Toplamı trilyon doları bulan büyük miktarda para, “turizm geliri” adıyla devletler arasında yer değiştirip durmaktadır. 2019’da altın sezonunu yaşayan dünya turizmi, covid salgınının etkisiyle dip yaptıktan sonra 2022’de yeniden nefes almaya başladı.

Turizmde Akdeniz, değişmez olarak, Türkiye’nin de yer aldığı lider ülkeleri barındırır. Dünyada en çok turisti Fransa, hemen arkasından İspanya ağırlar. 2022’de 50,5 milyon turistin ziyaret ettiği Türkiye, dünyanın en çok ziyaret edilen 4. ülkesi olurken, İtalya hemen arkamızdan 5. sıradadır. 2022’de sadece 27,8 milyon turisti ülkesine çekebilen Yunanistan ise 9. sıradadır. Gerileyen turizmini toparlamaya çalışan Yunanistan’ın 2022’de ağırlayabildiği turist sayısı, 2019 rakamına göre %11 daha azdır. Üretim gücü düşük olan Yunanistan’da turizm, yaşamsal değerdedir. Çünkü, Yunanistan’ın turizm gelirlerinin toplam millî gelirine oranı %7-8 civarındadır. Turizmin Türk ekonomisindeki %5’lik payı nedeniyle Türkiye, “turizm gelirlerine bağımlılık” bakımından Yunanistan’a göre daha kabul edilebilir düzeydedir. “Turizm”, Yunanistan’ın yumuşak karnıdır ve “Deniz Vatan”ımızı elimizden almaya çalışan Yunanistan’ı -hiç savaşmadan- yalnızca “turizm”ini olumsuz etkileyecek bazı tedbirler alarak (örneğin, moratoryumu kaldırıp yaz aylarında da Adalar Denizi’nde çok sayıda ve büyük ölçekli askerî tatbikatlar yaparak) 3-5 yıl içinde, anlaşma zeminine çekmek -pekâlâ- mümkündür.

Dünyanın en çok turist alan 9. ülkesi Yunanistan’a dünyanın her tarafından turist geldiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yunanistan’a giden turistlerin %80,5’i NATO ülkelerinden; %11,3’ü ise İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avusturya, İsviçre gibi NATO üyesi olmayan Batı ülkelerindendir. Örneğin, BRICS veya Şangay İşbirliği Örgütü’ne üye ülkelerden Yunanistan’a turist girişi sembolik düzeydedir. Türkiye ve Arnavutluk’u hesaba katmazsak İslam İşbirliği Teşkilatı ile Türk Devletleri Teşkilatı’ndan da Yunanistan’a turist akışı düşük düzeylidir. Anlayacağınız, Yunanistan’a giden turistlerin %91,8’ini temsil eden emperyalist Batı, zayıf Yunan turizm sektörünün gönüllü kaldıracı işlevini üstlenir. Somut rakamlara dayanan bu sonuç, tartışma götürmeyecek kadar açıktır.

Gelelim, “vize” hikâyesine… Türkiye ile Yunanistan arasında, çözümünü bulamadığı sürece büyük bir Türk-Yunan Savaşı’na yol açabilecek derin “deniz yetki alanları anlaşmazlıkları”nın olduğu malûmdur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atina ziyaretinde, “yokmuş muamelesi görmeye devam eden” bu anlaşmazlıklar, yüzeysel laflarla geçiştirilirken; Türk kamuoyu, Doğu Ege Adaları’ndan bazılarını ziyaret etmek isteyen Türk turistler için “güya vize engelinin kaldırılması” masalına kilitleniverdi. Oysa, vize ile ilgili dişe dokunur bir değişiklik yaşanmadı. Eskiden, Yunanistan’ın her yerine turist olarak gitmek üzere, 90 gün süreli vize için 80 euro ödüyordunuz; şimdi Doğu Ege Adaları’ndan 10 tanesine gitmek için alacağınız 7 günlük özel vize için 60 euro ödeyeceksiniz. Başka bir ifadeyle, Kavala’yı, Selanik’i, Atina’yı, Girit’i görmeme gerek yok diyorsanız, 20 euro daha az ödeyeceksiniz. Mesela, Dedeağaç’taki akrabanızı görmek isterseniz, yine 80 euro ödeyeceksiniz. Fakat, bu uyduruk formalite değişikliği, basında o kadar abartıldı ki, âdeta turistik Yunan Adaları’nın bedava ve dâhice reklamına dönüşüverdi.

Belirtmekte fayda var: Türk basınında 7 günlük özel vize uygulamasına geçilecek ada isimlerinin Yunanca yazılması, bir “ilkesizlik” örneğidir. Milletçe “ilkeli” Yunanlıların, Türk kara ve deniz ülkesindeki Türkçe yer isimlerine tahammüllerinin olduğunu mu sanıyorsunuz? Yunanlılar, İstanbul’a “Konstantin’in şehri” anlamına gelen “Constantinapolis” veya Çanakkale Boğazı’na “Dardanos’un Geçidi” anlamına gelen “Dardanelles” derken; atalarımın “İstanköy” dediği adaya niye “Kos” veya atalarımın “Kilimli” dediği adaya niye “Kalimnos” diyecekmişim? Yunanistan, Türk ülkesinde “Yunanca” isimlerde ısrar ettiği sürece, en az onlar kadar “ilkeli” olmak ve benzer tutum sergilemek zorundayız. Bunun anlamı, komşumun vatanında gözü olmak değil, vatanımda gözü olan komşumu bundan vazgeçmeye zorlamaktır.

Resmî ziyareti fırsat bilen Yunanistan’ın uyduruk bir “vize” seçeneği sunmasını, çok sayıda siyasetçi ve yayın organı, “Türkiye için vize kıyağı” olarak yorumladı. Ortada kıyak aramak gerekiyorsa, kendi ülkesinde onca turistik yer varken, Yunanistan’ın “turizm gelirleri”ni artırma çabasına olumlu cevap veren ve cebindeki parayı Türk turizmcisi ile paylaşmak yerine Yunan turizmcisi ile paylaşmaya razı olan Türk halkından başkası kıyak çekmiş olamaz. Birazdan nasıl “tehlikeli” bir kıyak olduğunu anlatacağım.

2019’da Yunanistan’a turist olarak giden 1 milyon 104 bin Türk, ortalama 3,7 gün zamanını Yunanistan’da geçirerek dişinden tırnağından artırdığı 327,5 milyon euro’yu Yunanistan’a turizm geliri olarak transfer etmişti. 2022’de ise; Yunanistan’a giden Türk turist sayısı, 2019’a göre %51 azalarak 541.000’e düştü. Üstelik 2022’nin ortalama 4,2 gününü Yunanistan’da geçiren Türk turistler, 2019’a göre %31’lik düşüşle yalnızca 226 milyon euro kadar parasını Yunanistan’da harcadılar. İşte, Yunanistan’ın “vize” üzerinden sergilediği algı oyununun amacı, Türkiye’den gelen turist sayısını ve Türkiye’den kendisine aktarılacak dövizin miktarını, mümkün olan en “bereketli” seviyeye taşımaktır. 2022’de yurt dışına seyahat eden Türklerin sayısının toplam 7,3 milyon olduğunu ve yurt dışında toplam 4 milyar euro para harcadıklarını hesaba katarsak; yurt dışına çıkan Türklerin %7,5’i ve turizm için Türkiye’den yurt dışına taşınan paramızın %5,7’si Yunanistan’ı tercih etmiş durumdadır. Bu oran bile, Yunanistan için oldukça iyi bir girdidir.

2019’da Yunanistan’a giden 583 bin Rus turist, Yunanistan’a yılda 433 milyon avro kazandırıyordu. Ancak; Ukrayna Savaşı’nda Yunanistan, Rusya’ya karşı düşmanca tutum sergileyince Rus halkı, Yunanlıları affetmedi. 2022’de Yunanistan’a giden Rus turist sayısı, bıçak gibi kesildi ve 36 bine düştü; Yunanlıların, az sayıda Rus turistten elde ettiği gelir ise 41 milyon euro gibi komik bir seviyeye geriledi. Nedenini biliyor musunuz? Çünkü Rus halkı, Yunanistan’a turizm üzerinden aktarılan her bir euro’nun Ukrayna’da savaşan Rus askerine atılan mermiye dönüştüğünün bilincinde olan bir halktır. Bence, seyahat etmeyi seven Ruslar, Yunanistan defterini uzun süre kapalı tutmaya devam edecektir. Turizmde katı millî duyarlılık denildiğinde Ruslar, örnek alınacak bir millettir.

Peki, Yunanistan’ı tercih eden Türk turist sayısının artması, paralelinde de turizm sektörü kanalıyla Türkiye’den Yunanistan’a düzenli olarak yüz milyonlarca euro para aktarılması, Türkiye’nin güvenlik gereksinimlerine uygun bir tavır mıdır? Ben, “Hayır” derim. Cevabımın gerekçesini de açıklayayım. Yunanistan, 2022’de elde ettiği 17,3 milyar euro’luk turizm gelirlerinin %43’ünü savunma harcamalarında, yani Türkiye’ye karşı savaş hazırlığında kullanmıştır. Başka bir açıdan bakarsak, Yunanistan’ın 2022’deki savunma harcamalarının %3’ünü Türk turistler karşılamışlardır. Daha başka bir açıdan bakılırsa, Yunanistan’a giden Türk turistlerin Yunanistan’a hediyesi, yılda 3-5 adet F-35 savaş uçağı parasıdır. Siz, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın 2022 yılı gelirinin ne kadar olduğunu biliyor musunuz? Söyleyeyim: 42,5 milyon euro, yani sadece yarım F-35 parası… Masum seyahat gereksinimlerini karşılamak isteyen Türk halkı, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı gelirlerinin 5-10 katını, -bizimle daha iyi savaşsın ve denizlerimizi bizden alsın diye- Yunanistan’a bağışladığının, eminim farkında bile değildir. Halkın, bu ciddi zaafın ayırdına kendi başına varması, hiç kolay değildir. Birilerinin uyandırması gerekir. Açıkçası, turizmi arttıkça silah harcamalarını da artıran Yunanistan’ın “vize” hileli turist davetini, halka “vize müjdesi” olarak kaptıran siyasetçiler ve medya yorumcularına şaşırmamak elde değil… Neyse ki, neyin ne olduğunu gören ve Türk milletine anlatan “Vatan Partisi”, “Aydınlık” ve “Ulusal Kanal” var…

QOSHE - Yunanistan’ın vize masalı ve gözden kaçırılan gerçekler - Halil Özsaraç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yunanistan’ın vize masalı ve gözden kaçırılan gerçekler

40 53
16.12.2023

Toplamı trilyon doları bulan büyük miktarda para, “turizm geliri” adıyla devletler arasında yer değiştirip durmaktadır. 2019’da altın sezonunu yaşayan dünya turizmi, covid salgınının etkisiyle dip yaptıktan sonra 2022’de yeniden nefes almaya başladı.

Turizmde Akdeniz, değişmez olarak, Türkiye’nin de yer aldığı lider ülkeleri barındırır. Dünyada en çok turisti Fransa, hemen arkasından İspanya ağırlar. 2022’de 50,5 milyon turistin ziyaret ettiği Türkiye, dünyanın en çok ziyaret edilen 4. ülkesi olurken, İtalya hemen arkamızdan 5. sıradadır. 2022’de sadece 27,8 milyon turisti ülkesine çekebilen Yunanistan ise 9. sıradadır. Gerileyen turizmini toparlamaya çalışan Yunanistan’ın 2022’de ağırlayabildiği turist sayısı, 2019 rakamına göre  daha azdır. Üretim gücü düşük olan Yunanistan’da turizm, yaşamsal değerdedir. Çünkü, Yunanistan’ın turizm gelirlerinin toplam millî gelirine oranı %7-8 civarındadır. Turizmin Türk ekonomisindeki %5’lik payı nedeniyle Türkiye, “turizm gelirlerine bağımlılık” bakımından Yunanistan’a göre daha kabul edilebilir düzeydedir. “Turizm”, Yunanistan’ın yumuşak karnıdır ve “Deniz Vatan”ımızı elimizden almaya çalışan Yunanistan’ı -hiç savaşmadan- yalnızca “turizm”ini olumsuz etkileyecek bazı tedbirler alarak (örneğin, moratoryumu kaldırıp yaz aylarında da Adalar Denizi’nde çok sayıda ve büyük ölçekli askerî tatbikatlar yaparak) 3-5 yıl içinde, anlaşma zeminine çekmek -pekâlâ- mümkündür.

Dünyanın en çok turist alan 9. ülkesi Yunanistan’a dünyanın her tarafından turist geldiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yunanistan’a giden turistlerin ,5’i NATO ülkelerinden; ,3’ü ise İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avusturya, İsviçre gibi NATO üyesi olmayan Batı ülkelerindendir. Örneğin, BRICS veya Şangay İşbirliği Örgütü’ne üye ülkelerden Yunanistan’a turist girişi sembolik düzeydedir. Türkiye ve Arnavutluk’u hesaba katmazsak İslam İşbirliği Teşkilatı ile Türk Devletleri Teşkilatı’ndan da Yunanistan’a turist akışı düşük düzeylidir. Anlayacağınız, Yunanistan’a giden turistlerin ,8’ini temsil eden emperyalist Batı, zayıf Yunan turizm sektörünün gönüllü kaldıracı işlevini üstlenir. Somut rakamlara dayanan bu sonuç, tartışma götürmeyecek kadar açıktır.

Gelelim, “vize” hikâyesine… Türkiye ile Yunanistan arasında, çözümünü bulamadığı sürece büyük bir Türk-Yunan Savaşı’na yol açabilecek derin “deniz yetki alanları anlaşmazlıkları”nın olduğu malûmdur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atina ziyaretinde, “yokmuş muamelesi görmeye devam eden” bu anlaşmazlıklar, yüzeysel laflarla geçiştirilirken; Türk kamuoyu, Doğu Ege Adaları’ndan bazılarını ziyaret etmek isteyen Türk turistler için “güya vize engelinin........

© Aydınlık


Get it on Google Play