfı iş gücünü kapitalistlere kiralamak ve karşılığında geçinme, yeme-içme ve ev kiralarıyla ulaşım giderlerine bile yetmeyecek üç kuruşluk ücrete “eh” demek zorunda değildir. Bal gibi, kendi kendini, bir parçası olduğu bütün bir toplumu ve ülkesini, giderek tüm dünyayı kapitalistlere hiç ihtiyaç duymadan yönetebilir.

Muhtaç olduğu kudret, “damarlarındaki asil kan”da değil, birliği, mücadelesi ve dayanışmasındadır.

Şüphesiz, öncelikle bir parçası olduğu, sınırları tek tek devletlerin egemenlikleriyle çizilmiş kendi toplumunda ücret........

© Evrensel


Get it on Google Play