Şu maç pisi pisine elden kaçtı
Hadi şuradan başlayalım. Rezil rüsva olduğumuz Antalyaspor maçının ardından 2 yazı yazmıştım. İlkinde maçı değerlendirmiştim. Ancak o yazı bana yeterli gelmemişti ve bir yazı daha yazarak Emre Belözoğlu’na bazı tavsiyelerde bulunmuştum. Ne demiştim; Senin oynatmaya çalıştığın futbolu bu kadroyla oynatamazsın, o yüzden devre arasında, kendi kadronu kurana kadar daha savunmaya dönük, daha çok rakibi karşılama, alan daraltma, oyunu kilitlemeye dönük bir futbol oynatman lazım demiştim.
Gaziantep FK maçında Emre Belözoğlu tam da bunu yapmıştı ve başarmıştı. Pozisyon bile vermeden zorlu maçı koparıp gelmişti. Demek ki aklın yolu bir.
Ankaragücü, Beşiktaş maçında da, aynı sistemle oynadı. Emre hoca, oyunu soğutarak, tempoyu düşürerek, daha çok rakibi bekleyerek bir sistem belirlemişti. Beşiktaş maçında da sonuç aldı mı? Tam anlamıyla olmasa da aldı. Kaybetmedi. Ama kazanamadı da.
Peki sistemini oturtmuşken neden maç kazanılamadı? Çünkü rakibin üzerine hiç gitmedi. Düşünün karşınızda kafada futbolu bitirmiş bir takım vardı. Yorgun eksiktiler. 1-0’ı da yakalamışsın. Biraz cesur olabilseydin, bu maçı 2-0’a, hatta 3-0’a kadar götürebilirdin. Ama hücumda rakibi sadece Cephas zorladı. Onun da nasıl zorladığı ortada. Her pozisyonda aynı şekilde hücum yapamazsın. Cephas’ı beğeniyorum. Ama yaptığı artık biraz egoistliğe giriyor. Eğer ki son noktada, şut yerine pas opsiyonlarını kullansaydı şimdi farklı bir şey konuşuyor olurduk.
Maç sonu basın toplantısında Emre Belözoğlu’na “Neden oyuncu değişikliklerinde geç kaldığını” sordum. Zira ilk değişiklik 81.dakikada yapıldı. Şahsi düşüncem mantıklı bir cevap alamadım. Bana göre değişimler geç yapıldı. Efkan ve Pedrinho ikilisi böylesine bir maçta lüks kaçtı. 55-60 gibi bu ikiliden birini çıkarıp Djokanoviç’i alsaydı orta saha direnci artardı. Artı........
© Anayurt
visit website