“SOSYAL MEDYA” DEDİKLERİ!

Şu “sosyal medya” terimine artık başka bir karşılık bulmamız gerekiyor!

Biz henüz “medya” kavramını sindirememişken bir de “sosyal medya” çıkardılar başımıza! Sanal ağdaki her paylaşımı bu kavramla karşılıyorlar.

Türkçe Sözlük, “Yazılı, sesli ya da görsel tüm kitle iletişim araçları, basın yayın” olarak tanımlıyor “medya”yı.

Görüldüğü gibi, “medya” kavramı zaten başlı başına “sosyal” ilişkiler ağını imliyor. Bu durumda medyaya bir de “sosyal” sıfatı eklemenin anlamı nedir?

Bir düşünün bakalım, “sosyal” olmayan bir medya var mıdır?

Olamaz! Çünkü tüm kitle iletişim araçlarının işlevi toplumsaldır.

Öyleyse bu anlamsız “sosyal medya” söylemini sürdürmek yerine, daha uygun bir karşılık bulma arayışına girmeliyiz.

Örneğin “sanal ortam”, benim aklıma ilk gelen karşılıklardan biri…

“KADIN CİNAYETLERİ” DEĞİL “ERKEK CİNAYETLERİ”!

Hemen her gün birkaç kadının erkek şiddetine uğradığı ve yaşamını yitirdiği ülkemizde “kadın cinayetleri” sözü artık bir kavrama dönüşmüş görünüyor.

Ancak ben bu söylemi sorunlu görüyorum. Çünkü “kadın cinayetleri” dendiğinde, öldürme fiilinin faili sanki kadınlarmış gibi bir anlam çıkıyor. O yüzden böyle durumları nitelemek için “kadın cinayetleri” yerine “erkek cinayetleri” demenin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Çünkü bu cinayetleri kadınlar değil erkekler işliyor!

YALITIMIN KAYMAYAN RENGİ!

Bir dış boya firmasının reklam sloganı:

“Güneşte solmaz, kayma yapmaz.”

Giriş yapmak, çıkış yapmak, iniş yapmak, biniş yapmak, geçiş yapmak, bekleme yapmak, okuma yapmak… derken şimdi de “kayma yapmak”!

Nedir bu “yapmak” eyleminin sizden çektiği!

Eskiden reklam metinlerini yazanlar az buçuk Türkçe bilirdi. Şimdi onları bile mumla arıyoruz!

∗∗∗

HAFTANIN NOTU

İLHAN ERDOST’A SAYGI

Sol ve Onur Yayınları yöneticilerinden İlhan Erdost, 12 Eylül faşist darbesinin adından Mamak Askeri Cezaevi’nde dövülerek öldürülmüştü. 7 Kasım 1980 tarihinde işlenen bu cinayetin 43. yılında İlhan Erdost, Ankara’da iki ayrı törenle anıldı. İlk tören, İlhan Erdost’un Karşıyaka’daki gömütü başında yapıldı. Buradaki törene Erdost ailesi ve İlhan’ın dostları katıldı.

Her yıl yalnızca gömütü başında anılan İlhan Erdost için bu yıl ilk kez geniş katılımlı bir salon toplantısı düzenlendi. Çankaya Belediyesi’nin Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki anma toplantısına, siyasal cinayetlerde yakınlarını yitirmiş ailelerin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformu üyeleri de katıldı. CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel ise programının yoğunluğu nedeniyle katılamadığı toplantıya ileti gönderdi. Bu arada Erdost’un 12 Eylül Utanç Müzesi’nde sergilenen kişisel eşyası da ÇSM fuayesinde ziyarete açıldı.

Sunuculuğunu oyuncu Şebnem Gürsoy’un yaptığı törende, İlhan Erdost’un kızı Alaz Erdost, etkinliğe katkı verenlere teşekkür ederken, “Bir teşekkürüm de babamın adını adına ekleyerek onu yaşatan sevgili amcam Muzaffer Erdost’a” dedi.

Törende ilk konuşmayı, Devrimci 78’liler Federasyonu Ankara Şube Başkanı Hüseyin Esentürk yaptı. Daha sonra arkadaşlarının kolları arasında kürsüye güçlükle çıkan Erdost ailesinin en yakın dostlarından yazar ve yayıncı Vahap Erdoğdu, hasta olduğunu söyleyerek konuşma metnini bir başka arkadaşın okumasını istedi. Vahap Erdoğdu’nun konuşmasını, faşistler tarafından 12 Eylül sonrası Ankara’da öldürülen Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz’ün oyuncu kızı Bengi Öz okudu. Ankara dışında olan Işık Kansu’nun iletisini de TİHAK (Türkiye İnsan Hakları Kurumu) Başkanı Oğuz Gemalmaz paylaştı.

Erdost ailesini yakından tanıyan Talip Apaydın’ın kızı Su Apaydın Öge ise görüntülü iletisinde, İlhan Erdost ile Gül’ün nasıl tanışıp evlendiklerini anlattı. Türküler Erdost da kendi yazdığı “Benim Babam” şiirini okudu. Tolga Kaya ve Mazlum Çimen’in dinletisindeki ağıtlara izleyiciler de eşlik etti.

Gecenin sürprizi ise Toplumsal Bellek Platformu üyelerinin tören sonunda sahneye çıkarak “Leylim Ley” türküsünü hep birlikte seslendirmeleri oldu.

İlhan Erdost’un devrimci anısına yaraşır etkinlikte hüzün ve umut bir aradaydı…

QOSHE - Küçük Dokunuşlar - Attila Aşut
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Küçük Dokunuşlar

26 14
11.11.2023

“SOSYAL MEDYA” DEDİKLERİ!

Şu “sosyal medya” terimine artık başka bir karşılık bulmamız gerekiyor!

Biz henüz “medya” kavramını sindirememişken bir de “sosyal medya” çıkardılar başımıza! Sanal ağdaki her paylaşımı bu kavramla karşılıyorlar.

Türkçe Sözlük, “Yazılı, sesli ya da görsel tüm kitle iletişim araçları, basın yayın” olarak tanımlıyor “medya”yı.

Görüldüğü gibi, “medya” kavramı zaten başlı başına “sosyal” ilişkiler ağını imliyor. Bu durumda medyaya bir de “sosyal” sıfatı eklemenin anlamı nedir?

Bir düşünün bakalım, “sosyal” olmayan bir medya var mıdır?

Olamaz! Çünkü tüm kitle iletişim araçlarının işlevi toplumsaldır.

Öyleyse bu anlamsız “sosyal medya” söylemini sürdürmek yerine, daha uygun bir karşılık bulma arayışına girmeliyiz.

Örneğin “sanal ortam”, benim aklıma ilk gelen karşılıklardan biri…

“KADIN CİNAYETLERİ” DEĞİL “ERKEK CİNAYETLERİ”!

Hemen her gün birkaç kadının erkek şiddetine uğradığı ve yaşamını yitirdiği ülkemizde “kadın cinayetleri” sözü artık bir kavrama dönüşmüş görünüyor.

Ancak ben bu söylemi sorunlu görüyorum. Çünkü “kadın cinayetleri” dendiğinde, öldürme fiilinin faili sanki kadınlarmış gibi bir anlam çıkıyor. O yüzden böyle durumları nitelemek için “kadın cinayetleri” yerine “erkek cinayetleri” demenin daha doğru olacağını düşünüyorum.........

© Birgün


Get it on Google Play