1939 yılında 33 bin kişinin öldüğü Erzincan depreminde cezaevinde olan Nazım Hikmet, Kara Haber adlı şiirinde, “Uyanıp kaçamadılar/Kuş olup uçamadılar” diye yazmıştı.

6 Şubat 2023 günü de asrın felaketinde kimse kuş olup uçamadı.

TARİHİN SIFIR NOKTASINDAN GELEN SES

Söze şöyle mi başlamak gerekiyor?

Deprem bir ilahi ikaz değildir, çünkü 50 binden fazla insan öldü, bir sondur. Ama aynı zamanda suçsuz günahsız insanların öldüğü bir doğa olayıdır.

Milattan Önce 650’li yıllarda doğmuş olan Anaksimandros ki ilk felsefeci Thales’in öğrencisi, Sokrates’in çağdaşıdır. Bilimin kurucuları arasında sayılır bu felsefeci…

Zeus kızdığı için değil, kayalar yer altında hareket edince deprem olur” diyerek depremle ilgili ilk bilimsel açıklamayı tarihin sıfır noktasına varmadan açıklamıştır.

DEPREMDE NELER YOKTU?

Depremin ilk üç günü asker yeterince yoktu.

Dönemin Savunma Bakanı Hulusi Akar 7 bin 500 civarında askeri sahaya sürdüklerini söylemişti ama 11 şehirdeki, 150 bin binanın yıkım veya hasarının olduğu büyük felakete yeterli olmadı.

1999 depreminde sahaya sürülen asker sayısının 100 binden fazla olduğunu söylüyor kaynaklar.

MADENCİLER YOKTU

Arama kurtarmanın can kurtaranları madencilerdi. Onlar da sahaya geç sürüldü. Keşke onlara daha önce görev verilebilmiş olsaydı. Hava koşullarının zorluğunun yanı sıra arama kurtarmanın kaptanı olmasını gereken AFAD’ın apışıp kalmasının ölümlerin artmasında rolü vardı.

KEFEN BİLE YOKTU

Depremin ilk gününden itibaren feryat şuydu: Ölülerimizi gömecek kefen yok.

Sonra kefenler geldi, bu kez morglar doldu. Cesetler bir süre ortada kaldı.

Sonra morglar hızlıca boşaltıldı, toplu mezarlara gömüldü insanlar.

Deprem sonrasında çadır yoktu, kadın hijyen pedi yoktu.

Onlar var ama artık eski alım gücü yok.

Bir kadının o günlerde “23. Gün oldu hala aynı külot giyiyorum” dediğini unutamıyorum.

BAKANLAR VE BELEDİYE BAŞKANLARI ORADAYDI

Bu yoklar içinde geçtiğimiz yıl bakanlar ile bütün Türkiye’nin belediye başkanları oradaydı. Gönüllü kuruluşlar, sivil toplumun demokratik örgütleri oradaydı.

Bir siyasi partinin başkanı, ülkenin cumhurbaşkanı “CHP’li belediyeler turistik gezi yaptılar” demişti.

Öyle olmadığını halk biliyor.

Ankara’dan Niğde-Adana otobanına döndüğümüzde bile Ankara Büyükşehir Belediyesinin araçlarını yollarda gördük gelirken…

****

Hatay’da geçen yıl bizzat gördüğüm İstanbul Büyükşehir çadırı ve devasa makinalarını herkes görmüştü.

Küçük bir örnekle yalanlayalım o söyleneni…

Hürriyet gazetesinin 25 Mart 2023 Cumartesi günü sayısından aktarıyorum.

Evlenme hazırlığı yapan Ayşe ve Burak Sarıateş çifti, deprem sırasında evlerini kaybetmişler, canlarını kurtarmışlar. Onları evlendiren İBB Hatay Koordinasyon Merkezi oldu.

DIŞ GÜÇLER VARDI

Dünyanın pek çok ülkesinden bu arada Yunanistan, Ermenistan ve İsrail’den arama kurtarma ekipleri geldi.

Yardımlar yağdı.

Dış güçler işi o kadar ileri götürdüler ki, Amerika deprem bölgesine sahra hastanesi kurdu. Hem de tam teşekküllü… Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurması gereken hastanelerdi.

Dış güçler 30 sahra hastanesi kurdular, bizler için…

SONSÖZ

Herkes bir şeylerini enkazda bıraktı. Kimi babasını, kimi oğlunu-kızını, kimi yakınını ama herkes anılarını, yüreğini enkaz altında bıraktı.

17 Ağustos 1999 depreminin simgesi şuydu; enkazın üzerinde dolaşın kurtarma grupları “Sesimi duyan var mı?” diye bağırıyordu. 7 Şubat 2023 depreminde durum farklı değildi: “Sesimi duyan yok mu?” diye bağıranların sesine kimse koşup gitmedi.

Depremin birinci yılında Hatay’dan bu satırları yazıyorum; yıkımdan en büyük payına alan, acıların derin izlerini taşıyan bu kentte değişen çok az şey var.

ÖLÜM TARLALARI DEĞİL ÖLÜM REZİDANSLARI

6 Şubat depreminde enkaz altında kalan sadece insanlık değildi, aslında bu depremde bir yazarın dediği gibi rezidans cumhuriyeti çöktü.

Sadece Rönesansın adını kirleten rezidansın altından bin ceset çıktı. Pek çok da kayıp var.

Bir utanmaz inşaat firması sahibi mahkeme ifadesinde “Ben inşaattan anlamam” diyerek yüzlerce insanın ölüm fermanına imza attı.

TÜRK VETERİNER HEKİMLERİ DEPREM BÖLGESİNDE

Bir yıl geçti aradan… Deprem sırasında çok sayıda hayvan telef oldu. Veteriner hekim kaybı meydana geldi. 50 bine yakın veteriner hekimin üye olduğu veteriner hekim odalarının üst çatı örgütü Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi depremin birinci yılında acıların yaşandığı topraklara geldi.

Ben de onlara eşlik ettim. Adana’da başladı mesai, Hatay’da devam etti.

Herkes yaşadığı acıları, sorunları anlattı. TVHB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, Konsey İkinci Başkanı Taner Canbulut, Genel Sekreter Prof. Dr. Murat Fındık, Sayman Üye, Veteriner Hekim Melike Baysal meslektaşlarının anlattıklarını dinledi, not aldı.

QOSHE - Yakınlarını, anılarını, yüreklerini enkazda bıraktılar - Yüksel Baysal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yakınlarını, anılarını, yüreklerini enkazda bıraktılar

22 0
05.02.2024

1939 yılında 33 bin kişinin öldüğü Erzincan depreminde cezaevinde olan Nazım Hikmet, Kara Haber adlı şiirinde, “Uyanıp kaçamadılar/Kuş olup uçamadılar” diye yazmıştı.

6 Şubat 2023 günü de asrın felaketinde kimse kuş olup uçamadı.

TARİHİN SIFIR NOKTASINDAN GELEN SES

Söze şöyle mi başlamak gerekiyor?

Deprem bir ilahi ikaz değildir, çünkü 50 binden fazla insan öldü, bir sondur. Ama aynı zamanda suçsuz günahsız insanların öldüğü bir doğa olayıdır.

Milattan Önce 650’li yıllarda doğmuş olan Anaksimandros ki ilk felsefeci Thales’in öğrencisi, Sokrates’in çağdaşıdır. Bilimin kurucuları arasında sayılır bu felsefeci…

Zeus kızdığı için değil, kayalar yer altında hareket edince deprem olur” diyerek depremle ilgili ilk bilimsel açıklamayı tarihin sıfır noktasına varmadan açıklamıştır.

DEPREMDE NELER YOKTU?

Depremin ilk üç günü asker yeterince yoktu.

Dönemin Savunma Bakanı Hulusi Akar 7 bin 500 civarında askeri sahaya sürdüklerini söylemişti ama 11 şehirdeki, 150 bin binanın yıkım veya hasarının olduğu büyük felakete yeterli olmadı.

1999 depreminde sahaya sürülen asker sayısının 100 binden fazla olduğunu söylüyor kaynaklar.

MADENCİLER YOKTU

Arama kurtarmanın can kurtaranları madencilerdi. Onlar da sahaya geç sürüldü. Keşke onlara daha önce görev verilebilmiş olsaydı. Hava koşullarının zorluğunun yanı sıra arama kurtarmanın kaptanı olmasını gereken AFAD’ın apışıp kalmasının ölümlerin artmasında rolü vardı.

KEFEN BİLE YOKTU

Depremin ilk gününden itibaren feryat şuydu: Ölülerimizi gömecek kefen yok.

Sonra kefenler geldi, bu kez morglar doldu.........

© enBursa


Get it on Google Play