Yahya OĞRAŞ

Eğitim, eğitim, eğitim...

Her nasıl, her ne zaman ve her nerede olursa olsun illa eğitim illa eğitim.

“Nasıl eğiteceğiz?” sorusundan önce “Neden eğitelim?” sorusu gelir. Çünkü önce eğitilmişin eğitimsizden daha iyi insan olacağına dair kendimizi ikna etmemiz lazım. Eğitim-Öğretimin tanımında:

Madem bunlar var, biz neden hala aynı soruları sormaya devam ediyoruz? Neden çevremize her bakındığımızda memnuniyetsiz şekilde iç geçiriyoruz? Her sorunun çözümü eğitimde değil miydi? Gelirimizin büyük bölümünü bu alana kaydırıyoruz. Sonra eğitimlilerimizin, eğitimsizlerimizden daha büyük bir soruna dönüştüğünü ibretle görüyoruz. Eğitimsizin eğitimliden daha uygar kaldığı bir dünyada neden eğitelim ki?

Eğitimde, uyum sağlanması istenen toplum, ne düzeyde istendik bir toplumdur? Toplumun kendisi soruna dönüşmüşse, o toplumla uyumlu hale getirilen birey, sorunlu bir birey haline dönüştürülmüş olmayacak mı?

Hayat; mücadele sonucunda elde edilen tecrübelerin okulunda terbiye edilir. Eğitim sistemimiz ise çocuklarımızı acımasız bir hayatın kucağına itiyor. Yalnızlaştırılmış, kendine yabancılaştırılmış, değerlerinden koparılmış nesil, hayatın keskin çarklarına itiliyor. Eğitilmiş zihinler; hazza yakınlaşarak, acıdan uzaklaşarak mutluluğu yakalamaya çalışıyor. Eğitim bireyi bencil bir makineye çeviriyor.

Evet... Mutluluğu öğretelim. Gülmeyi, başkasını sevmeyi öğretelim.

Çünkü eğitimin özü ve en önemli unsuru budur. Çünkü eğitimin formel yapısıyla uğraşırken, kazandırmamız gereken asıl davranışları kaçırıyoruz. Olabildiğince fazla bilgiyi hafızaya yüklemeye çalışırken, o bilgileri hayat haline getirmeyi unutuyoruz. Daha eğitimsiz bir toplum için, adeta çılgınlık hali içinde durmadan eğitiyoruz.

Neden eğitelim?

Varlığın anlamını varlığın içinde aramayalım.

Kendimizi hayatın merkezine yerleştiren bir barbar olmayalım.

Çabuk ve çok öğrenen öğrenciler yetiştirme çabasından kurtulalım.

Bireyleri kendisiyle barışık ama sadece kendisine dönük karakterden kurtaralım.

Rabbimizi tanıyalım...

Göklerden bakma enginliğini edinebilelim.

Eğitimin hedefine “Allah'ın (celle celaluhu) rızası”nı kazanma sınavı koyalım ki konforlu bir yaşam için, “her şey mübahtır” güdüsünü terbiye edelim.

İşte o zaman merkezde; bencillik, nefret, patlamış egolar, sınırsız ihtiyaçlar, bitmeyen konfor talebi olmayacaktır. Yalnızlık, yabancılaşma, kölelik, dalkavukluk, rüşvet, makam hırsı, kin, kıskançlık, olabildiğince alt sınırlara doğru sürülecek hatta oldukça derinlere gömülecektir.

QOSHE - Neden eğitelim? - Konuk Yazar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Neden eğitelim?

14 0
01.04.2024

Yahya OĞRAŞ

Eğitim, eğitim, eğitim...

Her nasıl, her ne zaman ve her nerede olursa olsun illa eğitim illa eğitim.

“Nasıl eğiteceğiz?” sorusundan önce “Neden eğitelim?” sorusu gelir. Çünkü önce eğitilmişin eğitimsizden daha iyi insan olacağına dair kendimizi ikna etmemiz lazım. Eğitim-Öğretimin tanımında:

Madem bunlar var, biz neden hala aynı soruları sormaya devam ediyoruz? Neden çevremize her bakındığımızda memnuniyetsiz şekilde iç geçiriyoruz? Her sorunun çözümü eğitimde değil miydi? Gelirimizin büyük bölümünü bu alana kaydırıyoruz. Sonra eğitimlilerimizin, eğitimsizlerimizden daha büyük bir soruna dönüştüğünü ibretle görüyoruz. Eğitimsizin eğitimliden daha uygar kaldığı bir dünyada neden eğitelim ki?

Eğitimde, uyum sağlanması istenen toplum, ne düzeyde istendik bir toplumdur? Toplumun kendisi soruna dönüşmüşse, o........

© Doğruhaber


Get it on Google Play