RTE=AKP, 21. yüzyılın şafağında Türkiye’de neredeyse mutlak monark! Üstelik dinci ve meşru olmaksızın! 3 Kasım 2002’den günümüze 21+ yıl geçti Erdoğan’ın çağdışı “patrimuan” rejimiyle. Kurguları açısından çok ama çok yol aldıkları kesin. Ama itiraf ettikleri bir çelik çekirdek var ki “kültür devrimi”. RTE, bu alanda özledikleri yere gelemediklerinden sıklıkla yakınıyor. Ayrımında olmadıkları sosyolojik gerçek ise bunun hiç de kolay olmadığı. A. Toynbee’nin Türk Devrimi betimlemesi cesaret vermiş olmalı(!): Atatürk, Batı’nın yüzlerce yılda yapabildiği reform, Rönesans, Aydınlanma, Sanayi Devrimi’ni bir insan ömrüne sığdırdı. Gerçekte 15 yıla; 1923-38!

Ne var ki 28 Mayıs 2023 seçimini izleyen 67. hükümet (RTE’nin 5. kabinesi) gözünü karartmış durumda. 21 yılda Cumhuriyetin tüm kurumları, değerleri olabildiğince yıpratıldı, kimisi felç edildi. Laiklik, özellikle eğitimde çökertildi. Ekonomide talan hayal ötesi boyutta. Ancak varılan yer, Pirus utkusundan farksız. Sistemin orta direği ekonomi, tam iflasta. Örtük bir moratoryum (devlet iflası) gündemde; 1876, 1958 ve 2023! Tulumbada su kuru(tul)du veya hasta kana(tıl)madan ölümcül şokta. İvedi ve bolca taze kan (sıcak para!) gerek, o da yok! RTE, diplomatik deyimle, mali sekreteri Mr. Şimşek ile tam “antagonizma” içinde: Hamas seviciliği ve ağır bedeli.

YoksullaşTIRma kurgusu son derece tehlikeli bir silah olarak kullanılmakta. Öyle ki en alttaki milyonlarca emekliye 7500 TL sefalet aylığı gözü kara dayatılabildi. Orta direk yok edildi ve gelir dağılımı son 100 yılda hiç bunca yabanıl (vahşi) olmamıştı. Cumhuriyetin tüm KİT vb. yatırımları haraç-mezat peşkeş çekildi. Ulusal varlıklar yandaş dinci-yabancı sermayenin doymaz gaspına açıldı. Diyanet, devasa bütçeler yutuyor. Bilinsin ki bunlar “bumerang”dır.

Ülkenin her karışı ve işi yolsuzluklara, çete-mafyaya terk edildi. “Uygun” birkaçı çökertilince düğün-bayram!?

Öğrenci yurtlarında ödeneksizlik ve kötü yönetim (asansör faciaları, yenmez yemekler) gençlerimizin katili oluyor!

Sahibi-işleticisi eski polis müdürleri olan kimi otellerde, devlete emanet, yetiştirme yurtlarındaki öksüz-yetim genç kızlarımızın fuhuşa zorlandıkları savı kanımızı donduruyor! Böylesi bir savın gündeme gelmesi bile kahredici! Üstelik Müslümanlık taslayan siyasal dinci bir iktidarda. İşsizlik, yoksulluk, faiz, enflasyon dağı taşı tutuşturuyor.

Ağzını açanlar, gece yarısı evlerinden alınıp ters kelepçe ile sürüklenerek hınçla “Emniyet’e-savcıya-kodese”!?

Yasama da yargı da “yürütme”nin tek mutlak egemeni (anayasa m. 8 ve 104/1) RTE’nin çelik pençesinde tutsak.

Oysa demokrasinin olmazsa olmazı “güçler ayrılığı” 2500 yıl öncesine, kadim Aristoteles’e dayanıyor. Çünkü öncelikle denetleme-dengeleme-hesap sorma olanaksızlaşıyor. Üç erk de “halife-sultan”da toplanınca ortaçağdır!

İstendik ağırlaştırılan tüm bu baskılar, topumu nefes alamaz duruma getirdi: Kitlesel cinnet, sosyal şizofreni! Gün geçmiyor ki akıl almaz şiddet, cinayet, olmayacak kazalar, olağan yağmurda ağır felaketler yaşanmasın. Ancak AKP=RTE dur durak bilmiyor. İlle de “yeni anayasa”! Yanaşmazsanız alın size AYM’yi boşaltan senaryo. Yetmedi “50+1”den vazgeçelim. Oysa Osmanlı sultanında olmayan yetkinin ana gerekçesi, halkoylamasında salt çoğunluktu. RTE’nin “Kimin eli kimin cebinde belli değil” itirafı kendisini de bağlamıyor mu? Lütfen biraz itidal ey AKP’liler.

Artık anayasanın AKP/RTE aklına yatmayan herhangi bir maddesi ayak bağıdır, dolayısıyla anayasal rejim kesin olarak askıdadır. “De facto” (verili) durum budur ve tek kural koyucu-oyuncu-düdük çalıcı, erişilemez Saray’dır. Yerel seçimlere beş kala, İmamoğlu’nun ayağına bağlanan safra, Soyer’e de uygun görüldü. Akıl tutulmasıdır!

Ne var ki Cumhuriyetin gerçek sahibi ulus direnmektedir. Salt çoğunluk Cumhuriyetçilerdedir ama dağınık, örgütsüz ve öndersizdirler. Bu deli gömleği, siyasal tarihte benzersiz değildir. Yapılacak ilk iş, iktidarın etik dışı gündem oyunlarına gelmemek. İkincisi, AKP/RTE’nin halkı kutuplaştırarak birbirine düşmanlaştırmasına asla izin vermemek. Üçüncü olarak tüm Cumhuriyetçi güçleri toparlamak ve bir “21. yüzyıl Türkiye ittifakı” kurmaktır. Görev, kurucu parti CHP’nindir; yeniden tüm Kuvvacı güçleri birleştirmek! Kurtarıcı-kurucu önder gibi. Tek amaçla: Devlet yıkıcısı, meşruluğunu yitirmiş iktidara (Vahdettin gibi!) karşı meşru direnme hakkını kullanma!

QOSHE - AKP-RTE iktidarı hâlâ meşru mu?! - Ahmet Saltık
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

AKP-RTE iktidarı hâlâ meşru mu?!

24 1
23.11.2023

RTE=AKP, 21. yüzyılın şafağında Türkiye’de neredeyse mutlak monark! Üstelik dinci ve meşru olmaksızın! 3 Kasım 2002’den günümüze 21 yıl geçti Erdoğan’ın çağdışı “patrimuan” rejimiyle. Kurguları açısından çok ama çok yol aldıkları kesin. Ama itiraf ettikleri bir çelik çekirdek var ki “kültür devrimi”. RTE, bu alanda özledikleri yere gelemediklerinden sıklıkla yakınıyor. Ayrımında olmadıkları sosyolojik gerçek ise bunun hiç de kolay olmadığı. A. Toynbee’nin Türk Devrimi betimlemesi cesaret vermiş olmalı(!): Atatürk, Batı’nın yüzlerce yılda yapabildiği reform, Rönesans, Aydınlanma, Sanayi Devrimi’ni bir insan ömrüne sığdırdı. Gerçekte 15 yıla; 1923-38!

Ne var ki 28 Mayıs 2023 seçimini izleyen 67. hükümet (RTE’nin 5. kabinesi) gözünü karartmış durumda. 21 yılda Cumhuriyetin tüm kurumları, değerleri olabildiğince yıpratıldı, kimisi felç edildi. Laiklik, özellikle eğitimde çökertildi. Ekonomide talan hayal ötesi boyutta. Ancak varılan yer, Pirus utkusundan farksız. Sistemin orta direği ekonomi, tam iflasta. Örtük bir moratoryum (devlet iflası) gündemde; 1876, 1958 ve 2023! Tulumbada su kuru(tul)du veya hasta kana(tıl)madan ölümcül şokta. İvedi ve bolca taze kan (sıcak para!) gerek, o da yok! RTE, diplomatik deyimle, mali sekreteri Mr. Şimşek ile tam “antagonizma” içinde: Hamas seviciliği ve ağır bedeli.

YoksullaşTIRma kurgusu son derece tehlikeli bir silah olarak kullanılmakta. Öyle ki en alttaki milyonlarca emekliye 7500 TL sefalet aylığı gözü kara........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play