Geçen hafta İş Sanat’ın düzenlediği iki etkinliği art arda izledik. Birincisi AKM’de yapılan ve salonu tıklım tıklım dolduran izleyicinin coşkusuyla, komedyen, kemancı ve şef Igudesman’ın yönetimindeki “Beethoven ve Daha Fazlası” başlıklı gösteriydi.

Beethoven’ın 9. Senfonisi’nin izinde giden” bir dinleti olarak duyurulmuştu. Kimler çıkmadı ki sahneye! Futurelove Sibanda, Senem Demircioğlu, Cenk Erdoğan, Romanian National Youth Orchestra ve Boğaziçi Caz Korosu. Kalabalık ve devinim içinde bir gösteriydi: Perende atanlar, göbek atanlar, şarkı söyleyenler, orkestra üyelerinin rengârenk giyisileri ve müthiş bir ışık gösterisi... Her şey vardı da Beethoven neredeydi?

Ara sıra korodan bir 9. Senfoni yükseliyor, sonra yeni müziklerle kaynaşıyordu. İzleyicilerin yüzde 90‘ı sürekli ayaktaydı. Ellerini çırparak sahnedekilerle coşkularını pekiştirdiler. Beethoven’ın böylesi alay malzemesi yapılmasını hazmedemeyenler ya usulca salonu terk etti ya da sonunda ne olacak diye sessizce bekledi. Amaç geniş kitleye hitap etmek olduğuna göre söyleyecek sözümüz yok!

Ertesi gece İş Kuleler’de genç üyelerden oluşan bir yaylı sazlar orkestrası dinledik: Anima Musicæ Chamber Orchestra. Kurucuları kemancı Gwendolyn Masin yönetiminde, Hugo Wolf, Camille Saint-Saëns, Maurice Ravel, Çaykovski ve Dvorák’ın yapıtları yer aldı. Baştan sona keyifle seslendirdikleri bu popüler-klasik yapıtlarla dinleyiciler mutluydu; bu kez de daha sanatçılar çaldıkları yapıtın sonuna gelmeden alkışlar yükseliyordu. Yanımda oturan (sanırım bir İş Bankası mensubu) bana eğilip “Ben Ankara’dan geldim, Ankara dinleyicisinde asla böyle ara alkışlar yoktur. Herkes eserin bitmesini saygıyla bekler” dediğinde bir İstanbullu olarak utandım.

Yok yok “mahşerin beş atlısı”nı değil ama piyanonun tuşlarında birleşen, aynı dönemde Moskova’da okumuş beş değerli piyanistimizin tuşlarda birleşmesini izledik. Şef Murat Cem Orhan’ın esprili konuşmaları ve açık vuruşlu, enerjik yönetimindeki konserin programı W. A. Mozart’ınFigaro’nun Düğünü” uvertürü ile başladı. Sonra mahşerdeki piyanistler önce ikişer, dörder ve sonunda (şef dahil) altı kişi olarak çaldılar. Sahnede müthiş bir trafik vardı. Solistler: Cem Babacan, Özgür Ünaldı, Kandemir Basmacıoğlu, Gökhan Aybulus ve Başar Can Kıvrak. Konser Figaro’nun Düğünü uvertürüyle başladı. “İki Piyano için Konçertosu K.365” ile devam etti. Ardından Saint Saëns’ın Hayvanlar Karnavalı, Sandra Albukrek’in yaratıcılığı ile muhteşem bir görsellik içinde sunuldu. Şefin işi de zordu doğrusu: Hem görsellerin çıkışı ve girişini izleyip hem de ona göre bölümleri ayarlıyordu. Hem gözümüz hem ruhumuz uydınlandı. İkinci yarıda Camillieri adlı Maltalı bestecinin “Malta’da Yaz Geceleri” (1998) adlı yapıtı ve Fransız Altıları’nın üyesi Poulenc’in iki piyano için konçertosuyla sonlandı.

Bu konserin görselliğini oluşturan ressam, film yapımcısı ve sahne tasarımcısı Sandra Albukrek’i tanıtmak isterim: Sandra’nın ailesinin neredeyse tüm fertleri ya bir çalgı çalar, ya resim sanatıyla uğraşır ya da her ikisini birden sürdürür. Örneğin bir tıp doktoru olan babası Musa Albukrek aynı zamanda kemancı ve ressamdır. Sandra İstanbul’da Fransız okulunu bitirip Paris’de Ecole des Art Decoratifs’te okumuş, İsviçre’de sanat terapisi eğitimi almış. Babasının kemanı onu müziğe bağlamış. Sonra orkestra ve animatör ekibini uyum içinde bağdaştırmakla uğraşmış. 2018’den beri pek çok müzik festivalinde Martha Argerich, Nelson Goerne, Kai Schumacher, Garbo Takacs-Nagy, Alex Kanterov, Daniel Hope ve G. Capuçon gibi ünlü müzikçilerin eşliğinde etkinlikler sunmuş. “Orkestra şefiyle bizzat ben senkronize oluyorum” diyor. Buraya gelmeden 4 Nisan’da bu gösteriyi yine Martha ile icra etmiş. Eğer Albert Long Hall konserlerimiz devam etseydi bu gösteriyi biz de kaçırmazdık! Çok yönlü Sandra’yı kutluyorum ve yolu açık olsun diyorum.

QOSHE - İş Sanat’ta Igudesman’ın Beethoven’ı - Evin İlyasoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İş Sanat’ta Igudesman’ın Beethoven’ı

18 1
24.04.2024

Geçen hafta İş Sanat’ın düzenlediği iki etkinliği art arda izledik. Birincisi AKM’de yapılan ve salonu tıklım tıklım dolduran izleyicinin coşkusuyla, komedyen, kemancı ve şef Igudesman’ın yönetimindeki “Beethoven ve Daha Fazlası” başlıklı gösteriydi.

Beethoven’ın 9. Senfonisi’nin izinde giden” bir dinleti olarak duyurulmuştu. Kimler çıkmadı ki sahneye! Futurelove Sibanda, Senem Demircioğlu, Cenk Erdoğan, Romanian National Youth Orchestra ve Boğaziçi Caz Korosu. Kalabalık ve devinim içinde bir gösteriydi: Perende atanlar, göbek atanlar, şarkı söyleyenler, orkestra üyelerinin rengârenk giyisileri ve müthiş bir ışık gösterisi... Her şey vardı da Beethoven neredeydi?

Ara sıra korodan bir 9. Senfoni yükseliyor, sonra yeni müziklerle kaynaşıyordu. İzleyicilerin yüzde 90‘ı sürekli ayaktaydı. Ellerini çırparak sahnedekilerle coşkularını pekiştirdiler. Beethoven’ın böylesi alay malzemesi yapılmasını hazmedemeyenler ya usulca salonu terk etti ya da sonunda ne olacak diye sessizce bekledi. Amaç geniş kitleye hitap etmek olduğuna göre söyleyecek sözümüz yok!

Ertesi gece İş Kuleler’de genç üyelerden oluşan bir yaylı sazlar orkestrası dinledik: Anima Musicæ Chamber Orchestra. Kurucuları kemancı Gwendolyn Masin yönetiminde, Hugo Wolf, Camille Saint-Saëns, Maurice Ravel, Çaykovski........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play