Ömrümüzden bir yıl daha gitti. 2023 yılında dünyada olan biten olaylardan Avusturya gündemi çok da önemsenmedi. Aslında normal günlük yaşanan olaylardan farklı bir şey de yaşanmadı.

Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’in Filistin’e saldırısı vardı Avusturya gündeminde. Bu da hep Batı gözüyle dile aktarıldı. Basında Filistin yoktu, “Terörist Hamas saldırıları”, “İsrailli rehineler” ve ekim ayının ilk haftasında Hamas roketleri sonrasında İsrail ile dayanışma göstergesi olarak başbakanlık çatısına hemen İsrail bayrağı asmalar vardı. Birkaç yıl önce yine aynı yere aynı bayrak asılmıştı da Avusturya’da ciddi bir protesto olayı yaşanmıştı. Hatta eski cumhurbaşkanlarından Dr. Heinz Fischer “Filistinli çocuklar İsraillilerden daha değersiz değildir” ifadesini kullanmıştı. Bayrak kısa sürede yerinden indirilmişti. Bu defa ses çıkaran olmadı.

Ukrayna konusu ise her zamanki gibi “Putin saldırganlığı” penceresinden bakıldı. O savaşın Avusturya’ya etkisi tekrar kısa bir süreliğine Avusturya’daki NATO’cuların, “Neden NATO’ya üye olmuyoruz ki?” tartışmasını beraberinde getirdi. Uzun sürmedi, rüzgâr gibi geçti ve bitti.

NATO üyelik tartışması uzun sürmedi, ancak konu tekrar ısıtılıp insanların önüne sürülecektir. Avusturya’nın koalisyon hükümetinin büyük ortağı Avusturya Halk Partisi’ne (ÖVP) yakınlığı ile bilinen Die Presse gazetesinde bir haber dikkat çekmekteydi.

Die Presse 7 Aralık 2023 tarihli sayısında Avrupa Birliği barometresi yayımlanmıştı. Gazetenin haberine göre Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin vatandaşlarının tavırlarına dair oran paylaşılmıştı. Avusturya vatandaşları AB'ye en olumsuz bakan ülke olarak dikkat çekmekte. Avusturyalıların yüzde 22’si AB’ye negatif, yüzde 33’ünün ise tarafsız yaklaşırlarken, yüzde 42 AB'ye olumlu bakmaktadır. Olumsuz tavırda Avusturya’yı sırasıyla İtalya, Romanya, Macaristan ve Fransa takip etmektedir. AB'ye en olumlu bakan ülkeler ise Letonya, Litvanya ve Belçika gelmekte. Belçika’yı ise Almanya ve Polonya takip etti.

2024 yılı Avusturya için yoğun seçim yılı olacak. Bu seçimlerden birisi de Avrupa Parlamentosu (AP) seçimidir. AP seçimlerine katılım çok düşük olurken, Die Presse gazetesi bu sefer partilerin aday bulmakta zorlandığını yazdı. Bunun da pek tesadüf olmadığını, Yeşiller Partisi’nin koalisyon ortaklığı için AB politikasını terk ettikleri ÖVP’nin ise “Yanlış AB politikası sürdürdükleri” belirtilirken, ana muhalefet Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) Genel Başkanı Andreas Babler’in “AB, NATO’dan daha tehlikeli” ifadesinin aday bulmakta zorlanmalarının tesadüf olmadığı yazıda dikkat çeken ifade oldu. Gerçi Babler bu sözünden dolayı pişman olduğunu da ifade etmişti.

Enerji, pahalılık, çalışanların maaşlarının; kira, temel gıda ürünlerine, ısınma giderlerine yetmezken ülke başbakanı yoksullaşmaya inanmadı. Çocukların sıcak yemek yemedikleri iddiasına, iddianın doğru olmadığını söylerken, çocukların en fazla 3 ile 3,5 avro ödeyerek sıcak yemek yiyeceklerini dile getirmesi kahkahalara sebep oldu. Sıcak yemek diye de patates kızartması ve hamburgeri ifade ettiği bir videoda görüntülenen ülke başbakanının gerçek yaşamdan ne kadar uzak olduğu görülmüş oldu. Videonun kamuoyuna yansıdı haftayı takip eden günlerde Türkiye'ye T.C Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmeler yapmak için Türkiye’ye uçtu. Bu biraz da hamburger, patates kızartması ve 3,5 avro muhabbetinden kaçış gibi anlaşıldı. Olan aslında bu diplomatik görüşmeye oldu. Yapmış olduğu açıklamadan ciddiye alınmamasından olsa gerek, basın bu görüşmeleri çok da fazla görmedi.

Ülkede yüzde onlarda seyreden enflasyon sorundu ve bu sene içinde her ay enflasyon oranının biraz daha aşağılara çekildiği görüldü. Enflasyon ile sorun aşağılara çekilirken nitelikli eleman sıkıntısı denildi. Bu nitelikli eleman sıkıntısını nasıl çözüleceği bilinmezken, doğma büyüme Avusturyalı olmayan başka ülkelerden gelenlerin hem sayısı hem de etkisi artmaya başladı. Enflasyon aşağılara çekildi. Ancak bazı önemli büyük firmalar iflasla karşı karşıya kaldılar. Özellikle Avusturya sermayesinin güçlü mobilya mağazaları çok sayıda işçi çıkarttılar ve küçülmeye gittiler. Bugünlerde ise yine Avusturya sermayesinin önemli simalarından biri ciddi sıkıntılarla karşı karşıyadır. Bu genç sermayedar eski başbakanlarla dost arkadaş olmuş, onların dostluklarını kazanmış bu kişi, ekonomik sıkıntılardan yeni yılda nasıl çıkacak merak konusu.

Aralık ayının ilk haftasında bir okulda bir öğretmenin tavrı Avusturya gündemine küçük bulvar gazeteleri tarafından taşındı. Dört beş adet olan bu bulvar gazeteleri parasız elde edilmektedirler. Başkent Viyana’da bazı noktalara konulan ve aldıkları reklamlarla ayakta kalan gazetelerden birisi Avusturya’nın Aşağı Avusturya eyaletinde bir kasabada ilkokul öğretmeninin sosyal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımı haberleştirdi. Habere göre ilkokul dördüncü sınıf öğrencisinin Almanca kompozisyonunu paylaşarak, kendi öğrencisi dalga geçtiği yazıldı. Öğrencisinin Almanca ev ödevinin yanlışlarla dolu olduğunu gösteren fotoğrafı Instagram hesabında paylaşmasından sonra dokuz yaşındaki ilkokul öğrencisinin okula gidemeyeceği çocuğun annesi tarafından dile getirildiği basına yansıdı. Kendisiyle dalga geçilmesini kabullenemeyen çocuğun travma geçirdiği de anne tarafından duyurulurken, öğretmenin de viziteye ayrıldığı okul yönetimi tarafından duyuruldu.

Olayda taraf olanlar tek tek açıklama yapmak zorunda kaldığı basına yansırken, okul yönetimi çocuğun anne ve babasından özür diledi. Ayrıca bir öğretmenin öğrencinin ismini de vererek ders başarı veya başarısızlığını sosyal medyada paylaşamayacağını ifade etti. Okul idaresi artık o öğretmenin ders veremeyeceğini dile getirirken, öğretmen hakkında disiplin işlemini başlatılacağı, ne tür bir kararın alınacağını şimdilik bekleyeceğiz dedikleri görüldü.

Olayın basına yansımasından sonra viziteye ayrılan öğretmen ise “Aslında okumanın önemine vurgu yapmak istiyordum” diyerek kendisini savundu. Öğretmenin paylaşımında çocuğun ödev kağıdında hataların üzeri kırmızı kalemle çizilmiş gösterilirken, öğrencinin ne yazdığı da fark edilemez hale gelmiş olduğu görülmektedir. Paylaşımın üzerine de Türkçe olarak “Bu bir şaka olmalı” cümlesinin de eklendiği görülmektedir.

Daha önce hayatın her alanında görülen dışlama, ayrımcılık, hor görme, aşağılama, küçük düşürme ve rencide etme olayı sosyal medya aracılığıyla bu sefer ilkokula kadar indi. Hem de çocuğu eğitmesi için gönderilen okulda öğretmen tarafından yapıldı. İlk okuldaki notlara göre çocuk zorunlu eğitimin beşinci yılından itibaren 3. ve 4. sınıftaki Almanca ve matematik derslerinin ortalamasına göre ortaokul veya liseye yönlendirilmektedir. Almancası 1 (Türkiye’de 5’e denk düşüyor) olmayan çocuk üniversite öğreniminin ilk kapısı olan liseye gidememektedir. Bir öğretmen öğrencisinin öğrenmesini kolaylaştırma ve onu eğitmesi beklenirken, o öğrencisini dışlayıp toplum dışına atmayı seçerek, ırkçı bir tutum sergilemiştir. Böylece 2023 yılının son ayında de ırkçılığı ilkokula indirgeyerek “taçlandırmıştır.”

QOSHE - Avusturya’da 2023’ün iz bırakan bazı olayları - Kadim Ülker
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Avusturya’da 2023’ün iz bırakan bazı olayları

9 1
21.01.2024

Ömrümüzden bir yıl daha gitti. 2023 yılında dünyada olan biten olaylardan Avusturya gündemi çok da önemsenmedi. Aslında normal günlük yaşanan olaylardan farklı bir şey de yaşanmadı.

Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’in Filistin’e saldırısı vardı Avusturya gündeminde. Bu da hep Batı gözüyle dile aktarıldı. Basında Filistin yoktu, “Terörist Hamas saldırıları”, “İsrailli rehineler” ve ekim ayının ilk haftasında Hamas roketleri sonrasında İsrail ile dayanışma göstergesi olarak başbakanlık çatısına hemen İsrail bayrağı asmalar vardı. Birkaç yıl önce yine aynı yere aynı bayrak asılmıştı da Avusturya’da ciddi bir protesto olayı yaşanmıştı. Hatta eski cumhurbaşkanlarından Dr. Heinz Fischer “Filistinli çocuklar İsraillilerden daha değersiz değildir” ifadesini kullanmıştı. Bayrak kısa sürede yerinden indirilmişti. Bu defa ses çıkaran olmadı.

Ukrayna konusu ise her zamanki gibi “Putin saldırganlığı” penceresinden bakıldı. O savaşın Avusturya’ya etkisi tekrar kısa bir süreliğine Avusturya’daki NATO’cuların, “Neden NATO’ya üye olmuyoruz ki?” tartışmasını beraberinde getirdi. Uzun sürmedi, rüzgâr gibi geçti ve bitti.

NATO üyelik tartışması uzun sürmedi, ancak konu tekrar ısıtılıp insanların önüne sürülecektir. Avusturya’nın koalisyon hükümetinin büyük ortağı Avusturya Halk Partisi’ne (ÖVP) yakınlığı ile bilinen Die Presse gazetesinde bir haber dikkat çekmekteydi.

Die Presse 7 Aralık 2023 tarihli sayısında Avrupa Birliği barometresi yayımlanmıştı. Gazetenin haberine göre Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin vatandaşlarının tavırlarına dair oran paylaşılmıştı. Avusturya vatandaşları AB'ye en olumsuz bakan ülke olarak dikkat çekmekte. Avusturyalıların yüzde 22’si AB’ye negatif, yüzde 33’ünün ise tarafsız yaklaşırlarken, yüzde 42 AB'ye olumlu bakmaktadır. Olumsuz tavırda Avusturya’yı sırasıyla İtalya, Romanya, Macaristan ve Fransa takip etmektedir. AB'ye en olumlu bakan ülkeler ise Letonya, Litvanya ve Belçika gelmekte. Belçika’yı ise Almanya ve Polonya takip etti.

2024 yılı Avusturya için yoğun seçim yılı olacak. Bu seçimlerden birisi de Avrupa Parlamentosu (AP) seçimidir. AP seçimlerine katılım çok düşük olurken, Die Presse gazetesi bu sefer partilerin aday bulmakta zorlandığını yazdı. Bunun da pek tesadüf olmadığını, Yeşiller Partisi’nin koalisyon ortaklığı için AB politikasını terk ettikleri ÖVP’nin ise........

© Aydınlık


Get it on Google Play