Mehmet AYDIN- Bu yıl sandığa giderken yanında bir şeyler alıp da git.

Sandığa sadece bir kâğıt parçası bırakmıyorsun çünkü.

Tercih ettiğine kendi adına yetki veriyorsun.

Benim yerime, bizim yerimize ‘sen yap’ diyorsun.

“Oyumu sana veriyorum; ama senin yaptıklarından beriyim” diyemezsin elbet.

Hayırda da şerde de sevapta da günahta da ortaksın, unutma!

Bu açıdan sandığa giderken irade ve vicdanını da beraberinde götür.

Tercih edeceklerin kalbini, zihnini mutmain ediyorsa hiç durmadan “Evet mührünü” vur!

Ama şunlara da mühür vurduğunu unutma:

İhaleler, işe alımlar, işten çıkarmalar, festivaller, israflar, sosyal yardımlar vb. hepsine aslında ‘Evet’ diyorsun. Bundan dolayı tercihini vicdan terazine vur.

Eminliğinden şüphe duyduğunun ne diye günahına ortak olasın ki? Onun için “Emin” olanlara bak.

Sandığa giderken yanına tüm aileni alıp götürmeyi unutma!

Çoluk-çocuk, tüm aileyi yanına alıp öyle git sandığa. Tercihini yapacakken hepsinin gözlerinin içine bakıp öylece oyunu ver.

Aileyi temele koymayan, aileye düşman olanlara gereken cevabın verildiği yerdir sandık, bunu da bilmelisin.

Aile olmadan toplum inşa edilmez, toplum ihya edilemez diyen, aileye giden bütün yolları kolaylaştıran, bu konuda vaatleri, sözleri olanlar da var. Onlara bir ses de sen vermelisin.

Seçime doğru giderken içinden geçtiğin mahalleden birileri sana seslenecek: “Falan galip gelmese her şey biter!” diyecek. Onlara de ki: “Mutlak alternatifsizlik yoktur siyasette. Beni ve değerlerimi yansıttıkları sürece arkalarında dururum. İnancımın diliyle konuşunca aynı duruşu da beklerim. Söz farklı eylem farklı ise neyleyeyim böyle siyaseti?” de ve geç onları.

Sonra hemen aynı sokaktan başka birisi de çıkacak ‘baba mirası siyaset’ ile bir şeyler söyleyecek. Babanın bütün karakteri, huyu evlada geçmediği gibi tüm siyaseti de evlada geçmiyor, onu da bil!

Irkı; inancın, insanın önüne koyan, işleri güçleri kafatası ölçmek olanlar da yoluna çıkacak. Irkını sen seçmediğin gibi sandıkta da ırkı değil; sana ve topluma hizmet edenleri seçeceğini zaten biliyorsun. Duruşsuz saadetler, kara/karmaşık gelecekler, dertsiz devalar hep yoluna çıkacak. Hiçbirine bakmadan onları da geç!

Sonra karşı mahalleden birileri de sana doğru gelecek. Onları zaten tanıyorsun. Neler yaptıklarını, neler yapmak istediklerini tahmin edebiliyorsun. Çiğnemedikleri hiçbir kutsal kalmadı, fırsat verilse daha da beterini yapacaklarını da biliyorsun. Onlarla işin olmaz, onlara bakmadan geç!

Sonra birileri seninle aynı dili konuşuyormuş gibi yapacak. Ama sana düşman, sana hayat hakkı tanımadan, pervasızca konuşacak/konuşturulacak.

Yıllardır kullandıkları şeyleri söyleyecekler yine: “Kendine oy ver!” diyecekler. Onlara da deki: “Artık bu sözlerinize kanmam. Ben zaten kendimi, kendimden olanı tercih edeceğim. Sahi siz kimsiniz? Demlenmemiş çay, kahve üstündeki köpük gibi nereden çıktınız? Kaç isminiz var? Beraber oturduklarınız kaç harfli, alfabede kullanmadığınız harf kaldı mı? Başka alfabe mi tercih etseniz?” de ve onları da geç…

Sonra sana selam verenler karşına çıkacak. Senden olan, senin gibi olan, senin gibi konuşanlarla karşılaşacaksın. İnsanı temele alan, adaleti esas tutan, liyakat ve ehliyet sahibi, emin, eğmeyen-bükmeyen, bildiği doğrudan şaşmayan, ötekileştirmeyen, hür ve samimiyetleri yüzlerinden okunan bu insanlarla karşılaşacaksın. Selamlarını al ve o selam ile selametli bir şekilde sandığa git.

Birde Gazze var biliyorsun.

Seçim malzemesi yapanları tanımaya başladın. Bakma onlara. Gazze için yapacakları bir şey de yok.

Gazze’yi, Kudüs’ü seçim malzemesi yapmayıp, “Gaye Edinenler” var, onları da tanıyorsun.

Tüm bunları göz önünde bulundur ve Bu Sefer buna göre tercihini yap!

QOSHE - Sandığa Giderken - Konuk Yazar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sandığa Giderken

14 0
29.03.2024

Mehmet AYDIN- Bu yıl sandığa giderken yanında bir şeyler alıp da git.

Sandığa sadece bir kâğıt parçası bırakmıyorsun çünkü.

Tercih ettiğine kendi adına yetki veriyorsun.

Benim yerime, bizim yerimize ‘sen yap’ diyorsun.

“Oyumu sana veriyorum; ama senin yaptıklarından beriyim” diyemezsin elbet.

Hayırda da şerde de sevapta da günahta da ortaksın, unutma!

Bu açıdan sandığa giderken irade ve vicdanını da beraberinde götür.

Tercih edeceklerin kalbini, zihnini mutmain ediyorsa hiç durmadan “Evet mührünü” vur!

Ama şunlara da mühür vurduğunu unutma:

İhaleler, işe alımlar, işten çıkarmalar, festivaller, israflar, sosyal yardımlar vb. hepsine aslında ‘Evet’ diyorsun. Bundan dolayı tercihini vicdan terazine vur.

Eminliğinden şüphe duyduğunun ne diye günahına ortak olasın ki? Onun için “Emin” olanlara bak.

Sandığa giderken yanına tüm aileni alıp götürmeyi unutma!

Çoluk-çocuk, tüm aileyi yanına alıp öyle git sandığa. Tercihini yapacakken hepsinin gözlerinin içine bakıp öylece oyunu ver.

Aileyi temele koymayan, aileye düşman olanlara gereken cevabın verildiği yerdir sandık, bunu da bilmelisin.

Aile olmadan toplum inşa edilmez, toplum ihya edilemez diyen, aileye giden bütün yolları........

© Doğruhaber


Get it on Google Play