Dr. M. Emre Çamlıbel
Re-Pie Portföy Yön. Krl. Başkanı

Tasarrufların değerlendirilmesi için yatırım alanı seçmek, bazı dönemlerde zor olabiliyor.

Son yıllarda finansal yatırım araçlarının seyrini yakından etkileyen, küresel piyasalarda yüksek dalga boylarına yani volatiliteye neden olan gelişmeler yaşıyoruz. Global enflasyon, Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail’in Gazze’ye saldırısı gibi jeopolitik ve siyasi risklerin, belirsizliklerin arttığı bir dönemden geçiyoruz.

Önümüzdeki dönemde de başta jeopolitik ve iklim değişikliği olmak üzere birçok gelişmenin küresel piyasalarda yüksek dalgalanmalara neden olmasını bekliyorum.

Böyle dönemlerde yatırım tavsiyelerinde uzun vade önerilir. Geleneksel yatırım araçları dışında uzun vadeli yatırımlarda Türkiye’de artık önemli bir alternatif daha var.

‘Alternatif Yatırım Fonları’ olarak adlandırılan Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF) ve Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF), uzun vadeli düşünen yatırımcılar için önemli fırsatlar sunuyor.

Özellikle bireysel yatırımcılar hem gelecek vaat eden şirketlere hem de tek başlarına sahip olamayacakları AVM gibi büyük gayrimenkul projelerine yatırım yapma imkânına alternatif yatırım fonları ile kavuşuyor. Alternatif yatırım fonları, yatırımın yönetimi kolaylığına ilaveten önemli vergi avantajı da sunuyor.

Geçmişi 19. yüzyıla dayanıyor

Türkiye için henüz genç olan girişim sermayesi yatırım fonlarının dünyadaki ilk örneklerine 19. yüzyılda rastlanıyor. Girişim sermayesinin ilk uygulaması 19. yüzyıl başlarında sanayi devrimi sırasında İngiltere’deki varlıklı ailelerin bazı projelere destek olmasıyla görülüyor. Bugünkü halinin ilk uygulaması ise 1930’larda ABD’de ortaya çıkıyor. Kurumsal yatırımcıların yeni girişimleri finanse etmede yetersiz kaldığını gören ABD Boston Merkez Bankası Başkanı Ralph Flander kurumsal yatırımcıların yatırım yapabilecekleri bir fon kurulmasını öneriyor. 1946 yılında kurulan Amerika Araştırma ve Geliştirme Şirketi (ADR), özellikle 2. Dünya Savaşı yıllarında geliştirilen teknoloji üreten yeni şirketlere yaptığı yatırımlarla girişim sermayesinde kurumsal örnek oluşturuyor.

Ancak, 1970’in sonlarına kadar ABD’de istenen büyümeyi yakalayamayan Girişim Sermayesi Yatırım Fonları’nda, 1980’lerin başlarında teknolojik gelişmeler ve vergi teşvikleri ile hızlı bir gelişim ve büyüme yaşanıyor. Emeklilik fonlarının da girişim sermayesi yatırımı yapmaya başlaması sektörün adeta patlama yaşamasını sağlıyor. 1990’larda girişim sermayesinde fon ve portföy büyüklüğündeki artış 2000 yılı Mart’ında yaşanan dot.com krizi ile belli bir süre sekteye uğruyor. Tüm bu dalgalanmalara rağmen ABD girişim sermayesi endüstrisi, tüm dünyaya yön veriyor.

AB’de ise girişim sermayesi, özellikle 1980’in ikinci yarısından 1990’a kadar ABD’den daha hızlı bir gelişim gösteriyor. Daha sonra AB’deki gelişim ABD ile paralellik gösterirken İngiltere ve İsveç girişim sermayesi yatırımlarında başı çekiyor. Avrupa ve ABD’nin dışındaki ülkelerde girişim sermayesindeki gelişme ise 1990’lı yılların sonlarında başlıyor.

Türkiye’de daha çok yeni

Türkiye’de ise girişim sermayesi 1980’li yılların ortalarında gündeme gelmeye başlıyor. Son yıllarda tüm dünyada hızla gelişim gösteren alternatif yatırım fonları pazarına Türkiye’de ilk adım 2014’te SPK tarafından Girişim Sermayesi Yatırım Fonları’na İlişkin Esaslar Tebliği ve Gayrimenkul Yatırım Fonları’na İlişkin Esaslar Tebliği ile atılıyor.

Geçmişi 10 yılı geçmeyen alternatif fon pazarı hızlı bir büyüme gösteriyor. SPK’nın Mart 2024 rakamlarına göre 69 portföy yönetim şirketinin yönettiği tüm fonların büyüklüğü 4 trilyon lirayı aştı. Yani 129 milyar dolar gibi bir büyüklüğe ulaşıldı.

Alternatif yatırım fonlarının toplam büyüklüğüne baktığımızda da geçen yıl 210 milyar lirayı aştığını görüyoruz. 2024 Mart sonu itibarıyla yatırım almış 268 Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun büyüklüğü 126.9 milyar TL seviyesine çıkarken, 152 GSYF’nin toplam büyüklüğü de 83.7 milyar TL’ye ulaştı.

Ancak bu rakamlar henüz ABD ve Avrupa’daki büyüklüklerin çok altında. Yatırımcı sayısında da henüz istenen seviyeye gelinmediği görülüyor. Alternatif yatırım fonları pazarındaki toplam nitelikli yatırımcı sayısı 4 binin altında. Ana yatırımcılar hâlâ BES fonları ve kurumsal yatırımcılar.

Yatırımcısının yüzünü güldürüyor

2023 yılında 2,5 kattan fazla büyüyen alternatif yatırım fonlarının, önümüzdeki yıllarda daha da büyüyeceğinden hiç şüphe yok. Yatırımcılara geleceğin unicorn’larına yatırım yapma imkânı sunan GSYF’ler, uzun vadeli iyi bir yatırım alternatifi. Üstelik yüksek enflasyon ortamında reel getirilere ulaşmanın zor olduğu, küresel piyasalardaki risklerin arttığı bir dönemde GSYF’ler daha da dikkat çekiyor. Türkiye’nin ilk ve en büyük alternatif portföy yönetim şirketi Re-Pie Portföy’ün kurucularından biri olarak, başarılı GSYF’lere verilecek örneklerin başında Getir Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun geldiğini söyleyebilirim. Türkiye’den çıkmış başarı hikâyesi yazan Getir’e yatırım imkânı veren Re-Pie Portföy’ün ilk GSYF’sinin getirisi yüzde 2 binin üzerinde. Türkiye’nin unicorn adayları arasında gördüğüm Colendi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun 2,5 yıldan az bir sürede getirisi yüzde 918 seviyesinde.

Ülkemiz ekonomisi için önemli

Colendi GSYF örneğiyle bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum. Colendi’nin henüz unicorn olmadan bu getirilere ulaştığını görüyoruz. Önümüzdeki yatırım turlarında unicorn olduğunda Colendi GSYF’nin getirisi de şüphesiz buralarda kalmayacak. Her ne kadar geri dönüş süresi 5-7 yıl gibi uzun vadeli de olsa Girişim Sermayesi Yatırım Fonları, genellikle getiri oranı açısından yatırımcısını memnun ediyor. GSYF’ler ayrıca ülke ekonomisi açısından da önemli. ABD’nin geçen yüzyılda büyümesine destek olan halen de bu rolünü sürdüren girişim ekosistemi, Türkiye’nin de geleceği için önemli. Sanayi devriminde geri kalan Türkiye’nin yeni teknolojiler ve dijitalleşme yarışında yol alması gerekiyor. Buradaki itici gücün de yeni teknoloji şirketlerinin gelişmesini, büyümesini destekleyen Girişim Sermayesi Yatırım Fonları olacağı unutulmamalı.

QOSHE - Piyasalardaki dalgaları aşmanın yolu alternatif yatırım fonlarından geçiyor - Serbest Kürsü
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Piyasalardaki dalgaları aşmanın yolu alternatif yatırım fonlarından geçiyor

31 1
30.04.2024

Dr. M. Emre Çamlıbel
Re-Pie Portföy Yön. Krl. Başkanı

Tasarrufların değerlendirilmesi için yatırım alanı seçmek, bazı dönemlerde zor olabiliyor.

Son yıllarda finansal yatırım araçlarının seyrini yakından etkileyen, küresel piyasalarda yüksek dalga boylarına yani volatiliteye neden olan gelişmeler yaşıyoruz. Global enflasyon, Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail’in Gazze’ye saldırısı gibi jeopolitik ve siyasi risklerin, belirsizliklerin arttığı bir dönemden geçiyoruz.

Önümüzdeki dönemde de başta jeopolitik ve iklim değişikliği olmak üzere birçok gelişmenin küresel piyasalarda yüksek dalgalanmalara neden olmasını bekliyorum.

Böyle dönemlerde yatırım tavsiyelerinde uzun vade önerilir. Geleneksel yatırım araçları dışında uzun vadeli yatırımlarda Türkiye’de artık önemli bir alternatif daha var.

‘Alternatif Yatırım Fonları’ olarak adlandırılan Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF) ve Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF), uzun vadeli düşünen yatırımcılar için önemli fırsatlar sunuyor.

Özellikle bireysel yatırımcılar hem gelecek vaat eden şirketlere hem de tek başlarına sahip olamayacakları AVM gibi büyük gayrimenkul projelerine yatırım yapma imkânına alternatif yatırım fonları ile kavuşuyor. Alternatif yatırım fonları, yatırımın yönetimi kolaylığına ilaveten önemli vergi avantajı da sunuyor.

Geçmişi 19. yüzyıla dayanıyor

Türkiye için henüz genç olan girişim sermayesi yatırım fonlarının dünyadaki ilk örneklerine 19. yüzyılda rastlanıyor. Girişim sermayesinin ilk uygulaması 19. yüzyıl başlarında sanayi devrimi sırasında İngiltere’deki varlıklı ailelerin bazı projelere destek olmasıyla görülüyor. Bugünkü halinin ilk uygulaması ise 1930’larda ABD’de ortaya çıkıyor. Kurumsal yatırımcıların yeni girişimleri finanse etmede yetersiz kaldığını gören ABD Boston Merkez Bankası Başkanı Ralph Flander kurumsal yatırımcıların yatırım yapabilecekleri bir fon kurulmasını öneriyor. 1946 yılında kurulan Amerika Araştırma ve Geliştirme Şirketi (ADR), özellikle 2. Dünya Savaşı yıllarında geliştirilen teknoloji üreten yeni........

© Ekonomim


Get it on Google Play